Faiz artırımı olmaz ise ya da beklentinin çok altında bir artış gerçekleşir ise piyasaların nasıl reaksiyon göstereceğini hepimiz biliyoruz. Ben bunu aklıma bile getirmek istemiyorum. Çok iyi bir maliyeci olan, piyasa gerçeklerini bilen ve göreve gelir gelmez pozitif mesajlar veren, Maliye Bakanlığı da yapmış Sayın Ağbal başkanlığındaki TCMB’nin bu kez bizleri şaşırtmayacağını umuyoruz.
FAİZLERDE SADELEŞMEYE GİDİLMELİ
Piyasaların istikrara kavuşması, döviz kurlarındaki hareketin kontrol altına alınması için faiz artışı bir enstrüman ancak tek başına yeterli değil . Faiz ne kadar artırılırsa artırılsın, kısa vadede faizlerde sadeleşmeye gidilmesi şart. Daha da önemlisi güven ortamına ihtiyacımız var. Risk primimiz süratle aşağıya çekilmeli. Peki bu kısa vadede nasıl mümkün?
HUKUKUN VE DEMOKRASİNİN ÜSTÜNLÜĞÜ
Hatırlarsanız, geçtiğimiz hafta piyasalar, ekonomi yönetimindeki değişiklikleri olumlu karşılamıştı. Hazine ve Maliye Bakanlığındaki değişikliğe ve TCMB’nin yeni başkanına pozitif bakıldı ancak asıl olumlu gelişme Cumhurbaşkanımızın, hukukun üstünlüğüne, şeffaflığa, hesap verilebilir olma ve öngörülebilme üzerine yaptığı konuşma ile oldu. Türk Lirası sadece 2 gün içerisinde son zamanlarda hiç görülmemiş şekilde hızla değer kazandı. Hiçbir somut adım atılmadığı halde sadece HUKUKSAL REFORMLAR, HESAP VEREBİLME, ŞEFFAFLIK, ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK ifadeleri bile piyasalarda moral değerlerin yükselmesine yetti. Demek ki hepimiz bu tür söylemleri çok özlemişiz.
YAPISAL REFORMLAR ŞART
Şu anda dünyada yaklaşık 17 Trilyon Dolar kaynak, sıfır hatta negatif faize muhatap. Başka bir ifade ile dünyada çok önemli bir miktarda para; gidecek güvenilir bir liman arıyor. Hukukun üstünlüğüne, insan hakları ve özgürlüklere, bağımsız yargı ve özgür medyaya dair atılacak adımlar ve yapılacak reformlar çok şeyi kısa sürede değiştirecektir. Demokrasi çarklarının sorunsuz işlediğine dair dünyaya verilecek mesajların risk primimizi hızla aşağıya çekeceğinden endişeniz olmasın. Bunları eyleme geçirmek söylemek kadar kolay değil ama bugün gelinen noktada da lüks değil zorunluluk.
Alınacak kararların ve atılacak adımların ülkemiz adına hayırlı olmasını gönülden diliyorum.
