Okan Oğuz

Okan Oğuz

5 Yazı

MÜJDAT KEÇECİ FARKI

Son yıllarda tüm dünya genelinde yaşanan kabuk değişimi ve bunun Türkiye’ye yansımaları; yaşam tarzlarından, tüketim alışkanlıklarına; kamu yönetiminden, sivil toplum kuruluşlarına kadar insana dokunan her konuda değişimi koşulsuz zorunlu kılıyor. 

Sivil toplumculuğun ana organları olan dernekler ve meslek kuruluşları da bu değişimden nasibini alıyor. İş dünyasını temsil eden sektörel dernekler, iş insanları dernekleri, ticaret-sanayi odaları, ihracatçı birlikleri, sanayi bölgeleri yönetimleri ve bunların çatı kuruluşlarında da değişim aynı şekilde hissedilmeye başlıyor.

Kuşaklar arasındaki yaşam tarzı farklılıkları ve bu kuşakların hayattan beklentilerinin ve dolayısıyla iş dünyasındaki temsil kuruluşlarına olan bakışlarının da bir önceki nesle göre farklı olduğunu bize açıkça gösteriyor. Bu kuruluşların üye profillerinin değişim hızına bağlı olarak bu değişim bu STK’ların yönetimlerine de yansıyor.

Sivil toplumculuğun birinci ön koşulunun gönüllülük olduğu unutulmamalıdır. Bu STK yönetimlerde yer alacak iş insanlarının her şeyden önce temsil ettiği topluluğa bir fayda yaratmak ve bu topluluğun önüne bir vizyon çizebilme istek ve gayreti içerisinde olması gerektiğidir.

Bu kuruluşların başkanlığında ve yönetimlerinde olmak, sadece bir statü ve saygınlık kazanma aracı olarak görülmemelidir. Bu görevler hakkıyla yapıldığı takdirde tam zamanlı mesai istediği, insan ömrünün bir kısmını sivil toplumculuğa vakfetmesi anlamına geldiği unutulmamalıdır.

Bu nedenle birçok farklı kurumda görev almak yerine, iş insanlarının kendi beceri ve kabiliyetlerine göre az sayıda kurumda görev talep etmeleri daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Aksi takdirde zaman, odaklanma, sonuca vardırma gibi konularda karışıklıklar olacağından, bu kişilerin bu kurumlara ve temsil ettiği topluluğa katkısından ziyade, kurumların kişilere statü ve toplumsal saygınlık katkısı olur.

Denizli Sanayi Odası Seçimleri

Ekim ayının başlarında Denizli Sanayi Odası Seçimleri yapılacak. Ve uzun zamandır ilk defa tek liste ile değil, şimdilik 2 liste ile seçime gidilecek.

Her iki aday, mevcut oda yönetiminin 2 başkan yardımcısı,  hem Selim Kasapoğlu, hem de Okan Konyalıoğlu; aşağı yukarı aynı eğitim seviyelerine, benzer bilgi birikimlerine, benzer liyakatlere sahip Denizli’mizin yetiştirdiği değerli sanayici ailelerin 3. veya 4. Kuşak temsilcileri. Hangi aday ve yönetimi seçilirse seçilsin Denizli Sanayisinin temsil ve vizyon anlamında dolu dolu bir dönem geçireceğinden şüphem yok.

Şunun altını özellikle çizmemiz gerekir ki, bu demokratik yarış, Denizli iş dünyası için çok büyük bir fırsattır. Belki bu sayede bundan sonra üye sayısı birkaç bini geçen kurumlarımızda genel kurullar tek liste ile formaliteden birkaç yüz kişiyle yapılmaz ve böylece üyeler temsil kurumlarına daha fazla sahip çıkar, yönetimlerini yapıcı eleştiriler ile yönlendirir ve hesap sorar.

Temsil STK’larımızda görev alan tüm başkanlarımız ve yönetimleri günün şartlarına göre en iyisini yapmak için ellerinde geleni yapmışlardır. Başkan ve yönetimlerine yapılan ve yapılacak eleştirilerin şahsi algılanmaması ve görev alanı sınırını aşmaması gerekmektedir.  

Bahsi geçen STK başkanları için en önemli şart; tecrübe ve liyakatin bir arada olmasıdır. STK tecrübesi de bu sistemlerin içerisinde yetişmekten ve alt görevlerde bulunmaktan geçer.

Denizli Sanayi Odası Başkanı olarak, 16 yıllık başkanlık sürecinde Müjdat Keçeci’yi, sanayicilerimiz yaptıkları güzel işler için tebrik edecek, yapamadıkları için de kendisine eleştirilerde bulunacaklardır. Bu demokrasinin yeri geldiğinde güzelliği, yeri geldiğinde de cilvesidir.

Ama şu çok çok önemli konuyla yazıyı sonlandırmak isterim.

Müjdat Keçeci gibi, bilgili, görmüş geçirmiş bir insan, bir hukukçu; sizce başkan yardımcılarını belirlerken bir gün bu kişilerin kendisinin rakibi olabilecek potansiyelde olduklarını göremiyor muydu?

Sayın Keçeci’yi bu 16 yıllık serüvende eleştirilebilecek birçok konu bulmak mümkündür, ancak geleceğin sanayi odası başkanı olabilecek potansiyeldeki genç, dinamik, istekli, liyakatli kişileri yanında, yönetiminde yetiştirme ve başkanlığa hazırlama noktasında kibir yapmamış, potansiyel rakiplerini kendi eliyle parlatmış ve eğitmiştir. Bunu ancak kendine güvenen, özgüven sahibi insanlar yapabilir. Bir ülke, bir şehir ancak bu şekilde bireyselciliği bırakarak gelişebilir.

Bu tavrı için Denizlili bir iş insanı olarak kendisine teşekkür ediyor, Sanayi Odası Seçimlerinin Denizli’mize şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.
fixed-whatsapp-icon