KINALI KEKLİKLERİN YAŞAM SAVAŞI...
Kimisi görüntüsünü, kimisi sesini sever kınalı kekliklerin. Anadolu coğrafyasının tamamında olduğu gibi bizim yaşadığımız bölgede kekliklerin yaşam alanlarından.
Kekliklerin neslinin tükenmek üzere olmasa bile büyük tehdit altında olduğunu biliyor musunuz? Evet, yanlış okumadınız, kınalığı kekliğin de nesli tehdit altında.
Doğa Koruma ve Milli Parklar, dönem dönem doğaya keklik bırakıyor. Yerde gezinerek taneler, kurtçuklar, keneleri ve böcekleri toplayarak beslenen keklik sayısı azaldığı için doğaya keklik bırakılıyor. Ama, doğaya salınan kekliklerin de yaşama tutunma ve üreme şansı oldukça az.
Bir yetkili şöyle dedi; “Biz doğaya keklik bırakıyoruz. Üresinler istiyoruz. Ancak, doğaya saldığımız kekliklerin bir bölümünü çakallar, tilkiler kolayca yakalıyor. Bir bölümünü kendini avcı sanan duyarsızlar vuruyor. Doğaya bıraktığımız kekliklerin ancak yüzde 10’u yaşıyor. Onlar da yavrularını besleyemiyor ve yavruların çoğu telef oluyor. Çünkü, doğal denge bozuldu. Tarım arazilerine sürekli zehir atıldığı için çekirge sayısı çok azaldı. Keklik, palaz denilen yavrusunu çekirge ile besleyemiyor. Kısacası, keklik neslinin bitmemesi için çabalıyoruz. Ancak, bu konuda insanlarımızın da duyarlı olması gerekiyor.”
Kınalı keklikler büyük bir yaşam savaşı içinde. Lütfen, kınalı kekliği av hayvanı olarak görmeyin. Bu konuda yasal düzenleme yapılabilir. Yurt genelinde 5-10 yıl keklik ya da avcılık yasaklanabilir. Adamlar, köpekleri ve otomatik silahlı ile araziye bir giriyor resmen katliam oluyor. Bunun adı avcılık olamaz.
Yarın son keklik öldüğünde, kekliğin tükettiği keneler, böcekler insanlığı zehirleyecektir…
Lütfen, kınalı keklikleri vurmayın..
Kimisi görüntüsünü, kimisi sesini sever kınalı kekliklerin. Anadolu coğrafyasının tamamında olduğu gibi bizim yaşadığımız bölgede kekliklerin yaşam alanlarından.
Kekliklerin neslinin tükenmek üzere olmasa bile büyük tehdit altında olduğunu biliyor musunuz? Evet, yanlış okumadınız, kınalığı kekliğin de nesli tehdit altında.
Doğa Koruma ve Milli Parklar, dönem dönem doğaya keklik bırakıyor. Yerde gezinerek taneler, kurtçuklar, keneleri ve böcekleri toplayarak beslenen keklik sayısı azaldığı için doğaya keklik bırakılıyor. Ama, doğaya salınan kekliklerin de yaşama tutunma ve üreme şansı oldukça az.
Bir yetkili şöyle dedi; “Biz doğaya keklik bırakıyoruz. Üresinler istiyoruz. Ancak, doğaya saldığımız kekliklerin bir bölümünü çakallar, tilkiler kolayca yakalıyor. Bir bölümünü kendini avcı sanan duyarsızlar vuruyor. Doğaya bıraktığımız kekliklerin ancak yüzde 10’u yaşıyor. Onlar da yavrularını besleyemiyor ve yavruların çoğu telef oluyor. Çünkü, doğal denge bozuldu. Tarım arazilerine sürekli zehir atıldığı için çekirge sayısı çok azaldı. Keklik, palaz denilen yavrusunu çekirge ile besleyemiyor. Kısacası, keklik neslinin bitmemesi için çabalıyoruz. Ancak, bu konuda insanlarımızın da duyarlı olması gerekiyor.”
Kınalı keklikler büyük bir yaşam savaşı içinde. Lütfen, kınalı kekliği av hayvanı olarak görmeyin. Bu konuda yasal düzenleme yapılabilir. Yurt genelinde 5-10 yıl keklik ya da avcılık yasaklanabilir. Adamlar, köpekleri ve otomatik silahlı ile araziye bir giriyor resmen katliam oluyor. Bunun adı avcılık olamaz.
Yarın son keklik öldüğünde, kekliğin tükettiği keneler, böcekler insanlığı zehirleyecektir…
Lütfen, kınalı keklikleri vurmayın..