**DENİZLİ VE BOZKURT’TA “KADININ ADI VAR!” KARAMANLIOĞLU ‘KADIN ETKİNLİĞİ’NİN OTEL SPONSORU, “BURASI TAVAS, ÇEVRE KATLİAMINA GEÇİT YOK!” AVDAN'DA KÖMÜR OCAĞI VE TERMİK SANTRAL İSTEMİYORUZ! “NİKFER'DE MERMER OCAKLARINA HAYIR!” İYİ Kİ BÜYÜK MENDERES İNİSİYATİFİ (BMİ) VAR!
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, 42 belediye ile imzaladığı “Alternatif İstanbul Sözleşmesi” olan KadınProtokolü’nü son olarak Denizli’de Bozkurt Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Birsen Çelik ile imzaladı. İmzalanan protokol de yine Bozkurt İlçesi’nde gerçekleştirilen bir tanıtım toplantısıyla duyuruldu.
Tanıtım günü için ise Mustafa Kemal Atatürk’ün Denizli’ye geliş tarihi olan 4 Şubat seçildi. Protokol kapsamında Bozkurt İlçesi’nde şiddet gören ya da istismara uğrayan kadınların ihtiyaç duyduğu “hukuki, psikolojik ve sosyal destekler” sağlanacak.
BOZKURT’TA “KADININ ADI VAR!”
Bozkurt’un kadın Belediye Başkanı Birsen Çelik’in öncülük ettiği organizasyonda “Alternatif İstanbul Sözleşmesi” şeklinde duyurulan cinsiyet ayrımcılığı temelli Kadın Protokolü’nüm 43.’sü Denizli’nin Bozkurt ilçesinde imzalandı. Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ve CHP Genel Başkan Yardımcısı, Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’nın hazır bulunduğu protokol toplantısına Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin ve Bozkurtlu kadınlar da katıldı.
KADIN ETKİNLİĞİNİN OTEL
SPONSORU KARAMANLIOĞLU
Bozkurt Belediyesi’ndeki toplantıya katılan misafirleri ise Denizli’nin Pamukkale İlçesi Karahayıt bölgesinde hizmet veren Colossae Termal Otel’in sahibi CHP’li turizmci Abdurrahman Karamanlıoğlu ağırladı. Ve konuklara çiçek takdim etti. Kadın Dernekleri Federasyonu yöneticileri, kadın milletvekilleri ve kadın belediye başkanları onuruna Colossae Termal Otel’de bir de yemek düzenlendi.
Katılanlar ayrıca otel girişindeki Atatürk Köşesi’nde hep birlikte fotoğraf çektirdi. Colossae Termal Otel’in sahibi Atatürkçü İşadamı Karamanlıoğlu, oluşturduğu ve çeşitli bağışlarda bulunduğu kadın barınma evleri ve otellerinde kadın çalışanlar lehine uyguladığı “pozitif ayrımcılık” örnekleri ile tanınıyor.
BURASI TAVAS, ÇEVRE
KATLİAMINA GEÇİT YOK!
Denizli’nin en önemli ve ünlü ilçelerinden biri olan Tavas pandemili yıllarda, yani son iki yıldır iki önemli “çevreci duruş ve protesto” ile ön plana çıkıyor ve anılıyor. Bunlardan biri Tavas’ın Avdan Mahallesi’nde yapılması planlanan kömür ocağı işletmesi ve termik santral projesi. Diğeri ise yine Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer’de açılması düşünülen Mermer ocakları ve tesisleri. Ancak iki proje de “çevreye duyarlı yöre sakinleri” tarafından tepki ve protestolarla karşılanıyor ve dirençli bir duruşla karşılanıyor. Kısacası Tavas, Avdan ve Nikfer hep bir ağızdan “Burası Tavas, burada çevre katliamlarınna geçit yok!” diyor.
“AVDAN'DA KÖMÜR OCAĞI VE
TERMİK SANTRAL İSTEMİYORUZ!”
Tavas’ın Avdan Mahallesi’nde daha önce yöre halkının istemediği ve ÇED kararıyla engellediği kömür ocağı işletmesinin termik santrale dönüştürülmesi kararı için şimdi de alel acele kamulaştırma kararı verilmesi halkı isyan ettirdi. Avdanlılar bu karara karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini belirterek bir kez daha sokağa döküldü. Ve her yaştan yöre insanları protesto gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla açıklanan ve acil bir şekilde alınan kamulaştırma kararına göre; kömür ocağı işletmesi için linyit çıkarılmak üzere, 3 milyon 764 bin metrekarelik bir alan acil bir şekilde kamulaştırıldı. Yaklaşık 600 futbol sahası büyüklüğünde olan alanda kömür ocağı işletmesi ve buna bağlı termik santral kurulacak. Bu proje gerçekleşirse bölgedeki üç yerleşim yeri ve mahalle taşınmak zorunda kalacak. Kömür ocağı ve termik santralden ikinci adımda ise yaklaşık 10 mahallenin ekolojik olarak olumsuz etkileneceği belirtiliyor.
“NİKFER'DE MERMER OCAKLARINA HAYIR!”
Tavas’ta halkı sokağa döken ikinci “çevre eylemi” ise Nikfer’de yaşandı. Barza Ovası’nda Mermer ocağı kurmak için Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer’e toplantı için gelen şirket temsilcilerine yöre halkı büyük tepki gösterdi. Köylerine gelen şirket yetkililerine toplantı yapmaları için izin vermeyen Nikferliler, mermer madeni için gelen şirket yetkililerini adeta kovdu. Muhtar Ali Keysan tarafından yapılan çağrıyla köy meydanında toplanan halk, burada bir eylem düzenledi. Eylemde, kadın erkek her yaştan Nikferli adeta çok kalabalık bir miting gerçekleştirdi ve protestolarda bulundu. “Nikfer’de mermer ocağı istemiyoruz”, “Nikfer mi tarım mı? Karar verin”, “Mermer ocakları doğal hayatı ve su kaynaklarını yok ediyor” dövizleri taşıyan halk mermer şirketine tepkilerini haykırdı.
TAVAS’TA HALK MADEN ŞİRKETLERİNİ KOVDU!
İsmail Sarp Aykurt’un haberine göre Nikfer Muhtarı Ali Keysan bölgelerinde gerçekleştirilmek istenen bölge talanını şöyle özetledi; “Nikfer’de ve çevre köylerimizde, yaklaşık 12-13 köyde mermer ocağı açılması için Akamer Maden Şirketi Bakanlığa başvurmuş. Bakanlık da haliyle ruhsat talebinde bulunmuş. ÇED raporu bilgilendirmesi için şirket yetkilileri buraya geldiler. Sabah başka bir mahalleye gelmişlerdi, öğlen ise Nikfer’e geldiler. Nikfer halkı gerçekten çok duyarlı davrandı. Karşımızda çok büyük firmalar var ama bizler birlik ve beraber olduğumuzda bunlarla baş edebiliriz. Nikfer’de kendimiz yaşamasak da anamız, babamız, kardeşlerimiz canlarımız dediğimiz sevdiklerimiz yaşamaktalar. Bugün değilse bile yakın zamanda gidip yerleşeceğimiz yer toprağımız. Bizler, Nikferimizi nasıl büyüklerimizden tertemiz olarak emanet aldıysak, yine tertemiz ve yaşanılabilir şekilde evlatlarımıza, torunlarımıza miras bırakalım istiyoruz. Ayrıca Mermer çıkarılması düşünülen bölge, tarımsal faaliyetlerin ve hayvancılığın yapıldığı bölge. Orası, kekik, ceviz, adaçayı gibi aromatik bitkilerin tamamının olduğu bir yer. Bir de kayak merkezi var biliyorsunuz. Ayrıca sulama projemiz var o bölgese. Devlet Su İşleri (DSİ) orada sulama projesi yürütüyor ve gölet var. Şimdi ben devletin zaman zaman yaptığı şeylere şaşırıyorum. Kurumlar arası çelişki mi var bilmiyorum. O halde neden milyonlarca liralık su yatırımını yapıyorsun? Diğer taraftan mermer ocağı açmaya da izin veriyorsun. Burada bir çelişki yok mu? Burada küçükbaş hayvancılık da var. Orası bizim meramız. Buraya en yakın yerleşim alanı 900 metre. Çok yakın. Yani yarın dinamit kullanılsa, halk tozdan etkileyecek. Ayrıca yeraltı sularımızın kirlenmesi konusu da var. Bunların hepsi ayrı birer konu. Sonuçta arabalarına binip, geldikleri gibi gittiler.”
“İYİ Kİ BÜYÜK MENDERES
İNİSİYATİFİ (BMİ) VAR!”
Evet, bölgede bu tür ‘çevre talan ve katliamları’na dur demek için Denizli merkezli olarak spontan olarak kurulmuş bir çevre STK’sı var. İçlerinde çevrecilerden, politikacılara, hukukçulardan sağlıkçılara kadar bir çok önemli ismin bulunduğu bu çevreci örgütün adı; Büyük Menderes İnisiyatifi (BMİ). BMİ, Menderes Nehri’nin geçtiği Uşak, Denizli ve Aydın illerindeki tüm çevre etkinliklerinde ve mücadelelerinde yer alıyor. Ahmet Ergun, Yurttan Gökşen, Şirin Avcı, Musa Akyol, Orhun Çoban, Nebi Ebci, Şenol Akyol gibi “insan ve çevre hakları duyarlılıkları” yüksek isimlerin (ve Yaşar Tok gibi bir gazeteci yazar ve Büyük Menderes Araştırmacısının da) bünyesinde yer aldığı BMİ’nin Sözcülüğünü Mustafa Çallıca yapıyor. Ayrıca Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Koordinatörü Avukat H. Ozan Orpak, TMMOB İKK temsilcisi Mehmet Akköse ve BMİ gönüllüleri, tüm bölgede olduğu gibi Tavas’ta da yöre halkının verdiği bu mücadeleye tüm yargı ve Danıştay süreçlerinde de destek olan isimler.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, 42 belediye ile imzaladığı “Alternatif İstanbul Sözleşmesi” olan KadınProtokolü’nü son olarak Denizli’de Bozkurt Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Birsen Çelik ile imzaladı. İmzalanan protokol de yine Bozkurt İlçesi’nde gerçekleştirilen bir tanıtım toplantısıyla duyuruldu.
Tanıtım günü için ise Mustafa Kemal Atatürk’ün Denizli’ye geliş tarihi olan 4 Şubat seçildi. Protokol kapsamında Bozkurt İlçesi’nde şiddet gören ya da istismara uğrayan kadınların ihtiyaç duyduğu “hukuki, psikolojik ve sosyal destekler” sağlanacak.
BOZKURT’TA “KADININ ADI VAR!”
Bozkurt’un kadın Belediye Başkanı Birsen Çelik’in öncülük ettiği organizasyonda “Alternatif İstanbul Sözleşmesi” şeklinde duyurulan cinsiyet ayrımcılığı temelli Kadın Protokolü’nüm 43.’sü Denizli’nin Bozkurt ilçesinde imzalandı. Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ve CHP Genel Başkan Yardımcısı, Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’nın hazır bulunduğu protokol toplantısına Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin ve Bozkurtlu kadınlar da katıldı.
KADIN ETKİNLİĞİNİN OTEL
SPONSORU KARAMANLIOĞLU
Bozkurt Belediyesi’ndeki toplantıya katılan misafirleri ise Denizli’nin Pamukkale İlçesi Karahayıt bölgesinde hizmet veren Colossae Termal Otel’in sahibi CHP’li turizmci Abdurrahman Karamanlıoğlu ağırladı. Ve konuklara çiçek takdim etti. Kadın Dernekleri Federasyonu yöneticileri, kadın milletvekilleri ve kadın belediye başkanları onuruna Colossae Termal Otel’de bir de yemek düzenlendi.
Katılanlar ayrıca otel girişindeki Atatürk Köşesi’nde hep birlikte fotoğraf çektirdi. Colossae Termal Otel’in sahibi Atatürkçü İşadamı Karamanlıoğlu, oluşturduğu ve çeşitli bağışlarda bulunduğu kadın barınma evleri ve otellerinde kadın çalışanlar lehine uyguladığı “pozitif ayrımcılık” örnekleri ile tanınıyor.
BURASI TAVAS, ÇEVRE
KATLİAMINA GEÇİT YOK!
Denizli’nin en önemli ve ünlü ilçelerinden biri olan Tavas pandemili yıllarda, yani son iki yıldır iki önemli “çevreci duruş ve protesto” ile ön plana çıkıyor ve anılıyor. Bunlardan biri Tavas’ın Avdan Mahallesi’nde yapılması planlanan kömür ocağı işletmesi ve termik santral projesi. Diğeri ise yine Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer’de açılması düşünülen Mermer ocakları ve tesisleri. Ancak iki proje de “çevreye duyarlı yöre sakinleri” tarafından tepki ve protestolarla karşılanıyor ve dirençli bir duruşla karşılanıyor. Kısacası Tavas, Avdan ve Nikfer hep bir ağızdan “Burası Tavas, burada çevre katliamlarınna geçit yok!” diyor.
“AVDAN'DA KÖMÜR OCAĞI VE
TERMİK SANTRAL İSTEMİYORUZ!”
Tavas’ın Avdan Mahallesi’nde daha önce yöre halkının istemediği ve ÇED kararıyla engellediği kömür ocağı işletmesinin termik santrale dönüştürülmesi kararı için şimdi de alel acele kamulaştırma kararı verilmesi halkı isyan ettirdi. Avdanlılar bu karara karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini belirterek bir kez daha sokağa döküldü. Ve her yaştan yöre insanları protesto gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla açıklanan ve acil bir şekilde alınan kamulaştırma kararına göre; kömür ocağı işletmesi için linyit çıkarılmak üzere, 3 milyon 764 bin metrekarelik bir alan acil bir şekilde kamulaştırıldı. Yaklaşık 600 futbol sahası büyüklüğünde olan alanda kömür ocağı işletmesi ve buna bağlı termik santral kurulacak. Bu proje gerçekleşirse bölgedeki üç yerleşim yeri ve mahalle taşınmak zorunda kalacak. Kömür ocağı ve termik santralden ikinci adımda ise yaklaşık 10 mahallenin ekolojik olarak olumsuz etkileneceği belirtiliyor.
“NİKFER'DE MERMER OCAKLARINA HAYIR!”
Tavas’ta halkı sokağa döken ikinci “çevre eylemi” ise Nikfer’de yaşandı. Barza Ovası’nda Mermer ocağı kurmak için Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer’e toplantı için gelen şirket temsilcilerine yöre halkı büyük tepki gösterdi. Köylerine gelen şirket yetkililerine toplantı yapmaları için izin vermeyen Nikferliler, mermer madeni için gelen şirket yetkililerini adeta kovdu. Muhtar Ali Keysan tarafından yapılan çağrıyla köy meydanında toplanan halk, burada bir eylem düzenledi. Eylemde, kadın erkek her yaştan Nikferli adeta çok kalabalık bir miting gerçekleştirdi ve protestolarda bulundu. “Nikfer’de mermer ocağı istemiyoruz”, “Nikfer mi tarım mı? Karar verin”, “Mermer ocakları doğal hayatı ve su kaynaklarını yok ediyor” dövizleri taşıyan halk mermer şirketine tepkilerini haykırdı.
TAVAS’TA HALK MADEN ŞİRKETLERİNİ KOVDU!
İsmail Sarp Aykurt’un haberine göre Nikfer Muhtarı Ali Keysan bölgelerinde gerçekleştirilmek istenen bölge talanını şöyle özetledi; “Nikfer’de ve çevre köylerimizde, yaklaşık 12-13 köyde mermer ocağı açılması için Akamer Maden Şirketi Bakanlığa başvurmuş. Bakanlık da haliyle ruhsat talebinde bulunmuş. ÇED raporu bilgilendirmesi için şirket yetkilileri buraya geldiler. Sabah başka bir mahalleye gelmişlerdi, öğlen ise Nikfer’e geldiler. Nikfer halkı gerçekten çok duyarlı davrandı. Karşımızda çok büyük firmalar var ama bizler birlik ve beraber olduğumuzda bunlarla baş edebiliriz. Nikfer’de kendimiz yaşamasak da anamız, babamız, kardeşlerimiz canlarımız dediğimiz sevdiklerimiz yaşamaktalar. Bugün değilse bile yakın zamanda gidip yerleşeceğimiz yer toprağımız. Bizler, Nikferimizi nasıl büyüklerimizden tertemiz olarak emanet aldıysak, yine tertemiz ve yaşanılabilir şekilde evlatlarımıza, torunlarımıza miras bırakalım istiyoruz. Ayrıca Mermer çıkarılması düşünülen bölge, tarımsal faaliyetlerin ve hayvancılığın yapıldığı bölge. Orası, kekik, ceviz, adaçayı gibi aromatik bitkilerin tamamının olduğu bir yer. Bir de kayak merkezi var biliyorsunuz. Ayrıca sulama projemiz var o bölgese. Devlet Su İşleri (DSİ) orada sulama projesi yürütüyor ve gölet var. Şimdi ben devletin zaman zaman yaptığı şeylere şaşırıyorum. Kurumlar arası çelişki mi var bilmiyorum. O halde neden milyonlarca liralık su yatırımını yapıyorsun? Diğer taraftan mermer ocağı açmaya da izin veriyorsun. Burada bir çelişki yok mu? Burada küçükbaş hayvancılık da var. Orası bizim meramız. Buraya en yakın yerleşim alanı 900 metre. Çok yakın. Yani yarın dinamit kullanılsa, halk tozdan etkileyecek. Ayrıca yeraltı sularımızın kirlenmesi konusu da var. Bunların hepsi ayrı birer konu. Sonuçta arabalarına binip, geldikleri gibi gittiler.”
“İYİ Kİ BÜYÜK MENDERES
İNİSİYATİFİ (BMİ) VAR!”
Evet, bölgede bu tür ‘çevre talan ve katliamları’na dur demek için Denizli merkezli olarak spontan olarak kurulmuş bir çevre STK’sı var. İçlerinde çevrecilerden, politikacılara, hukukçulardan sağlıkçılara kadar bir çok önemli ismin bulunduğu bu çevreci örgütün adı; Büyük Menderes İnisiyatifi (BMİ). BMİ, Menderes Nehri’nin geçtiği Uşak, Denizli ve Aydın illerindeki tüm çevre etkinliklerinde ve mücadelelerinde yer alıyor. Ahmet Ergun, Yurttan Gökşen, Şirin Avcı, Musa Akyol, Orhun Çoban, Nebi Ebci, Şenol Akyol gibi “insan ve çevre hakları duyarlılıkları” yüksek isimlerin (ve Yaşar Tok gibi bir gazeteci yazar ve Büyük Menderes Araştırmacısının da) bünyesinde yer aldığı BMİ’nin Sözcülüğünü Mustafa Çallıca yapıyor. Ayrıca Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Koordinatörü Avukat H. Ozan Orpak, TMMOB İKK temsilcisi Mehmet Akköse ve BMİ gönüllüleri, tüm bölgede olduğu gibi Tavas’ta da yöre halkının verdiği bu mücadeleye tüm yargı ve Danıştay süreçlerinde de destek olan isimler.