Şimdi ise Millî Eğitim Bakanlığı kaldığımız yerden devam kararını alarak “çocuklarımızı riske edemeyiz, çünkü tehlike devam ediyor” demeye getirdi. Okulların 31 Ağustos’tan 21 Eylül’e kadar Okul Öncesi Eğitim hariç “Uzaktan Eğitim” sistemiyle görev yapacağını, bu tarihten sonra da kademeli ve yarı zamanlı açılacağını duyurdu. ‘Yeni Normal’e dönüş ve bütün öğrencilerin okula gelebileceği tarih ise 8 Şubat 2021, yani ikinci yarıyılın başı olarak açıklandı. Bu takvim bir çok platformda tartışılmaya devam ediyor. Toplum ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı kararı desteklerken, diğer kısmı bu karara karşı çıkarak okulların açılmasını istiyor.
Benim düşünceme gelince:
Keşke okulları 31 Ağustos’ta tam zamanlı olarak açabilseydik. Toplum olarak Sağlık Bakanlığımızın aldığı önlemlere destek vererek vaka sayılarının artmasına neden olmasaydık.
Ama her şeye rağmen okul yöneticileri her türlü önlemi alarak okulunu tertemiz yapabilir, evden okula salgını taşıyan olursa gerekli ekipman desteğiyle taşıyıcı çocuğu okula almadan evine geri göndermek suretiyle okulda eğitim öğretim faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yürütebilirdi. Okullarda gerekli sağlık ekipmanlarını sağlayabilecek güce sahip bir devletimiz var. Sıkı bir denetimle biz bunu başarabilir ve tüm dünyaya bu konuda da örnek olabilirdik. Artık karar alınmış, iş işten geçmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan isteğimiz; hiç olmazsa 21 Eylül’de başlayacak yarı zamanlı ve kısıtlı yüz yüze eğitimi kısıtsız ve tam zamanlı hale dönüştürebiliriz. Bu bizim elimizde. Hem halkımıza hem de devletimize bu konuda büyük iş düşüyor. Ne olur el ele verelim ve öğrencileri gerçek eğitim ortamı olan okullarımızla yeniden buluşturalım. Yıllardır gördüğümüz eğitim-öğretimin en güzel şekliyle okulda verilebildiğidir.
Hiç unutmayın; “Okul sokaktan daha güvenlidir!”
Bu nedenle Devletimizle birlikte el ele vererek yüz yüze eğitimi her kademe için ve tam zamanlı olarak 21 Eylül’de başlatalım.