MERKEZ BANKASI’NDAN TERS KÖŞE
Özellikle dövizin ateşinin düşmek bilmediği ve enflasyon üzerinde baskının devam ettiği bu günlerde, piyasalar Merkez Bankası’ndan faiz artırmasını bekliyordu. Otoritelerin telaffuz ettiği oranlar minimum 150 puan iken bazı çevrelerin ise artış tahminleri 300 puana kadar çıkıyordu. Benim kişisel öngörüm ise 200 puanlık bir artışın 10,25 olan politika faizini 12,25’e yükselterek, 13,50 civarında olan reel fonlama faizi ile politika faizinin bir birine yaklaşıp pazar gerçekleri ile örtüşmesi yönündeydi ama ters köşe geldi.
SADECE FAİZ, DÖVİZ KURLARI KONTROLÜ İÇİN YETERLİ DEĞİL
Elbette döviz kurları sadece faiz enstrümanı ile kontrol edilmez. Belirsizlikler, makro ekonomik politikalar, dış politik hareketler, seçimler ve belirsizlikler, döviz kurlarının yukarı ya da aşağı yönlü hareketinde etkilidir ancak içinde bulunduğumuz bu çalkantılı dönemde faizin etkisi göz ardı edilemez. Bana göre MB bu imkanı kullanmadı. Faiz artışı ile dolarizasyonun tamamen önüne geçmese de hızını keserdi. Fiyat istikrarında yani enflasyon ile mücadelede elbette düşük faiz önemli. Aynı zamanda paraya kolay ve ucuza ulaşmakta, piyasaların canlanmasında ve yatırımın artmasında itici güç, ancak yeri geldiğinde 100-200 baz puanlık artışla piyasaları dengeleyebilecekken, geç kalınırsa 300 - 500 puanlık artışların bile kızgın tavaya düşen su damlaları gibi kalacağını 2018 yılı 3. Çeyreğinde hepimiz yaşadık, gördük. Umarım hiçbirimiz biz bu filmi daha önce de görmüştük demeyiz.
KIŞ SERT GELEBİLİR
Dünya genelinde ve ülkemizde Korona vakalarındaki endişe veren artışlar, aşı sürecinde ciddi bir gelişme olmaması, Azerbaycan – Ermenistan arasındaki çatışmalar, ABD seçimleri, AB ve NATO ile ilişkilerimiz gibi belirsizlikler önümüzdeki kışın sert geçeceğini gösteriyor. Hazırlıklı olmakta yarar var.
