Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Doç. Dr. Şenay Topsakal, diyabet hastalarının hangi şartlarda oruç tutabilecekleri ve oruç tutarken nelere dikkat etmeleri gerektiği hakkında bilgi verdi.
PAÜ Hastaneleri Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Doç. Dr. Şenay Topsakal yaptığı açıklamada şu bilgileri paylaştı: “Ramazan ayı, Müslümanlar için manevi bir arınma ve ibadet dönemidir. Ancak diyabet hastaları için oruç tutmak, kan şekeri düzeylerini kontrol altında tutmayı zorlaştırabilir ve sağlık risklerini artırabilir. Bu nedenle, diyabet hastalarının herhangi bir tehlikeyle karşılaşmamaları için, Ramazan ayında dikkatli olmaları ve bazı önlemler almaları büyük önem taşır. Diyabet hastalarının oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları tetkiklerini yaptırmaları gerekir. Doktorları kan şekeri düzeylerini değerlendirerek oruç tutmanın diyabet (şeker) hastaları için uygun olup olmadığını belirleyebilir. Özellikle tip 1 diyabet, insülin kullanan tip 2 diyabet hastaları, insülin kullanan gebeler, kan şekeri sürekli düzensiz seyredenler, ileri yaştaki hastalar için oruç tutmak riskli olabilir. Bu kişilerin oruç tutmak konusunda ısrarcı olmamalarında yarar vardır. Oruç tutarken kan şekeri düzeylerini düzenli olarak kontrol etmek önemlidir. Gün içinde hipoglisemi (düşük kan şekeri) veya hiperglisemi (yüksek kan şekeri) riski artabilir. Bu nedenle, iftar ve sahur öncesi ve sonrası kan şekeri ölçümleri ihmal edilmemelidir. Kan şekeri çok düşük veya yüksekse, orucu bozmak gerekebilir. Çevrenizdekilere bilgi verin durumunuzda değişiklik olursa veya bilinç kaybı olursa hemen kan şekeriniz ölçülmelidir.”
Doç. Dr. Şenay Topsakal: “Diyabet hastalarının oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları gerekir.”
Sahur, oruç tutarken enerjinin korunması için kritik bir öğün olduğuna değinen Doç. Dr. Topsakal, “Sahurda yavaş sindirilen ve kan şekerini dengede tutan besinler tüketmeye özen gösterin. Tam tahıllı ürünler, lifli gıdalar, protein kaynakları (yumurta, peynir, yoğurt) ve sağlıklı yağlar (zeytinyağı, avokado) tercih edin. Şekerli ve yağlı yiyeceklerden kaçının, çünkü bunlar kan şekerinizi hızla yükseltebilir ve daha sonra düşürebilir. İftarda aşırı yemekten kaçının. Öncelikle su ve zeytin gibi hafif bir başlangıç yapın. Ardından çorba ve salata gibi hafif yiyeceklerle devam edin. Ana yemekte yağsız et, tavuk, balık veya sebze yemekleri tercih edin. Karbonhidrat alımını kontrol altında tutun ve kompleks karbonhidratlar (bulgur, tam buğday ekmeği) tercih edin. Mümkünse tatlı tüketmeyin. Aşırı yemekten kesinlikle kaçının. Ramazan boyunca yeterli sıvı alımı çok önemlidir. İftar ile sahur arasında en az 8-10 bardak su içmeye özen gösterin. Çay, kahve gibi kafeinli içeceklerden kaçının, çünkü bunlar vücudunuzun su kaybetmesine neden olabilir. Şekerli içeceklerden de uzak durun.” şeklinde konuştu.
“Aşırı yemekten kesinlikle kaçının.”
Doç. Dr. Şenay Topsakal sözlerine şöyle devam etti: “Hafif egzersizler yapmak kan şekerinizi dengede tutmanıza yardımcı olabilir. Ancak aşırı egzersizden kaçının, çünkü bu hipoglisemi riskini artırabilir. İftardan birkaç saat sonra yürüyüş yapmak gibi hafif aktiviteler tercih edilebilir. Diyabet ilaçlarınızı veya insülin dozlarınızı doktorunuzla görüşerek Ramazan ayına uygun şekilde ayarlayın. İftar ve sahur vakitlerine göre ilaç saatlerinizi yeniden düzenlemeniz gerekebilir. İnsülin kullanan hastalar, özellikle dikkatli olmalı ve doktorlarıyla sıkı bir iletişim halinde kalmalıdır. Kan şekeriniz çok düşük (70 mg/dL altı) veya çok yüksek (300 mg/dL üstü) seviyelerdeyse, orucu bozmanız gerekebilir. Ayrıca baş dönmesi, terleme, bulanık görme, halsizlik gibi hipoglisemi belirtileri hissederseniz, hemen kan şekerinizi ölçün ve gerekirse orucu bozun. Sağlığınız her zaman öncelikli olmalıdır.”
Ramazan ayının, diyabet hastaları için dikkatli planlama ve özen gerektiren bir dönem olduğunun altını çizen Doç. Dr. Topsakal, doktorla iş birliği yaparak, doğru beslenme ve ilaç düzeniyle oruç tutmanın mümkün olabileceğini ancak sağlığı riske atmamak için gerektiğinde orucu bozmaktan çekinmemek gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Topsakal: “Unutmayın, dinimizde sağlık sorunu olanlar için kolaylıklar vardır ve sağlığınız her şeyden önce gelir.” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
0 Yorum