Mustafa KAYA

Mustafa KAYA

554 Yazı

EKOPOLİTİK: SÖZ ÇAVUŞOĞLU’NUN KAMÇISI!

**EGE DENİZLİ’DEN BAŞLAR!

**“DENİZLİ GELECEĞİNİ TASARLIYOR” ARAMA KONFERANSI SALI GÜNÜ 




Geleceği “Tekstil, Turizm, Termal, Teknoloji ve Tarım” yani “5 T” den oluşan sektörlerle şekillenecek olan Denizli’de Büyükşehir Belediyesi  “T’lerden” belki de en önemlilerinden biri olan “Turizm” alanındaki ilk kapsamlı “arama konferansını” önümüzdeki günlerde hayata geçiriyor. Böylece Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu seçim döneminde verdiği vaatlerinden biri olan; “Daha uzun konaklamalı turizm ve Pamukkale ziyaretçisi turistleri Denizli Merkeze çekeceğiz!” sözleri ile ilgili ilk startı da vermiş olacak. Hem de “ben yaptım oldu” anlayışı ile değil, bütün Denizli ile “birlikte karar alma; birlikte yönetme anlayışı ve kolektivizm ruhu ile…





“DENİZLİ GELECEĞİNİ TASARLIYOR” TURİZM ARAMA KONFERANSI 10-11 EYLÜL’DE!
Evet; Denizli Büyükşehir Belediyesi turizm alanında Denizli’nin geleceğini tasarlamak üzere 10-11 Eylül 2024 tarihlerinde “ortak akıl” yaratmak amacıyla kapsamlı ve önemli bir “arama konferansı” gerçekleştiriyor. Moderatörlüğünü (Arama Konferansları Uzmanı) Prof Dr. Oğuz Babüroğlu’nun üstleneceği konferans iki gün süreyle Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılacak. Programın üçüncü gününde ise (12 Eylül’de) zirve ve sonuçları ile ilgili detaylı bit basın toplantısı düzenlenecek.





“DENİZLİ’NİN GELECEĞİ ORTAK AKILDA YATIYOR!”
“Denizli Geleceğini Tasarlıyor” başlıklı zirve için bir davet mesajı yayınlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu “Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak Denizli’nin turizm alanında geleceğini tasarlamak üzere 10-11 Eylül 2024 tarihlerinde Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde “ortak akıl” yaratmak amacıyla ‘arama konferansı’ gerçekleştireceğiz. Prof Dr. Oğuz Babüroğlu moderatörlüğünde, alanında uzman isimlerin katılımıyla Denizli’nin geleceğine yön verecek projeleri tasarlayacağımız‘arama konferansı’nda sizin değerli görüş ve fikirlerinizi almaktan büyük mutluluk duyacağız” dedi.



ODA VE STK’LARA DAVET!
Öte yandan Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Bülent Bozbaş ilk arama konferansını “Visit Denizli” teması ile gerçekleştirdiklerini belirterek STK ve Oda Başkanları ile Temsilcilerine davetiyelerini bizzat gerçekleştirdiği ziyaretlerle verdi. Genel Sekreter Bozbaş, “Birlikte karar alma; birlikte yönetme anlayışı ve mutlu insanların şehri Denizli İlkesi ile ilk arama konferansımızı ‘Visit Denizli’ teması ile gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda Baro Başkanımız Avukat Adnan Demirdöğer, Ticaret Odası Başkanımız Uğur Erdoğan, Sanayi Odası Başkanımız Selim Kasapoğlu, DESİAD Başkanımız Nuri Turgut ve TÜRSAB Pamukkale Bölge Temsil Kurulu Başkanımız Turan Köseoğlu’na davetiyelerini ilettik. Başkanlarımıza gösterdikleri ilgi ve sıcak karşılama için çok teşekkür ederim” dedi. Bu arada Visit Denizli; “Denizli Geleceğini Tasarlıyor” Arama Konferansı’nın duyuru afişleri kentin dört bir yanında açık hava mecralarında, billboard ve otobüs duraklarında neşredildi.



“HEDEF “DAHA UZUN GECELEMELİ TURİZM” VE TURİSTİ DENİZLİ MERKEZE ÇEKMEK!”
Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin turizm alanındaki çalışmaları yani;“VisitDenizli-Turizmde Denizli” konulu Arama Konferansı çalışmaları 3 ay önce başladı. Denizli Büyükşehir Genel Sekreteri Bülent Bozbaş tarafından koordine edilen süreç; eski Kültür ve Turizm Bakanı Bahattin Yücel’in Denizli’ye davet edilmesi ile başlamış ve kentin önde gelen odalarının başkanları ile gerçekleştirilen bir toplantı ile devam etmişti. Ayrıca Denizli için ortaya “Turizm Geliştirme Planı” başlıklı bir program konmuş ve yine aynı konuda uzaktan erişimle toplantılar da düzenlenmişti. En son eski Turizm Bakanlarından Bahattin Yücel, alanında uzman Prof. Dr. Oğuz Babüroğlu ve Sürdürülebilir Turizm ve Proje Geliştirme Danışmanı Aylin Ogan Başkan Çavuşoğlu’nu makamında ziyaret etti. Ziyarette Arama Konferansı Koordinatörlüğü’nü yapan Büyükşehir Genel Sekreteri Bülent Bozbaş da hazır bulundu.



EGE; DENİZLİ’DEN BAŞLAR!
Burada birinci amaç Denizli kent merkezini “turizm destinasyon merkezlerinden biri haline dönüştürmek” ve turisti Denizli Kent Merkezi’ne sokmaktı. İşte bunu için 10 Eylül’de yapılacak arama konferansı için start o tarihlerde verildi. Kısacası Genel Sekreter Bozbaş’ın da paylaşımlarının sonunda sık sık kullandığı, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun “Ege Denizli’den Başlar!” sloganı da bu “Arama Konferansı” ile tam anlamıyla ete kemiğe bürünmüş olacak.



“ULAŞIMDA YENİLİK (VE TRAMVAY PROJESİ)” İKİNCİ ARAMA KONFERANSI OLABİLİR!
Denizli Büyükşehir Belediyesi’nde; yeni yatırımlar ve büyük projeler için sıkı bir “araştırma, geliştirme, proje etüt, planlama ve fizibilite” çalışmaları ile “arama konferansları” Başkan Çavuşoğlu’lu yeni döneme damgasını vuracak gibi gözüküyor. Turizm Arama konferansı gibi Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun seçim sözleri arasında yer alan “Denizli’ye Tramvay” vaadi de bir “Arama ve Araştırma Konferansı”na konu olacak gibi. Kısacası bir “Arama Konferansı” da Denizli’ye yapılması düşünülen “hafif raylı sistem ve tramvay” yatırımı ile ilgili olabilir. Adaylığı döneminde “O Tramvay Denizli’ye Gelecek!” açıklaması ile gündeme gelen ve “Vatandaşımızın ulaşım sorunlarını çözeceğiz ve insanlarımıza daha güvenli, hızlı ve ekonomik ulaşım sağlayacağız. Öncelikle sistemi düzeltip hakkıyla bu işi yerine getireceğiz. Ardından da ‘O Tramvayı Denizli’ye Getireceğiz ve buradan (Çınar’dan) geçirerek halkın ulaşım sorunlarını bitireceğiz” diyen Başkan Çavuşoğlu sözlerini birer birer hayata geçiriyor ya da verdiği sözlerle ilgili çalışmaları başlatıyor.



TRAMVAY DENİZLİ’NİN 30 YILLIK HAYALİ!
Denizli’ye hafif raylı sistem çalışmaları da Denizli Büyükşehir’in gündeminde olan konulardan biri. Bununla ilgili “işin profesyonelleri ile ulusal düzeyde uzman akademisyenleri ve mühendislerini”  bir araya getirip ayrıntılı bir fizibilite çalışması yapılmasının planlandığı belirtiliyor. Özetle; Hafif Raylı Sistem Denizli'nin 30-35 yıllık bir hayali. Kent için tarihinin en büyük projelerinden biri. Zeybekci’nin ve Zolan’ın belediye başkanlığı dönemlerinde fizibilite çalışmaları yapıldı ancak bir türlü hayata geçirilemedi. Ölçek olarak Eskişehir Denizli'ye yakın bir kent olan Eskişehir tramvay ve raylı sisteme sahip bir kent. İzmir Karşıyaka-Bostanlı raylı sistemi ile F.Altay-Bornova raylı sistemleri de Denizli’ye örnek alınabilir. Bize göre bu projeyi, tramvay ve hafif raylı sistemi hayata geçiren belediye başkanı bu kenti 2-3 dönem kesintisiz yönetir.



DENİZLİ; CHP’Lİ BİR İŞ İNSANINI DAHA KAYBETTİ!
Denizli siyaseti ve iş dünyasının tanış isimlerinden iş insanı Kemal Çıralı, Didim’de geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. CHP’li iş insanı Kemal Çıralı, tatil için gittiği Aydın’ın Didim ilçesinde denizde yüzerken kalp krizi geçirdi. Denizden çıkarılarak hastaneye kaldırılan 71 yaşındaki Çıralı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Çıralı’nın vefatı, ailesi ve yakınları kadar, Denizli’nin siyaset ve iş dünyasını da yasa boğdu.



TOKAT’TAN SONRA ŞİMDİ DE ÇIRALI ÜZDÜ!
Denizli Kemal Çıralı ile; son 1,5 ay içinde aynı şekilde tatilde denizde yüzerken kalp krizi geçiren ikinci iş insanını da kaybetmiş oldu. Denizli’li tanınmış iş insanı Pamukkale Şarapçılığın Kurucusu sosyal demokrat İş İnsanı Yasin Tokat’ta 20 Temmuz’da Didim’de denizde yüzerken kalp krizine yakalanmış ve hayatını kaybetmişti. Denizli’ye hayatlarını adayan ve bu kent için çalışan Çıralı ve Tokat’a “huzur ve ışıklar içinde uyumaları” duygu ve dileklerimizi gönderiyoruz. “Yattığınız toprak incitmesin!”



KESKİN VE MARIM’DAN TAZİYE MESAJI
Eski Milletvekili, Bakan ve CHP eski Genel Sekreteri, Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, Çıralı’nın vefatının ardından sosyal medya hesabından taziye mesajı yayımladı. Keskin, “Çok değerli partilimiz Kemal Çıralı’nın vefat haberini üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Kendisine rahmet, sevenlerine ve yakınlarına sabırlar dilerim” dedi. Öte yandan Denizli Büyükşehir Başkanvekili Ali Marım da, gençlik kollarından itibaren CHP’li bir iş insanı olan Kemal Çıralı için bir başsağlığı açıklaması yaptı. Marım, “Gençliğinden itibaren partilimiz ve Denizlinin planlanmasına önemli katkılar koyan iş insanı arkadaşımız Kemal Çıralı’nın huzur içinde uyumasını diliyor, kederli ailesi, dostları ve yakınlarına sabırlar temenni ediyorum” dedi. Kemal Çıralı Denizli’de kentin planlamasında önemli işlere imza atmış bir mühendis ve iş insanı isim olarak tanınıyor.



EVDE BAKIM HİZMETLERİNİ TAŞERON DEĞİL, BÜYÜKŞEHİR BİZZAT KENDİSİ VERECEK!
Denizli Büyükşehir Belediyesi “evde bakım hizmetini” kendi bünyesinde devam ettirme kararı aldı. Büyükşehir Belediyesi’nin Gaziantep orijinli özel bir şirket tarafından yürütülen bu hizmeti kendi bünyesindeki şirketi PERAŞ ile gerçekleştireceği bildirildi. Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin hasta, engelli ve yaşlı vatandaşlara hizmet sunmak amacıyla kurduğu Evde Bakım Hizmetleri Personelini “uzmanlık ve liyakat kuralları” kapsamında oluşturduğu belirtilirken, kurumun eski çalışanlarının da mülakatlara başvurabileceği belirtildi.



“O’ TÜRKÇE’NİN DÜNYA ELÇİSİ!”
Denizlili tanınmış fotoğraf sanatçısı Mehmet Çakır'ın uzun yıllardır Almanya'da yaşayan ağabeyi Öğretmen-Yazar Sabri Çakır geçtiğimiz ay hayata veda etti. Sabri Çakır; Türkçenin Almanya ve dünyada yaşaması ve gelişmesi için ısrarla çalışan, Almanya ve yurtdışındaki çocuklar için, 40 ayrı Türkçe ders kitabı hazırlamış öğretmen, araştırmacı ve tanınmış Denizli’li bir yazar. Çardak'a bağlı Beylerli'li “Türkçe’nin bu Dünya Elçisi” Sabri Çakır’ı bu dünyadan göçmeden önce yaptığı röportajla Emanet Çeyiz’in yazarı ünlü belgesel romancı, mikro tarihçi ve Avrupa Türkiyeli Yazarlar Birliği Başkanı Kemal Yalçın anlattı.



KEMAL YALÇIN’DAN SABRİ ÇAKIR RÖPORTAJI-3

Sabri Çakır; Ders kitabı yazmanın zorluklarından birisi, komisyonu oluşturan yazarların uyum içinde çalışabilmesidir. Üyelerin her biri bir eğitimciye yakışır biçimde dürüst davranmaz ve sorumluluğunun bilincinde olmazsa o komisyon bir gün dağılabilir. Ayrıca komisyonu oluşturan yazarların bilgileri, üretkenlikleri de birbirine yakın olmalıdır. Bir yazar ünitesini bitirip gelirken, öteki yazar türlü bahanelerle çalışmasını haftalarca geciktirmemelidir. Bu gecikmelerden sonra kendisini ölçüp tartmalı, bu konuda yetersizliğini fark etmeli ve uygar bir insan gibi gruptan çekilmelidir. Yoksa komisyon üyelerine yük olur; kendisinin yapması gereken işi onlara yaptırarak onların çalışma isteğini azaltır. Komisyonda kimse kendi işini başkasına gördürmemeye özen göstermelidir. Kitap yazarı olarak adını duyurmak isteyen herkes ter dökmeli, ciddiyetle çalışmalıdır. Ben yazar olarak tanınayım da, işimi kim yaparsa yapsın demek, büyük bir saygısızlıktır. İster komisyon tarafından ister tek yazar tarafından hazırlansın, ders kitabına konacak üniteler, kitap basılmadan önce, başta yazar olmak üzere farklı öğretmenler tarafından sınıflarda denenmeli, saptanan eksikler giderilmelidir.



DERS KİTABI TEK YAZAR TARAFINDAN HAZIRLANMALI!
Ders kitaplarının tek yazar tarafından hazırlanmasının en avantajlı yanı, çalışmanın hızlı gitmesidir. Her defasında değişik bir yerde, uzun uzun toplantılar yapılmadığından büyük bir zaman kaybının önüne geçilmesidir. Öte yandan üniteler üzerinde tartışma yapılmadığı için eksik ve yanlış yapma riski artmaktadır. İşte özellikle bu yüzden, tek yazar tarafından hazırlanan ders kitaplarının basılmadan önce mutlaka sınıflarda denenmesi gerekir. Ben bu zorluğu yaşayanlardanım. Ne yazık ki kitaplarıma giren ünitelerden bazılarını uygulama ya da uygulatma olanağı ve fırsatı bulamadım. Eksiği saptanan üniteleri de ikinci baskılarında düzelttim.



Kemal Yalçın; İyi bir ders kitabı nasıl olmalıdır?

Sabri Çakır; İyi bir Türkçe ders kitabı her şeyden önce öğrencinin yaşına, dil düzeyine ve hayatındaki uğraşlara uygun olmalıdır. Nobel Ödüllü bir yazardan alınan metin bile ancak yukarıdaki nitelikleri taşıyorsa ders kitabına uygundur. Ders kitabında yer alan resimlerin dilsel amaçları destekler nitelikte olabilmesi için ressamla yazar sürekli görüşebilmelidir. Bir sayfada yer alan bir kelebeğin, bir bulutun, ağaçtan düşen bir yaprağın mutlaka bir gerekçesi; pedagojik bir açıklaması olmalıdır. Kitabı hazırlayan yazar, her kelimenin, her noktanın hesabını verebilmelidir. Ders kitabı çocuk dergisi değil, temel bir eğitim aracıdır. Aksi takdirde gelişigüzel hazırlanmış ders kitapları öğrenciye yüktür, onu dersten soğutan olumsuz bir nesnedir. Doğru hazırlanmış ders kitaplarıyla öğrenim gören öğrenciler derslere büyük bir istekle, hevesle katılırlar. Zaten öğrenciler anadili derslerine gönülsüz katılıyorsa, önce o okulda okutulan ders kitaplarını değiştirmek gerekir. Her öğrencinin anadilini öğrenmesi insan haklarından biridir. Onlara anadillerini sevdirmek ve öğretmek de öğretmenlerin görevidir. Her öğretmen, başarıya götüren yolun da kaliteli ders kitaplarıyla çalışmaktan geçtiğini biliyor olmalıdır.



Kemal Yalçın; Ders kitabı yazmak ile roman yazmak arasındaki farklar nelerdir?

Sabri Çakır; Türkçe ders kitabı hazırlamak için ilk önce pedagojik donanım gerekir, sonra da bir ders kitabını hazırlamaya yetebilecek dilsel birikim ve yetenek. Örneğin ben bir üniteyi hazırlamadan önce, o üniteye girebilecek metinleri önce hafızamda yerlerine yerleştirir sonra da bu planlarımı okunaklı bir biçimde kâğıda yazarım. Yıllardır okuduğum kaynaklar sayesinde başarabiliyorum bu çalışmayı. Bunu yaparken elbette müfredatı, dilsel amaçları, öğrencilerin dil düzeyini, öğrencilerin ilgi alanlarını da hesaba katıyorum. Ders kitabı hazırlamak bütünüyle araştırma ve inceleme yapmaya dayanıyor. Yeterli kaynak yoksa iyi bir ders kitabı olmaz. Öğrencilerin düzeyi göz önüne alınmazsa iyi bir ders kitabı olmaz. İyi bir ders kitabının resimleri güzel, kâğıdı kaliteli olmalıdır. Bilgi yanlış içeren bir ders kitabı iyi bir ders kitabı değildir. Bu son cümleye ilişkin bir anımı anlatayım: İzin almak için ilkokul kitaplarını Avusturya’ya göndermiştik. Bir kitabıma “Yemekten sonra dişlerimizi fırçalarız,” cümlesi yüzünden izin verilmedi. Bu cümlede bilgi yanlışı yoktu fakat bilgi eksikliği vardı. Kitabı inceleyenlerin önerilerine uyarak o cümleyi şöyle değiştirdim: “Yemekten yaklaşık bir saat sonra dişlerimizi fırçalarız.” Böylece izin çıktı. Ben de yemekten hemen sonra diş fırçalanırsa, mine tabakasının daha hızlı aşındığını öğrenmiş oldum.



DERS KİTABI YAZARI ROMANLARI SEVDİRİR, DİLİNİ ÖĞRETİR!
Roman yazmak için ise kaynak gerekmiyor, en çok dil yeteneği, dil ustalığı gerekiyor. Şahane bir konu, dili iyi kullanamayan bir yazar tarafından işlenirse, ortaya kendisini zorla okutan, sevimsiz bir roman çıkabilir. Dilinin ustası bir yazar ise, sıradan konulardan bile “şaheser” denebilecek bir roman yaratabilir. Dil, keşfedilmeyi, işlenmeyi, biçim verilmeyi bekleyen bir hammadde gibidir. Romancı dile can verir, hayat verir, kimlik verir. Romancı dil ile yepyeni anlatımlar, yepyeni olaylar bütünü, yepyeni bir dünya kurgular. Ders kitabı yazarı ise değerli romanları, değerli metinleri seçerek öğrencilerine götürür ve okumayı sevdirir, dilini öğretir. Anlatılmış olaylar, betimlenmiş nesneler, sahnelenmiş konuşmalar ve yazıya dökülmüş hayaller olmasaydı metinler olmazdı. Metinler olmayınca da dil öğreten ders kitapları hazırlanamazdı.

RÖPORTAJIN DEVAMI YARIN;
 
fixed-whatsapp-icon