İbrahim TÜRKÇÜER

İbrahim TÜRKÇÜER

11 Yazı

SONBAHAR VE KIŞ AYLARINDA NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

Sonbahar mevsimi kendini iyice hissettirmeye başladı. Gün içerisinde hava sıcaklıkları 20’li derecelere kadar çıkabiliyor. Ardından hava sıcaklıkları birden hissedilir derecede azalıyor. Kış mevsimi hızla yaklaşıyor. Hava koşullarındaki değişimle beraber, sosyal ve iş hayatımızdaki yoğunluğun artışı, okulların açılması, yaz aylarındaki sıcaklıklara ve tatil moduna alışan vücudumuzun değişen şartlara adaptasyon sürecinin de zaman alacağı düşünüldüğünde soğuk algınlığı, gribal hastalıkların görülme sıklığı covid-19 pandemisine rağmen giderek artıyor. Rağmen dedim çünkü geçen kış maske-mesafe-hijyen kurallarına azami özen gösterildiği için gribal enfeksiyonlar neredeyse hiç görülmedi.

Ülkemizde Covid-19 günlük vaka sayılarının, covid-19 aşılama oranlarımızın yüksek olmasına rağmen otuz binli sayılarda seyretmesi de göz önüne alındığında maske-mesafe ve hijyen kurallarına gerektiği gibi uyulmadığı sonucuna ulaşmak hiçte zor değil. Hal böyle olunca solunum yolundan bulaşan enfeksiyonların görülme oranları ve bu tür şikâyetlerle sağlık kuruluşlarına başvuru sayıları da artıyor. Bu vesileyle tekrar hatırlatmakta fayda var; MASKE-MESAFE-HİJYEN.

Mevsim değişiminin getirdiği olumsuz durumlarla mücadele edebilmek için bağışıklık sistemimizin güçlü olmalı. Bunun için öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmeliyiz. Mevsimine uygun sebze ve meyveler (mandalina, portakal gibi turunçgiller, ıspanak, havuç, pırasa vb), balık, kuruyemiş, süt, yoğurt, kefir, yumurta, turşu, baklagiller gibi yiyecekleri öncelikli olarak tüketerek A, B, C, D ve E vitaminleri ile selenyum, çinko, demir mineralleri ve omega-3 sayesinde bağışıklık sistemimizi ve bağırsak floramızı güçlendirmiş oluruz.

Ek olarak vitamin ve mineral desteği sağlayan takviyelerden almamız gerekir mi? diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Eğer sağlıklı, dengeli, düzenli ve mevsimine uygun beslenebiliyorsanız bu takviyelere ihtiyacınız olmayacaktır.

Bağırsak floramızın güçlü olması neden önemli? Diğer bir ismiyle bağırsak mikrobiyotamız. Bağırsaklarımız, vücudumuzdaki en fazla mikroorganizmanın barındığı bir bölgedir. Buradaki mikroorganizmalar bizimle birlikte yaşam sürerler. Kabaca 2 kilogram ağırlığa sahip olduklarını söylersem bağırsak mikrobiyotamızın büyüklüğü hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

Mikrobiyotamız besinlerin sindirimine yardımcı olurken, zararlı mikroorganizmaların vücudumuza girişini engeller, aynı zamanda bağışıklık sistem hücrelerinin ve koruyucu maddelerin üretimine destek olurlar. Bağışıklıktan sorumlu hücrelerin yaklaşık %75-80’i bağırsaklarımızda bulunduğu için mikrobiyotamızla sürekli etkileşim içindedir.

Mutluluk hormonu olarak bildiğimiz serotoninin %90’dan fazlası mikrobiyotamız tarafından üretilir. Mikrobiyotamız ne kadar güçlü, sağlıklı ise bizde o kadar sağlıklı olabiliriz.

Kış ayları yaklaştıkça geceler uzayacağı için düzenli ve 8 saatten az olmayacak şekilde uykunun önemini de vurgulamadan geçemeyiz. Sabah uyandığında uykusunu tam almış ve dinlenmiş bir vücut daha sağlıklı, direnci yüksek ve bağışıklığı güçlü olacaktır.

Günlük olarak bol bol sıvı tüketmeyi, özellikle de su içmeyi ihmal etmemeliyiz.
Sonbahar ve kış aylarında hava koşulları, gecelerin uzaması nedeniyle güneş ışığını daha az görmemiz mutsuzluk, olumsuz düşünce, depresif ruh haline yol açabilir. Bu kısır döngüye girmemek için bedenimiz ve sağlık durumumuza uygun fiziksel aktiviteleri, sportif faaliyetleri düzenli olarak yapmayı da unutmayalım.

Sağlıklı, sıhhatli, huzurlu, neşeli, mutlu bir sonbahar ve kış geçirmeniz dileğiyle…
fixed-whatsapp-icon