**BÖYLE BİR BOYKOT VE PROTESTO GÖRÜLMEDİ! DENİZLİ GAZETECİLER CEMİYETİ CHP DENİZLİ İL BAŞKANLIĞINI 1 YILI AŞKIN BİR SÜREDİR PROTESTO EDİYOR…
“Eyvah! Eski Çavuşoğlu geri mi döndü?” başlıklı yazımızın yankısı büyük oldu. Köşemiz büyük ilgi ile karşılanırken, yazımızı destekleyen onlarca olumlu tepki de aldık. Bir gün önceki yazımıza Denizli CHP’de son 3 haftada dikkat çeken ve hatta “kulakların çekilmesini gerektiren” üç önemli olay ve durum yaşandı” diye başlamış ve CHP Denizli İl Örgütü Yöneticilerinin; özü “parti üyeleri ile buluşma ve tabanı dinleme” amaçlı İlçe Danışma Kurullarını “öfke, gerginlik, rövanşist ve şiddet dolu bir dille” nasıl sabote ettiğini yaşanan olaylarla detaylı olarak anlatmıştık. “Eyvah! Denizli CHP’ye olan oldu. Eski Çavuşoğlu sanırız yine geri döndü!” derken aslında, İl Başkanı Çavuşoğlu’nun ilk dönemindeki “aşırılıkları, ekstremlilikleri, hot-zot’cu duruşu” ile kaldığı yerden siyaset yapmaya devam mı edecek?” kaygılarına bir cevap bulmaya çalışıyorduk. Eğer öyleyse bunu adına “siyaset yapmak” denmez ve de denemezdi.. İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu bir de yanına adeta kendi ilk dönem il başkanlığı hallerini anımsatan Gençlik Kolları Başkanı Tugay Odabaşıoğlu’nu da alınca kaygılar katlandı ve Denizli’de CHP patlamaya hazır bir bombaya dönüştü.

Evet, tartışmalar alevlendikçe Denizli CHP’de ortaya onlarca sav ve yanlış uygulama iddiası yağmur gibi yağdı. Merkezefendi ve Honaz İlçe Danışma Kurulu toplantıları birer turnusol etkisi yaptı ve bu toplantılarda meydana gelen “ağız dalaşı ve atışmalar” öyle yenilir yutulur cinsten değildi. Yaşanan kavgalar ve İl Örgütünün bu krizleri yönetememesi Denizli CHP içinde derin yaralar açarken, “CHP’li, CHP’linin kurdudur” sözünü de haklı çıkarıyor. Bu kasıtlı ve organize kavganın en açık ifadesi ise Merkezefendi Danışma Kurulu’nda söz alan Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek’in, “Bir gençlik kolları başkanı partisinin belediye başkanına ‘ellerini kollarını kırarım’ diye hitap edemez. Devlet büyüklerinin resimleri birçok CHP’li belediyede de asılıdır. Bu İstanbul Büyükşehir’de de vardır. Ankara Büyükşehir’de ve Antalya Büyükşehir’de de” sözü oldu.

“YAŞASIN! ÖZLENEN ÇAVUŞOĞLU GERİ DÖNDÜ!”
Bu arada; CHP Denizli İl Başkanı Çavuşoğlu’na arka çıkan ve destekleyen mesajlar da yok değildi. “Bir Danışma Kurulu’nda her şey konuşulur. Kol kırılır yen içinde kalır” diyenler de vardı. En çarpıcı destek mesajı ise; Denizlili İş ve Siyaset Adamı, CHP’li Mehmet Boyar’dan geldi. Boyar eğlenceli ve esprili mesajında bizim yazımıza karşılık olarak; “Yaşasın! Özlenen Çavuşoğlu geri döndü” diyordu.

Bize göre bu tartışmaların nedense hiç dillendirilmeyen ve konuşulmayan en önemli olayı ise “Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nin (DGC) CHP Denizli İl Başkanlığını 1 yılı aşkın bir süredir protesto ve boykot etmesiydi.” Böyle bir boykot ve protesto Türkiye siyaset tarihinde hiç görülmedi! Denizli Gazeteciler Cemiyeti (DGC), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli İl Başkanlığı’nı 1 yılı aşkın bir süredir protesto ediyor ve bir siyasi partinin il başkanlığına boykot uyguluyor, cemiyet basın merkezi olanaklarını kullanmalarına izin vermeme tavrı alıyor. (Not; DGC’nin bu tavrı sadece CHP Denizli İl Başkanlığı’na yönelik. CHP’li vekiller, belediye başkanları, ilçe başkanları, meclis üyeleri vs. bu protestonun dışında)
.jpg)
48 YILLIK CHP’LİYİ BİLE KIZDIRDILAR
Burada söz CHP Denizli İl Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’dan ve Gazeteciler Cemiyeti’nin boykotundan açılmışken 48 yıllık partili, CHP’li Mimar ve eski Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı Süleyman Boz’un son birkaç gün içinde Deha Yirmi Gazetesi ile sosyal medya hesaplarında yer alan iki yazısından da bazı bölümler vermek istiyoruz. Peki, niye? Kulaklara küpe olsun diye…

“Biz de üniversite öğrenci derneklerinden başlayarak, parti, vakıf, dernek oda üyeliklerinde aktif çalışmalarda bulunuyoruz. Çoğunda başkanlık da yaptık. Bu gün siyasi partiden söz edeyim. 1973 yılında Beşiktaş'taki, Akaretler yokuşunda CHP binasına arkadaşlarımla gidip kaydolduk ve ondan sonraki tüm seçimlerde aktif olarak çalıştık. Afiş, propaganda, sandık kurulları vs. O zamanlar, Mavi Gömlekli Ecevit liderimizdi. 12 Eylül Darbesi ile kapatılan partimiz yerine önce SODEP, Sonra SHP de üye olup görevler aldım. Rahmetli kayınpederim kurucu İlçe başkanı idi. Denizli Belediye Meclis üyesi olarak görev yaptım ve yasakların kalkması ile tekrar CHP de aktif olarak çalıştım. Aklınıza gelen tüm seçimlerde en önde, komitelerde, kimi zaman da aday adayı olarak bulundum. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Referandumlar dahil. 48 yıllık bir siyasi parti üyesiyim. SODEP, SHP ve CHP den başka partim olmadı.”
.jpg)
BİR SİYASİ PARTİNİN AMACI İKTİDAR OLMAKTIR!
İşte Süleyman Boz’un Deha Yirmi Gazetesi’nde kaleme aldığı ve adeta adrese teslim İl Başkanı Çavuşoğlu’na giden “Siyasi partinin amacı iktidar olmaktır!” başlıklı yazıdan bazı bölümler; “İl başkanının kulağımı çınlatması ile telafi için Merkezefendi toplantısına katıldım.

“MERKEZEFENDİ CHP İLÇE
DANIŞMA KURULUNDAYDIM”
Süleyman Boz’un yazısı şöyle devam ediyor; “Girişte kendisi ile tokalaşıp konuştuk. ‘Sosyal medyada, orada burada yazacağına konuşacağına burada sahnede konuş, söyle. Sana söz vereceğim’ dedi. Kendisinin sosyal medya eleştirisine katılmıyorum. Halkın elinde ondan başka ne kaldı ki? Parti 2-3 yılda toplantı yapacak da orada ‘büyüklerden’ kendisine sıra gelecek de orada mı konuşacak partili? Nitekim dört saatten fazla bekledim komşum Nuri söz verecek diye. Nerdeeee? İlçe başkanı fotoğraflarını gösterdi, belediye başkanı icraatın içinden geçti, eski bilmem ne başkanları arz-ı endam eyledi. Düz partililere sıra geldi ve 5 dakika sürede konuşmaları istendi. O sıralamada da bize söz yok!.. Toplantı bitti, söz yerine gelmedi. Konuşturulmadım...
Ne güzel şeylerden söz edecektim oysa. Denizli'de 1. Parti olmak, merkez ve büyük ilçe belediyelerini kazanmak için yapılması gerekenler örgütlenme biçimi ve halkın, toplum aktörlerinin yönlendirilmesi gerekliliğini, zamanın boşa harcandığından söz edecektim. Ama iktidar olma iradesi göremedim parti yöneticilerinde. Türkiye'de CHP ve ittifak ortakları iktidara gelebilir ama Denizli'de zor görünüyor. İrade yok! Denizli parti idarecileri hörgüçten yiyor. Yani mevcudu tüketiyor. Benim tarafımdan görünen bu. Belki kendileri daha pembe görüyor olabilir. Mevcudun etrafında öbeklenmiş, onu bitirme yarışına girmiş bir siyasi organizasyon geleceği kuramaz. Bu yazının en ağır cümlesidir bu satırlar. Onlarca seçime girmiş ve tamamında öngörüleri gerçekleşmiş biri bunları yazan. Oysa biz partili olarak 20 yıllık merkezi, 25 yıllık yerel iktidardan kurtulup halka yarayışlı bir iktidar bekliyoruz. Parti yöneticilerinin keyfi gıcır olabilir. Halkınki öyle değil. Her yerde inliyor, derdini anlatıyor insanlar...”

“DÜŞMAN ÜRETMEYİ BIRAKIN,
DOST KAZANIN!”
Boz devamla köşesinde şöyle yazdı; “Bir siyasi partinin tek amacı vardır; İktidar olmak. Gerisi lafı güzaftır. Siyasi parti yöneticilerinin görevi de çalışmaları ile partilerini iktidara taşımaktır. Kazara, konjonktürden kazanılmış bir mevki çevresinde politikacılık oynayarak Denizli'de seçimler kazanılmaz. Derhal parti örgütleri çalışmaya, organizasyona, plan ve programa sevk edilmelidir. Halk, partisinden, yöneticilerinden bunu bekliyor. Zamansızlıktan ya da Alicengiz oyunlarından konuşamayan partililer iktidar olmak istiyor. Biz üye olarak her zamanki gibi göreve, özveriye hazırız. Artık dedikodu, düşman, şeytan üretme zamanı değil. Çare, politikalar, etkin çalışma yöntemleri üretip iktidar yoluna çıkma zamanı. Umuyorum Denizli de sahil illerinin arasına karışıp, CHP iktidarında mutlu mesut yaşama amacını elde eder. Denizli büyük bir il. Halkı üretken ve büyük gönüllü. Partimin yöneticileri bunu fark ederse iktidarı da elde edecektir. Amacımız başkaları gibi kimseyi kırmak değildir. Kırmak kolay, yapmak zordur. Bu ülkede zor işleri yapmak her zaman CHP'ye düşmüştür. Herkes kendisini zora hazırlasın.”
Yarın (Pazartesi); DENİZLİ'DE ANA MUHALEFETİN PERİŞAN HALİ!..