Turizmciler olarak güvenli turizm sertifikası alarak tesislerimizi misafirlerimizin hizmetine açmaya başladık, turizmciler olarak beklentimiz 2019 yılına göre daha zayıf, 2020 yılına göre de daha iyi bir sezon geçireceğimiz idi.
Bugün geldiğimiz noktada ülkemiz dünya pandemi sıralamasında en üst seviyelere ulaştı, aşılamanın tüm dünyada ve ülkemizin büyük bir kısmını kapsayacak şekilde tamamlanma süresi ise hala belirsizliğini korumakta, bu da pandeminin sektörümüz üzerindeki olumsuz etkisinin en iyi ihtimalle 2022 sezonunda azalabileceğine işaret etmektedir. 2020 yılında turizm tesislerimizin ancak %30 u işletmeye açılabilmiş, tesislerini açan firmalarda özellikle haziran ayından ekim ayına kadar acentelere vermiş oldukları fiyatlarla hizmetlerini devam edebilmişlerdi.
2021 sezonunda ise turizm tesislerimizin neredeyse tamamı işletmeye açılma hazırlığındadır fakat bu tesislere yetecek kadar misafir talebi yoktur. Buda arz talep dengesini bozarak ülkemiz turizm gelirlerini olumsuz olarak etkileyecektir. Tesislerimiz işletmelerini açıp açmamak, ne zaman açmak arasında ciddi bir kararsızlık içerisindedir. İşletmelerimizin bu süreçte önem verdiği en önemli konu mevcut istihdamı devam ettirebilmek, çalışanlarını kaybetmemektir. Ancak mart ayı sonu itibariyle kaldırılan kısa çalışma desteğinin yokluğu düşük geçeceği beklenen 2021 sezonun da işletmelerimizin 2019 yılındaki istihdam maliyetlerini karşılayamayacağını açıkça göstermektedir.
Nitelikli turizm çalışanı eğitmenin ve istihdam etmenin gün geçtikçe zorlaştığı ülkemizde nitelikli çalışanlarımızı kaybettiğimiz takdirde bu durum uzun yıllar turizme olumsuz olarak yansıyabilecektir. Ana yabancı pazarlarımızdan ülkemize gelebilecek yabancı misafirlerimizin durumları, gerek kendi ülkelerinin almış olduğu kararlar, gerekse ülkemizde artan vakaların artışından dolayı belirsizliğini sürdürmektedir.
Yukarıdaki tüm olumsuz koşullar dikkate alınarak pandemi koşulları değişene kadar yeme içme, hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren turizm işletmelerimiz için öncelikli olarak kısa çalışma ödeneğinin tüm turizm sektörleri için yeniden uygulamaya alınmalı, Konaklama sektörüne getirilen KDV indiriminin süresi de uzatılmalıdır. Turizmin sağladığı döviz geliri, yarattığı istihdam, ilişkili olduğu 54 sektör, turizm işletmelerimizin neredeyse tamamının yerli ve milli olduğu da dikkate alınarak devlet destek ve teşviklerinin tüm turizm sektörüne devam etmesi gerekliliktir.