EKONOMİ

HAM PETROL FİYATLARI NEDEN 2 YILDA YÜZDE 350 ARTTI?

HAM PETROL FİYATLARI NEDEN 2 YILDA YÜZDE 350 ARTTI?
2021’de yaşamın normalleşmeye başlamasıyla birlikte enerji tüketimi pandemi öncesi dönemin üzerine çıktı. Uzmanlar, dünyanın 1970’lerden beri gözlenen en büyük enerji kriziyle karşı karşıya olduğunu dile getiriyor. Ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, küresel enerji görünümünü değerlendirdi.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Ocak 2020 ile Aralık 2021 arasında Dünya Bankası'nın enerji fiyat endeksinin yüzde 50 arttığı bilgisini vererek, 2022'nin Ocak-Nisan döneminde de yüzde 26.3'lük bir sıçramanın daha eklendiğini hatırlattı. Bu göstergenin kömür, petrol, doğalgaz fiyatlarındaki genel yükselişi yansıttığını anlatan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, ham petrol fiyatlarında ise Nisan 2020 ile Nisan 2022 aralığında tek başına yüzde 350'lik bir artış olduğuna dikkati çekti.

Bununla birlikte henüz küresel ekonomide 1970'lerdeki gibi bir şoktan söz edilemeyeceğini belirten Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, bunun nedenini aradan geçen sürede teknolojideki gelişmeler, hizmet sektörünün ekonomideki ağırlığının artması gibi etmenlerle enerjinin ekonomi üzerindeki etkisini göreceli olarak azalmasına bağladı. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Dünya Bankası'nın projeksiyonlarına göre petrol, doğalgaz ve kömür fiyatlarının birleşik etkisiyle küresel büyümenin 2022'de yüzde 0.5, üzerine 2023'te bir yüzde 0.3 daha, toplamda yüzde 0.8 yavaşlaması beklendiği bilgisini vererek, "Fosil yakıt fiyatlarındaki bu yükselişin olumlu etkisi olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımlar canlanabilir. Yenilenebilir enerji üretimi 2021'de yüzde 17 artışla, küresel enerji üretiminin yüzde 13'ünü oluşturdu. Son iki yılda kaydedilen enerji üretim artışının yarısından fazlası yenilenebilir enerjiden geldi” diye konuştu.

Prof. Dr. Kozanoğlu, dünyanın bu dönemi yenilenebilir enerjiye dönüşüm bir fırsat olarak değerlendirmesinin hayati önem taşıdığını dile getirdi. Prof. Dr. Kozanoğlu, “Eğer dünya temiz enerji yatırımlarını hızlandıramazsa, kısa vadede yaşanan sorunlar, uzun vadede küresel ısınma başta gelmek üzere daha büyük insani felaketlerin kapısını aralayabilir. O nedenle bu sarsıntılı süreci bir durum muhasebesi yapmak için şans kabul edilmeli. Fosil yakıtlara bağımlılığı azaltacak önlemleri yaşama geçirmek büyük önem taşıyor” dedi.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, enerji fiyatlarının artışından en fazla Avrupa Birliği'nin (AB) etkilendiği kaydetti. Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle AB'nin enerji sorunlarının ağırlaştığını ve enerji güvenliğinin tehlikeye girdiğini belirten Kozanoğlu, Rusya'dan yapılan ithalatın AB'nin doğalgaz tüketiminin yüzde 40'ını oluşturduğunu söyledi. Petrol ve kömürde Rusya'nın yüzde 20'lik ağırlığı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, toplam tüketimin yüzde 40'ının sanayi sektörüne, geri kalanının ise ulaşım ve hane halkına ait olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Avro Bölgesi'nin dört büyük ekonomisi olan Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya'da ayrıca tedarik zinciri aksamaları, kuraklık ve işgücü arzı yetersizliği nedeniyle durgunluk tehlikesi baş gösterdiğine işaret etti. Prof. Dr. Kozanoğlu, sonbaharda enflasyonun yüzde 13'ü aşması beklenen İngiltere'de şimdiden ekonominin çarklarının yavaşladığını da belirtti.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Türkiye'nin de bir numaralı ihracat pazarı olan AB bölgesindeki Almanya'nın da doğalgazda gereksiniminin yarısını, petrolde ise üçte birini Rusya'dan sağladığını söyledi. Kremlin'in enerji tedarikini yavaşlatması sonucu Almanya'nın lokomotifi sanayi sektörü zor günler geçirdiğini ifade eden Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Elektrik üretiminin yüzde 70'i nükleer enerjiden gelen Fransa ise göreceli anlamda daha az zorda. Yine de bu kış enerji kısıntıları yaşanması bekleniyor. İtalya'da Almanya gibi Rus doğalgazına bağımlı bir ülke” açıklamasını yaptı.

Prof. Dr. Kozanoğlu, böyle kritik bir dönemeçte izlenecek enerji politikasının da önem kazandığını söyledi. Genel eğilimin enerji tasarrufu sağlamak, aşırı tüketimi caydırmak için ek vergiler getirilmek; bir yandan da yoksul kesimlere enerji sübvansiyonları vermek olduğunu dile getiren Kozanoğlu, ancak bunda da hassas bir denge tutturulmasını ve özenli maliye politikalarla desteklenmesini önerdi. Prof. Dr. Kozanoğlu, AB'de yükselen fiyatların tüketicileri çok zor durumda bırakması, yaklaşan kış aylarında evlerin ısınamaması, fabrikaların stop etmesi tehlikesi karşısında Avrupa Komisyonunun enerji fiyatlarına müdahale kararı aldığını da aktardı. Buna göre İngiltere'de konutların elektrik faturası yıllık 2 bin 500 pounda sabitlendi. Hiçbir şekilde ödemeler bu rakamı geçemeyecek.

Enerji tüketiminde sosyal politikalara başvurulması gerektiğine de değinen Prof. Dr. Kozanoğlu, yoksulların zenginlere göre gelirlerinin daha yüksek bir oranını elektrik ve ısınmaya ayırdığını vurguladı. Prof. Dr. Kozanoğlu'na göre enerji fiyatlarındaki artışın manşet enflasyondan daha yüksek olması, dar gelirlilerin bütçelerinin ortalamalardan daha da fazla etkilenmelerine yol açıyor. Şirketlere yönelik destek programlarının ise, varlığı yüksek enerji fiyatlarıyla tehlikeye giriyor, aksi takdirde sağlıklı faaliyet yürüten firmalarla sınırlı kalması öneriliyor.

Prof. Dr. Kozanoğlu değerlendirmelerini şu şekilde sürdürdü: “Enerji fiyatlarının artışı enerji ihracatçısı ülkelerin yüzünü güldürüyor. Ancak enerji ithal eden Türkiye'de ise ödemeler dengesi sorunlarının ağırlaşmasına neden oluyor. IMF'ye göre Ortadoğu ve Orta Asya'nın enerji ihracatçılarının sırf petrol satışından gelirlerinin 2022'de 320 milyar doları aşması bekleniyor. Türkiye'de son açıklanan Orta Vadeli Program'da 2022 enerji faturası 103,5 milyar dolar tahmin edildi. 2023 için ise petrolün varilinin 88 dolardan işlem görmesi ve enerji ithalatının 85 milyar dolar olması öngörülüyor. Fiyatların daha yüksek seyretmesi halinde haliyle 22 milyar dolar beklenen cari işlemler açığı da artacak.”
İHA .

İHA .

0 Yorum

Yorum yaz

fixed-whatsapp-icon