Sebahattin NAS

Sebahattin NAS

7 Yazı

VİCDANA DANIŞMAK

Herkes günlük, yıllık veya uzun süreçlerde yaşadığı, karşılaştığı olaylar, konular, fikirler üzerinde değerlendirmeler yapar. Bu değerlendirme yeteneği belli ölçütlerle, belli değerler çerçevesinde belirli hedeflere yönelik olarak, geleceği de düşünerek sadece insanlar tarafından yapılır. Tabi ki bu da insana ağır bir sorumluluk yükler. İnsanlar genelde bu sorumluluğun farkında da değildir. Her türlü değerlendirmeyi zaman zaman ölçü tanımadan yaparken kendine ilişkin sorumluluk konusunda bilerek veya bilmeyerek kayıtsız kalır. İnsanın yaptığı değerlendirmede, aldığı kararlarda aklı en önemli aracıdır. Ama vicdani da onu yönlendirip denetleyerek kararlarını etkiler, hatalarını minimize eder ve doğruluğunu güçlendirir.

Vicdan, kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan içsel güç olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle vicdan doğrudan kişinin içsel değeridir. Bulunduğu toplumun yaşayışı, değerleri, geçmişten gelen kabuller, gelenek ve görenekler, başka bireylerin tutum ve davranışlarından etkilense de vicdan kişinin içsel gücü olarak kendi değerlendirmelerini yapar. Kişiyi davranışları, kararları konusunda içsel olarak yargılar, kişide doğru veya yanlış yaptığına dair kanaatler oluşturur ve kişinin içsel frenini oluşturur.



Vicdan konusunda bireylerin hassasiyetleri aynı değildir. Bazıları kendi ahlaki değerlerini kullanarak daha fazla içsel değerlendirme yapar ve başkaları ile ilişkilerini iyilik eksenli oluşturmaya çalışırken bazıları içsel değerlendirmeleri önemsemez ve başkalarının kendi kararlarından zarar görmesine aldırmaz. Hatta bazı bireyler yaptığı eylemin, davranışın karşılarındakine zarar verdiğini vicdani değerlendirme ile bilse bile önemsemez hatta nadiren zevk bile alabilir.



İnsanlar sonucu ne olursa olsun vicdani değerlendirmelerde mutlaka bulunurlar ama bundan etkilenme dereceleri farklıdır. Bu değerlendirmelere göre insanlara vicdanlı (vicdan sahibi), vicdansız gibi yargılamalarda bulunulur. Vicdan bireysel bir değer olup evrenseldir. İnsanların doğuştan sahip olduğu bir değer olup çevre, inanç, renk, dil gibi çevresel ve toplumsal etkilerden bağımsızdır ama bunlardan da vicdani değerlendirme süreçlerinde etkilenmektedir.



Bireyler iletişim halinde bulundukları kişilerle çeşitli ilişkilerini düzenlerken vicdanlarına danışırlar. Mesela arkadaşlarınızla ilişkilerinizde onlara dürüst davranıp davranmadığınızı, tasarruf kullanırken eşitlik ilkesine uyup uymadığımızı sorgularsınız. Özelliklede başkalarına ilişkin verilen kararlarda yasalar, kurallar sizi belli çerçevede hareket etmeye zorlasa da vicdan daima yönlendirici, takip edici olarak sizi denetlemekte ve iç huzurunuza hükmetmektedir.



Bireyler, özellikle de başkaları hakkında karar verenler, kararlarında ne ölçüde vicdanlarında değerlendirme yapmaktadırlar. Mesela bir çalışanın hak ettiği bir göreve getirilmesi yerine onun sürgüne gönderilmesi, bir çalışanın mahkeme kararlarına rağmen hak ettiği bir yerde görevlendirilmeyip çalışmadan maaş almasının sağlanması, atama/görevlendirmelerde liyakate riayet edilmeyip hak etmeyenlerin atamasını yaparken yönetenlere vicdanları ne demektedir. Acaba bu tip kararları alanlar uykularında, yalnız kaldıklarında rahat edebilmekte midir.

Çağdaş dünyada üretim faktörleri içerisinde en önemlisi insan ve ona ait en değerli üretim kaynağı olan akıldır. İnsan aklını ve gücünü kullanan milletler, kurumlar yaptıkları inovasyon çalışmaları, geliştirdikleri teknoloji ve ürettikleri ürünlerle kısa zamanda çağdaş dünyanın efendileri olmaktadır. Bizse vicdanımıza bile danışmadan kolaylıkla yetişmiş insanlarımızı devre dışı bırakıyor ve bundan hiçte gocunmuyoruz. "Düşünceli olmak bazı insanların tabiatında yok. Üsteleme-yin/yelim; ama kaybedilen değerler, yitirilen gelecek nasıl telafi edilir. Vicdanımıza bari bunu soralım.
fixed-whatsapp-icon