Yaprakların sararması, havanın serinlemesi ile kendini belli eden Eylül ayının verdiği mutluluk ve bir o kadar hüzün aslında bize mesaj veriyor. Güneşin ve yazın o hararetli ihtişamlı günlerin kaybolması, hiç sararmayacakmış gibi duran yemyeşil yaprakların sararması bize diyor ki zaman hızla gelip geçiyor. O yüzden her güzel şey gelip geçici ve yaşadığımız anı doğru yaşamak ve anlamlandırmak gerekiyor.
Bu yazımı gelecekte kendilerinden çok şey beklediğimiz geleceğin iş adamlarına, mühendislerine, kaymakamlarına, valilerine, doktorlarına, dokuma ustalarına, konfeksiyon emekçilerine ve bilumum geleceğimizi inşa edecek olan gençlerimize ithaf ediyorum. Acizane kendim ne kişisel gelişim uzmanıyım ne eğitimciyim ne de öyle bir iddiam var. Sadece bu yollardan geçmiş, bir büyük abileri olarak kendilerine yol haritalarını çizerken bir katkımız faydamız olursa duygu ve düşüncesiyle kaleme aldığımız birkaç kelamdır.
Y ve Z kuşağı olarak isimlendirdiğimiz gençlerdeki enerji, zeka, kabiliyet, özgüven, cesaret, coşku ve bilgiyi yani donanımlarını eğer biz büyükler doğru kanalize edebilirsek muazzam bir gelecek inşa edebiliriz. Elimizde muhteşem bir malzeme var ve bunu işlemek büyükler olarak bize kalıyor.
Bana göre gençlerimizin hayatlarına anlam yüklemek istiyorsak önce onlara ayakları yere sağlam basan, ütopik olmayan, rasyonel hayaller kurmayı öğretmeliyiz . Akabinde ise hayallerinin peşinden koşmak için güçlü bir irade , cesaret ve kararlılık gerektirdiğini onlara anlatmalıyız. Çok yorucu ve zorlu bir sürecin onları beklediğini, mental olarak ve fizik olarak yorulacaklarını ama asla pes etmemeleri gerektiğini anlamalarını sağlamalıyız. Benim çok sevdiğim ve Babamın da bize sık sık söylediği, kulağımıza küpe olan bir deyiş vardır. İmam-ı Azam ‘ a annesi küçük yaşta ilim tahsil etmeye gurbete gönderirken demiş ki “Oğlum ilmin başı soğandan acı sonu baldan tatlıdır” . Bu deyiş gençlerimizin kulaklarına küpe olmalıdır. Spor salonuna gittiğimde duvarda kocaman harfler ile yazan “NO PAIN NO GAIN” lafı da çok hoşuma gitmişti. “Acı yoksa ödül de yok “ diyordu. Sonunda zafer varsa başarı varsa maddi manevi imkanlar varsa genişlik varsa emek te olmalı çaba da olmalı çalışma da olmalı ki sonunda hayal edilenler gerçekleştiğinde tüm bunların yorgunluğuna değsin.
Sabır ve Dua burada katalizör etkisi yapacak birer iksir olacaktır. “Sabır ile koruk pekmez olur” ve “Dua nın açamayacağı kapı yoktur” özdeyişleri bize büyüklerimizin yaşanılan tecrübelerinden aktardıkları en büyük yol göstericileri olmalıdır.
Unutmayalım ki hayal etmek başarmanın yarısıdır. Hayal edeceğiz, çabalayacağız, zorlayacağız, moralimiz bozulacak, canımız sıkılacak, karamsarlığa düşeceğiz ama asla ve asla pes etmeyeceğiz.
Gerisi Mevla’mın takdirine kalmış.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Büyük paraların büyük mutluluklar getirmediği bir dünya bekliyor olacak sizi. Önemli olan küçük paralar ile de büyük mutluluklara sahip olabileceğinizi anlayabilmektir.
Hayallerinin peşinden koşan ve gerçekleştiren gelecek nesilleri umutla özlemle bekliyoruz.
Saygılarımla…
