**VE DENİZLİ HEP BİRLİKTE; “HAZİRAN’DA ÖLMEK ZOR!” DEDİ. TEŞEKKÜRLER ŞENİZ BAŞKAN, TEŞEKKÜRLER KARACA, TEŞEKKÜRLER SERHAN ASKER, TEŞEKKÜRLER BU ÜLKENİN HİÇ UNUTULMAYAN BÜYÜK DEĞERLERİ…
Halk TV’nin en çok izlenen programlarından “Serhan Asker’le Görkemli Hatıralar” bu kez CHP’li Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan’ın daveti ile Denizli’deydi. Baştan sona 3 Haziran 1963’de sonsuzluğa uğurlanan dünya Şairi “Nazım Hikmet Anması” şeklinde geçen program büyük bir ilgi ve beğeni ile izlenirken, Türkiye’nin Haziran ayında kaybettiği değerleri anmadan da geçmediler. Programda hazır bulunan Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise Denizli’yi ve kentin bilinmeyen güzelliklerini anlattılar.
Öte yandan ünlü belgeselci Nebil Özgentürk Moskova Novodevichy Mezarlığı’ndaki Nazım Hikmet anıt mezarının başından Serhan Asker ile canlı bağlantı yaptı. Ve Moskova’daki Nazım Hikmet anmalarını anlattı. Bu arada ünlü bestekar ve müzik adamı Selahattin Pınar’ın yeğeni Denizlili Mustafa Alabora ile de bir bağlantı gerçekleştirildi. Bu görüşme Galler’de Gezi sürgününde olan Mehmet Ali Alabora’yı anımsatırken, Mustafa Alabora Denizlili ve Çallı ünlü Ressam İbrahim Çallı ve torunu eski TBMM Ressamı Yaşar Çallı’yı da hatırlatmadan geçmedi.
Merkezefendi Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen Görkemli Hatıralar’da; Denizlili kültür sanat adamı İbrahim Çallı, Yaşar Çallı ve Selahattin Pınar dışında ünlü sanatçı Özay Gönlüm ve de “Denizli Horozu” da programın baş köşesi oldu.
Evet, CHP’li Şeniz Doğan Başkan sayesinde Denizli’den bu hafta sonu Nazım Hikmet geçti. Ahmet Arif geçti. Orhan Kemal geçti. Hasan Hüseyin Korkmazcan geçti. Kazım Koyuncu geçti. Yani bize “Haziran’da ölmek zor” dedirten bu ülkenin en önemli insanları geçti. İşte tüm bunlar için; Şeniz Başkan’a, Gülizar Biçer Karaca’ya ve Serhan Asker’e teşekkürler..
Bundan bir yıl önce yine bu köşede kaleme aldığım “Haziran’da olmak zor” başlıklı yazıyı sizler için bir kez daha veriyorum.
HAZİRAN’DA ÖLMEK…
Her Haziran ayı “en acı ay” olarak bu ülkenin yitirdiği en değerli ve en büyük isimleri hatırlatır. İşte bu yüzden; ünlü şair ve ozan Hasan Hüseyin Korkmazgil’in büyük Usta Nazım Hikmet için yazdığı ve 3 Haziran 1963’teki ölümünden tam 13 yıl sonra tamamladığı “Haziran’da Ölmek Zor” şiiri bu ülke ve insanları için çok önemlidir. Ve işte bu yüzden Haziran’ı hep hatırlamak gerekir.
işten çıktım, sokaktayım
elim yüzüm üstüm başım gazete
sokakta tank paleti, sokakta düdük sesi
sokakta tomson, sokağa çıkmak yasak…
sokaktayım, gece leylâk ve tomurcuk kokuyor
yaralı bir şahin olmuş yüreğim. uy anam anam
haziranda ölmek zor!
(Hasan Hüseyin Korkmazgil)
Haziran’ın ilk günü (1 Haziran 1971) bize Hüseyin Cevahir’i hatırlatır. Hani o Bergamalı Şair Halim Yazıcı’nın “Cevahir Kalbiyle Dolunay” isimli şiir kitabının ‘Hüseyin Cevahir’ini.. (Cevahir Maltepe’de vurulduğunda yanı başındaki Mahir Çayan da yol arkadaşı ile birlikte ölmek ister. Tetiğe basar ancak kurşun şans eseri kalbinin yanından geçer)
Her Haziran’ın 2’si tarihi bize Ahmet Arif’i ve o her satırı vurucu sözcüklerle dokunmuş bir kilim gibi her renkte en acıyı, dramı ve umut dolu hayatı anlatan “Hasretinden prangalar eskittim” kitabından ezbere bildiğimiz o güzelim şiirleri anımsatır.
Yine her Haziran ayının 2’si bize “Ekmek Kavgası, 72. Koğuş, Murtaza, Avare Yıllar, Bereketli Topraklar Üzerinde, Nazım Hikmet’le 3,5 Yıl, Grev, Devlet Kuşu” gibi eserlerinden tanıdığımız büyük romancı Orhan Kemal’i ve o “Borç, borç, borç. O kadar oku, sonra gel, elifi mertek belleyen birine köle ol! Gönül kimi severse güzel o. Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa!” şeklindeki ünlü sözlerini hatırlatır.
Her Haziran’ın 3’ü ise hepimize; Dünya Şairi, Türkçe’yi en iyi kullanan edebiyatın mavi gözlü devi, toplumcu şair Nazım Hikmet Ran’ı ve dörtlüklerini haykırır. Yine her 15-16 Haziran 1970 bizim aklımıza; “100 bin işçinin yürüdüğü” bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük işçi yürüyüşünü getirir.
Ve bir de her Haziran’ın 25’i yüreğimize ”Karadeniz’in asi çocuğu, Karadeniz Müziği’nin hüzünlü sesi, şair ceketli çocuğu” müzisyen, söz yazarı, derlemeci, oyuncu ve aktivist Kazım Koyuncu’yu düşürür.
“İşte gidiyorum, birşey demeden./ Arkamı dönmeden, şikayet etmeden./ Hiçbir şey almadan, birşey vermeden Yol ayrılmış, görmeden, gidiyorum../ Ne küslük var ne, pişmanlık kalbimde./ Yürüyorum sanki, senin yanında. / Sesin uzaklaşır, her bir adımda Ayak izim, kalmadan, gidiyorum./ Gerdiğin tel, kalbimde kırılmadı./ Gönülkuşu, şarkıdan yorulmadı./ Bana kimse sen, gibi sarılmadı./ Işığımız, sönmeden, gidiyorum..”
Her Haziran’ın 25’inde en verimli döneminde “faşist kanserin” aramızdan alıp gittiği Kazım Koyuncu’nun bu “ayrılık şarkısı” dökülür dudaklarımızdan. O; “Şarkılarla geçti aramızdan. Yalnızlar gibi susup uzun uzun.. Ve yaralı birer kuş gibi bırakıp gitti bizleri..”
İşte bu yüzden her Haziran ayı bize “en acı ay” olarak bu ülkenin yitirdiği en değerli ve en büyük isimleri hatırlatır. İşte bu yüzden; ünlü şair ve ozan Hasan Hüseyin Korkmazgil’in büyük Usta Nazım Hikmet’in 3 Haziran 1963’te ölümünden tam 13 yıl sonra tamamladığı ve yine bir Haziran ayında aramızdan ayrılan Toplumcu Gerçekçi Yazar Orhan Kemal anısına 3 Haziran 1976’da yayınladığı “Haziran’da Ölmek Zor” şiiri bu ülke insanları için çok önemlidir.
HAZİRAN’DA ÖLMEK ZOR!
“işten çıktım, sokaktayım. elim yüzüm üstümbaşım gazete./ sokakta tank paleti, sokakta düdük sesi, sokakta tomson, sokağa çıkmak yasak./ sokaktayım, gece leylâk ve tomurcuk kokuyor./ yaralı bir şahin olmuş yüreğim, uy anam anam; haziranda ölmek zor./
«uyarına gelirse, tepemde bir de çınar» demişti on yıl önce./ demek ki on yıl sonra, demek ki sabah sabah./ demek ki «manda gönü» demek ki «şile bezi» demek ki «yeşil biber» bir de memet'in yüzü../
bir de güzel İstanbul, bir de «saman sarısı»bir de özlem kırmızısı./ demek ki göçtü usta, kaldı yürek sızısı./ geride kalanlara, yıllar var ki ter içinde, taşıdım ben bu yükü, bıraktım acının alkışlarına; 3 haziran '63'ü../ bir kırmızı gül dalı , şimdi uzakta, bir kırmızı gül dalı, iğilmiş üzerine, yatıyor oralarda, bir eski gömütlükte, yatıyor usta../ bir kırmızı gül dalı, iğilmiş üzerine, okşar yanan alnını./ bir kırmızı gül dalı, nâzım ustanın./
gece leylâk ve tomurcuk kokuyor, bir basın işçisiyim./ elim yüzüm üstümbaşım gazete, geçsem de gölgesinden tankların tomsonların./ şuramda bir çalıkuşu ötüyor./ uy anam anam,
haziranda ölmek zor! (Hasan Hüseyin Korkmazgil)…”
Nazım Hikmet için Hasan Hüseyin tarafından yazılan “Haziran’da ölmek zor” şiiri; Haziran ayında hayatını kaybeden tüm değerlerimize armağan olsun…
Halk TV’nin en çok izlenen programlarından “Serhan Asker’le Görkemli Hatıralar” bu kez CHP’li Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan’ın daveti ile Denizli’deydi. Baştan sona 3 Haziran 1963’de sonsuzluğa uğurlanan dünya Şairi “Nazım Hikmet Anması” şeklinde geçen program büyük bir ilgi ve beğeni ile izlenirken, Türkiye’nin Haziran ayında kaybettiği değerleri anmadan da geçmediler. Programda hazır bulunan Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise Denizli’yi ve kentin bilinmeyen güzelliklerini anlattılar.
Öte yandan ünlü belgeselci Nebil Özgentürk Moskova Novodevichy Mezarlığı’ndaki Nazım Hikmet anıt mezarının başından Serhan Asker ile canlı bağlantı yaptı. Ve Moskova’daki Nazım Hikmet anmalarını anlattı. Bu arada ünlü bestekar ve müzik adamı Selahattin Pınar’ın yeğeni Denizlili Mustafa Alabora ile de bir bağlantı gerçekleştirildi. Bu görüşme Galler’de Gezi sürgününde olan Mehmet Ali Alabora’yı anımsatırken, Mustafa Alabora Denizlili ve Çallı ünlü Ressam İbrahim Çallı ve torunu eski TBMM Ressamı Yaşar Çallı’yı da hatırlatmadan geçmedi.
Merkezefendi Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen Görkemli Hatıralar’da; Denizlili kültür sanat adamı İbrahim Çallı, Yaşar Çallı ve Selahattin Pınar dışında ünlü sanatçı Özay Gönlüm ve de “Denizli Horozu” da programın baş köşesi oldu.
Evet, CHP’li Şeniz Doğan Başkan sayesinde Denizli’den bu hafta sonu Nazım Hikmet geçti. Ahmet Arif geçti. Orhan Kemal geçti. Hasan Hüseyin Korkmazcan geçti. Kazım Koyuncu geçti. Yani bize “Haziran’da ölmek zor” dedirten bu ülkenin en önemli insanları geçti. İşte tüm bunlar için; Şeniz Başkan’a, Gülizar Biçer Karaca’ya ve Serhan Asker’e teşekkürler..
Bundan bir yıl önce yine bu köşede kaleme aldığım “Haziran’da olmak zor” başlıklı yazıyı sizler için bir kez daha veriyorum.
HAZİRAN’DA ÖLMEK…
Her Haziran ayı “en acı ay” olarak bu ülkenin yitirdiği en değerli ve en büyük isimleri hatırlatır. İşte bu yüzden; ünlü şair ve ozan Hasan Hüseyin Korkmazgil’in büyük Usta Nazım Hikmet için yazdığı ve 3 Haziran 1963’teki ölümünden tam 13 yıl sonra tamamladığı “Haziran’da Ölmek Zor” şiiri bu ülke ve insanları için çok önemlidir. Ve işte bu yüzden Haziran’ı hep hatırlamak gerekir.
işten çıktım, sokaktayım
elim yüzüm üstüm başım gazete
sokakta tank paleti, sokakta düdük sesi
sokakta tomson, sokağa çıkmak yasak…
sokaktayım, gece leylâk ve tomurcuk kokuyor
yaralı bir şahin olmuş yüreğim. uy anam anam
haziranda ölmek zor!
(Hasan Hüseyin Korkmazgil)
Haziran’ın ilk günü (1 Haziran 1971) bize Hüseyin Cevahir’i hatırlatır. Hani o Bergamalı Şair Halim Yazıcı’nın “Cevahir Kalbiyle Dolunay” isimli şiir kitabının ‘Hüseyin Cevahir’ini.. (Cevahir Maltepe’de vurulduğunda yanı başındaki Mahir Çayan da yol arkadaşı ile birlikte ölmek ister. Tetiğe basar ancak kurşun şans eseri kalbinin yanından geçer)
Her Haziran’ın 2’si tarihi bize Ahmet Arif’i ve o her satırı vurucu sözcüklerle dokunmuş bir kilim gibi her renkte en acıyı, dramı ve umut dolu hayatı anlatan “Hasretinden prangalar eskittim” kitabından ezbere bildiğimiz o güzelim şiirleri anımsatır.
Yine her Haziran ayının 2’si bize “Ekmek Kavgası, 72. Koğuş, Murtaza, Avare Yıllar, Bereketli Topraklar Üzerinde, Nazım Hikmet’le 3,5 Yıl, Grev, Devlet Kuşu” gibi eserlerinden tanıdığımız büyük romancı Orhan Kemal’i ve o “Borç, borç, borç. O kadar oku, sonra gel, elifi mertek belleyen birine köle ol! Gönül kimi severse güzel o. Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa!” şeklindeki ünlü sözlerini hatırlatır.
Her Haziran’ın 3’ü ise hepimize; Dünya Şairi, Türkçe’yi en iyi kullanan edebiyatın mavi gözlü devi, toplumcu şair Nazım Hikmet Ran’ı ve dörtlüklerini haykırır. Yine her 15-16 Haziran 1970 bizim aklımıza; “100 bin işçinin yürüdüğü” bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük işçi yürüyüşünü getirir.
Ve bir de her Haziran’ın 25’i yüreğimize ”Karadeniz’in asi çocuğu, Karadeniz Müziği’nin hüzünlü sesi, şair ceketli çocuğu” müzisyen, söz yazarı, derlemeci, oyuncu ve aktivist Kazım Koyuncu’yu düşürür.
“İşte gidiyorum, birşey demeden./ Arkamı dönmeden, şikayet etmeden./ Hiçbir şey almadan, birşey vermeden Yol ayrılmış, görmeden, gidiyorum../ Ne küslük var ne, pişmanlık kalbimde./ Yürüyorum sanki, senin yanında. / Sesin uzaklaşır, her bir adımda Ayak izim, kalmadan, gidiyorum./ Gerdiğin tel, kalbimde kırılmadı./ Gönülkuşu, şarkıdan yorulmadı./ Bana kimse sen, gibi sarılmadı./ Işığımız, sönmeden, gidiyorum..”
Her Haziran’ın 25’inde en verimli döneminde “faşist kanserin” aramızdan alıp gittiği Kazım Koyuncu’nun bu “ayrılık şarkısı” dökülür dudaklarımızdan. O; “Şarkılarla geçti aramızdan. Yalnızlar gibi susup uzun uzun.. Ve yaralı birer kuş gibi bırakıp gitti bizleri..”
İşte bu yüzden her Haziran ayı bize “en acı ay” olarak bu ülkenin yitirdiği en değerli ve en büyük isimleri hatırlatır. İşte bu yüzden; ünlü şair ve ozan Hasan Hüseyin Korkmazgil’in büyük Usta Nazım Hikmet’in 3 Haziran 1963’te ölümünden tam 13 yıl sonra tamamladığı ve yine bir Haziran ayında aramızdan ayrılan Toplumcu Gerçekçi Yazar Orhan Kemal anısına 3 Haziran 1976’da yayınladığı “Haziran’da Ölmek Zor” şiiri bu ülke insanları için çok önemlidir.
HAZİRAN’DA ÖLMEK ZOR!
“işten çıktım, sokaktayım. elim yüzüm üstümbaşım gazete./ sokakta tank paleti, sokakta düdük sesi, sokakta tomson, sokağa çıkmak yasak./ sokaktayım, gece leylâk ve tomurcuk kokuyor./ yaralı bir şahin olmuş yüreğim, uy anam anam; haziranda ölmek zor./
«uyarına gelirse, tepemde bir de çınar» demişti on yıl önce./ demek ki on yıl sonra, demek ki sabah sabah./ demek ki «manda gönü» demek ki «şile bezi» demek ki «yeşil biber» bir de memet'in yüzü../
bir de güzel İstanbul, bir de «saman sarısı»bir de özlem kırmızısı./ demek ki göçtü usta, kaldı yürek sızısı./ geride kalanlara, yıllar var ki ter içinde, taşıdım ben bu yükü, bıraktım acının alkışlarına; 3 haziran '63'ü../ bir kırmızı gül dalı , şimdi uzakta, bir kırmızı gül dalı, iğilmiş üzerine, yatıyor oralarda, bir eski gömütlükte, yatıyor usta../ bir kırmızı gül dalı, iğilmiş üzerine, okşar yanan alnını./ bir kırmızı gül dalı, nâzım ustanın./
gece leylâk ve tomurcuk kokuyor, bir basın işçisiyim./ elim yüzüm üstümbaşım gazete, geçsem de gölgesinden tankların tomsonların./ şuramda bir çalıkuşu ötüyor./ uy anam anam,
haziranda ölmek zor! (Hasan Hüseyin Korkmazgil)…”
Nazım Hikmet için Hasan Hüseyin tarafından yazılan “Haziran’da ölmek zor” şiiri; Haziran ayında hayatını kaybeden tüm değerlerimize armağan olsun…