Mustafa KAYA

Mustafa KAYA

604 Yazı

(EKOPOLİTİK) BÜYÜK ÖDÜL ‘GENETİKSEVER AİLE’YE

**“SEDAT SİMAVİ BİLİM ÖDÜLÜ” DENİZLİLİ BİLİM İNSANI DOÇENT TUĞBA BAĞCI ÖNDER İLE DENİZLİ’YE GELDİ!

**Pamukkale Üniversitesi eski Rektörlerinden Hüseyin Bağcı’nın bilim insanı kızı Tuğba Bağcı Önder Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) düzenlediği Sedat Simavi Ödülleri “Sağlık Bilimleri” dalında beyin kanseri hücrelerine savaş açan çalışması ile 45.’inci Sedat Simavi Bilim Ödülü’nü aldı.



Yıllardır kanseri önlemeye dönük araştırmalar yapan Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Kanser Terapi ve Araştırma Merkezi kurucusu genetik uzmanı Doç. Tuğba Bağcı Önder Denizlili ‘Genetikçi Bağcı Ailesi’nin kızı. Kendisi de kansere yakalanan ve hastalığı yenmeyi başaran Önder tedaviye dirençli beyin kanseri hücrelerine karşı savaş açan çalışmasıyla bu büyük ödülün sahibi oldu.



Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Kanser Terapi ve Araştırma Merkezi kurucusu Doç. Tuğba Bağcı Önder, tedaviye dirençli beyin kanseri hücrelerine karşı savaş açan çalışmasıyla TGC Kurucu Başkanı adına düzenlenen Sedat Simavi Ödülleri’nin 45. sinde Sağlık Bilimleri Dalının birincilik ödülüne layık görüldü. Dokuz dalda 21 kişinin ödül aldığı törende konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto “Olumsuz  koşullara rağmen yüreğinde gazetecilik heyecanını taşıyan kadınlı erkekli gazeteciler, halkın haber alma hakkına sahip çıkmak için mücadelelerini sürdürüyorlar. Sedat Simavi Ödülleri’ne bu yıl da katılımlarıyla destek veren gazetecilerin, bilim insanlarının, yazarların çokluğunu aydın bir geleceğin müjdesi olarak görüyorum” diye konuştu.



SAĞLIK BİLİMLERİ ÖDÜLÜ DOÇ.
DR. TUĞBA BAĞCI ÖNDER’İN OLDU
Anne-babası ve erkek kardeşi de genetikçi olan Doç. Dr. Tuğba Bağcı Önder “Traıl’a Dirençli Hücre Modelleri ile Kazanılmış Dirençte Rol Oynayan Farklı Adaptif Mekanizmaların Aydınlatılması” başlıklı çalışması nedeniyle ödüle değer görüldü. Önder’e ödülünü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı FOX Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk verdi. Genetikçi baba PAÜ eski Rektörü Hüseyin Bağcı ile yine genetikçi anne Prof. Dr. Gülseren Bağcı’nın kızı olan ve başarılı çalışmaları sonucu gelen bu önemli ödülle Denizli ismini tüm dünyaya duyuran Doçent Dr. Tuğba Bağcı Önder, çok mutlu ve heyecanlı olduğunu söyledi.
 
“BEYİN GÖÇÜ AÇISINDAN BU TÜR
BAŞARILAR MOTİVASYON KAYNAĞI”
Önder, “Bilimsel çalışma yapmanın git gide zorlaştığı ve beyin göçünün sıklaştığı şu son günlerde, Koç Üniversitesi bünyesindeki laboratuvarımızda gece gündüz demeden tutkuyla çalışan ekibim ile yaptığımız araştırmanın Sedat Simavi Ödülü’ne layık görülmesi bizleri çok heyecanlandırdı. Toplum olarak fırtınalı bir pandeminin içinden geçerken sadece önemli buluşlara tanık olmakla kalmadık, bilimin hayatımıza kattığı değeri tekrar tekrar kavradık. Bilimsel araştırmalar sayesinde artık kanserin moleküler sırlarını deşifre edebilmekte ve kişiye özgü tedaviler uygulayabilmekteyiz. Nitekim ödül alan bu çalışmamız da kanserde ilaç direnci üzerine olup, ileride klinik uygulamalara ışık tutabilecek niteliktedir. Zorluklara rağmen bilimin ışığında devam etmemiz için bu ödülün verdiği motivasyon öyle büyük ki! Ülkemizin yetiştirdiği bilim insanlarının bu güzel ülkede çalışmalarına devam edebilmesi ve dünya çapında yankı yapan araştırmalara imza atabilmesi için maddi desteklerin yanı sıra böyle yüreklendirici ödüller çok değerli” dedi.



BU ÖDÜLLER “ÖZGÜR GAZETECİLİK” ADINA
Genel Sekreter Sibel Güneş, 11 Aralık 1953’de yaşamını yitiren TGC kurucu Başkanı Sedat Simavi adına ödüllerin 45 yıldan bu yana sürdürüldüğünü belirterek “Ödüller; gazetecilik, radyo, televizyon, karikatür, edebiyat, sosyal bilimler, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve spor alanlarında veriliyor. 3500’den fazla kuruluş, fakülte ve yayınevine adayları soruldu. Bu yıl 318 kişi ve eser aday oldu. Sonuçta dokuz dalda 21 ödül verildi. Ödüllere olan ilginin artması özgür gazetecilik yapacağımız günlere dair umudumuzu canlı tutuyor” dedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 45. Sedat Simavi Ödülleri, Sağlık Bilimleri dalında “Traıl’a Dirençli Hücre Modelleri ile Kazanılmış Dirençte Rol Oynayan Farklı Adaptif Mekanizmaların Aydınlatılması” çalışmasıyla ödüle layık görülen Doç. Dr. Tuğba Bağcı, beyin kanserinin agresif seyreden tümör olan Glioblastama (GBM) türü üzerine gerçekleştirdikleri çalışmaları Milliyet Gazetesi’nden Meltem Günay’a anlattı.



DİRENÇLİ KANSER HÜCRESİ
BU ARAŞTIRMAYLA KIRILIYOR
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Kanser Terapi ve Araştırma Merkezi kurucusu Önder, bu türde hastaların sağ kalım süresinin kemoterapi ve radyoterapiye rağmen 15 ay olduğunu söyledi. Hastaya verilen ilaçların beyin bariyerinden tam olarak geçemediğini söyleyen Önder, "Tümör hücreleri çok hızlı yayılıyor ve operasyonda bile tam olarak tümör çıkarılamıyor. Baktığımızda tüm dünyada bütün kanser türlerinde teşhis ve tedavide yeni yöntemler geliştirildi ama GBM'de 30 senedir hiç bir farklılık yok. Biz buradan hareket ettik" diye konuştu. Bu aşamada 1990'lı yıllarda bulunan ve tüm kanser tiplerinde tümör hücrelerini öldürebilen TRAİL denen bir molekül üzerinde çalışmaya başladıklarını anlatan Doç. Dr. Önder, bu hastalara umut olabilecek çalışmalarını paylaştı:



ÇALIŞMA DİRENÇLİ BEYİN KANSERİ
HASTALARINA UMUT OLDU…
"Hücrelerin kendi kendini imha etme yeteneği olmasına rağmen tümör hücreleri bunu kullanmaz, onun yerine ölmeyip çoğalırlar. Ölüm sinyallerini kapatıp sadece bölünmeye yönelik hücreler haline gelirler. İşte TRAİL bu sinyali kapattırmıyor, tekrardan açtırıyor. Kanserli hücreyi öldürebilecek ve bunu yaparken de normal hücrelere hiç zarar vermeyen bir molekülden bahsediyoruz. 2000'lerden beri bunun tedavi yöntemi olarak kullanılması üzerine çalışılıyor. Ama TRAİL molekülü verilse bile gerek beyin kanserinde olsun gerekse diğer kanser tiplerinde 'ölemeyen' bir popülasyon kalıyor. Biz de 'Bu hücreler neden ölemiyor'un peşine düştük. Beyin kanseri hastalarından alınmış hücrelere laboratuvar ortamında TRAİL'le karşılaştırdık, bir kısmı öldü bir kısmı yaşadı. Yaşayanlara yeniden bu proteini verdik ve 9 ayın sonunda artık TRAİL görse bile hiç ölmeyen hücre modelleri yarattık. Bunu neden yarattık? Çünkü hastalara yaptığımız da bu. Hastalara kemoterapi uyguluyorsunuz, başta çalışıyor ama daha sonra nüksedebiliyor, metastaz yaratabiliyor. Ve nüksettiğinde eskiden verdiğimiz ilaçlara cevap vermiyor. Dirençli hale geliyorlar. 'Biz TRAİL'i kliniğe uygulayacaksak, beyin kanseri tedavisi için kullanacaksak neden direniyor ve bunu nasıl engelleyebiliriz' sorularının yanıtını bulmak ve bu mekanizmayı deşifre etmek zorundayız."



Fare modelleri üzerinde yaptıkları araştırmalarda bu farkları incelediklerini ve hücrelerde oluşan direnci geriye çevirecek yeni ilaçları taradıklarını söyleyen Doç. Dr. Önder, şunları dedi: "Bunlardan bir tanesi çok güçlü bir şekilde direnci kırabildi. Bu yeni ilaç ve TRAİL kombinasyonunun oldukça iyi bir kombinasyon olduğunu bu şekilde göstermiş olduk. Bu yayınımız bizim için çok anlamlıydı ve ödülü kazanması da bizim için çok büyük moral oldu. Bu bilgiler yeni klinik deneyleri canlandıracak ve belki hastalara umut olacak bir tedavi modelinin gelişmesini sağlayacak. Uzun soluklu bu çalışma dirençli beyin kanseri hastalarında hayat kurtaracak çalışmaya doğru gidiyor. TRAİL'le tedavisi birçok kanser için bir kombinasyon tedavisi de olabilir.”(Meltem Günay, Milliyet Gazetesi)
 
BU HABERİ 15 YIL ÖNCE YAPTIK;
“BİZİM AİLE GENETİKSEVER!”
Tarih Ocak 2007. Bundan tam 15 yıl önce yine Ocak ayında Sabah Gazetesi’nde yayınlanan “Bizim aile genetiksever” başlıklı haberimizle bu önemli başarının ipuçlarını vermiştik. O zaman Denizli'de Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanlığı yapmakta olan genetikçi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı’nın ailesiydi anlattığımız. Başarılı bilim insanı olanHüseyin Bağcı daha sonra aynı üniversitede 2 dönem Rektörlük yaptı.



Şimdi yıllar önce Sabah ve Yeni Asır Gazeteleri’nde yayınlanan bu haberi hep birlikte bir kez daha hatırlayalım;

BİZİM AİLE GENETİKSEVER! Anne, baba ve kızları genetikçi olunca tabii ki evin oğlu da elektrik mühendisliği okusa bile genetik dalında doktora yapmak ister. Zaten Bağcı ailesi bir araya gelince de evde genetikten başka bir şey konuşulmuyor.

Denizli'de Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı (52) ve ailesinin hayatlarının büyük bir bölümünü, genetik bilimi oluşturuyor. Çünkü dört kişilik Bağcı Ailesi'nin üç ferdi, genetik bilimi üzerine çalışmalar yaparken, ailenin en küçük bireyi Kadir Tolga Bağcı da genetik dalında doktora yapmak istiyor. Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Pamukkale Üniversitesi Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı. Eşi Prof. Dr. Gülseren Bağcı (51) da aynı üniversitenin Genetik Bölümü Öğretim Üyesi. Dört yıl önce Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nü bitiren kızları Tuğba (26) ise Boston TUFTS Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Enstitüsü'nde genetik dalında doktora yapıyor. Oğulları Tolga, Koç Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği'ndeokuyor. 19 yaşındaki Tolga, bu bölümü, genetik dalında doktora yapmak ve elektrik-elektronik mühendisliği alanında birçok mühendislik uygulamalarının genetik algoritmayla çözülebileceğini kanıtlamak için seçmiş. Tolga'nın yolu da üniversiteyi bitirdikten sonra genetikle kesişecek. 



BABALARI ÖNCÜLÜK ETTİ 

Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, 1977 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nü ikincilikle bitirdi. Hüseyin Hoca, aynı bölümü birincilikle bitiren eşi Gülseren Hanım'la "Beni geçen kızla evlenmeliyim,'' diyerek 1978 yılında hayatını birleştirdi. Onlarca bilimsel yayını olan Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, "Çocuklarım müzikle, sanatla uğraşsın, başka alanları seçsin, diye çok istedim; ama onlar da bizim gibi genetik bilimi seçti. 28 yıldır bizim evde genetikten başka bir şey konuşulmadı," diyor.
(Mustafa KAYA-Sabah Gazetesi)
fixed-whatsapp-icon