Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Genel Cerrahi Doç. Dr. Hamza Çınar Özofagus (Yemek Borusu) Kanseri olan hastasının tedavi sürecini ve özofagus kanseri hakkında açıklama yaptı.
“Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ve radyasyona maruz kalma, yoğun alkol tüketimi, çok sıcak besinlerin tüketilmesi gibi durumlar özofagus kanseri gelişme riskini artırır.”
Özefagus kanseri ile ilgili yaptığı açıklamada Doç. Dr. Hamza Çınar şunları söyledi: “Özofagus kanseri genellikle geç dönem belirti verir. Kanser belirli bir büyüklüğe ulaşıp yemek borusunu tıkamaya başladığında; kilo kaybı, yutma güçlüğü, ağrılı yutma, yemeğin boğazda takılma hissi, kusma, sırt ağrısı ve boyun bezeleri ile kendini gösterebilir. Yemek borusu kanseri erken bulgu vermediği için halk arasında sessiz katil olarak adlandırılır. 60 yaş ve üzeri bireylerde özofagus kanseri gelişme riski yüksektir ve erkeklerde daha fazla görülür. Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ve radyasyona maruz kalma, yoğun alkol tüketimi, besinlerin son tüketim tarihinden sonra tüketilmesi, çiğ gıda ve tütsülenmiş et tüketilmesi, çok sıcak besinlerin tüketilmesi gibi durumlar özofagus kanseri gelişme riskini artırır. Hastada özofagus kanseri şüphesi varsa tanı koymak için birçok tetkik yapılabilir. Endoskopi, bilgisayarlı Tomografi, Ultrason, MR, PET gibi görüntülenme tetkikleri yapılarak tanı konulabilir. En önemli tanı aracı endoskopidir. Endoskopi ile özofagus incelenir ve gereğinde biyopsi alınır.”
Doç. Dr. Hamza Çınar açıklamasına şu şekilde devam etti: “Aydın’ın Karacasu ilçesinden gelen 51 yaşındaki kadın hastamız Emine Ünlü, yemek yiyememe şikayeti ile hastanemize başvurdu. Yapılan endoskopi sonucunda yemek borusunda bir kitle tespit edildi. Kitle kanserli çıktı ve hastaya 6 kür kemoterapi ile 1 ay radyoterapi tedavisi verildi. Ardından, yemek borusu kanseri nedeniyle cerrahi müdahale planlandı. Bu zor ve riskli ameliyat, Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı olarak benim önderliğimde yapıldı, ancak Göğüs Cerrahisi Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Öztürk’ün yardımlarıyla göğüs kafesi açılarak gerçekleştirildi. Halk arasında ‘midesi ağzında’ denir, bu hastamızın gerçekten de öyle. Hastamızın 30 cm yemek borusu yoktu. Biz, mideyi de yemek borusu gibi yukarı çektik ve bağladık böylece güzel bir ameliyat oldu. Gerçekleştirdiğimiz ameliyatla kanserli yemek borusu ve çevresindeki bezeler temizlendi. Yaptığımız ameliyat, hem yemek borusunu çıkartmak oldu hem de etraftaki bezeleride toplamak oldu. Böylece hastalık etrafa yayılmış olsa bile onları topladığımız için ilerde kendini tekrarlama şansını kaybetti. Hastamız şuan gayet iyi, yaklaşık 1 aylık süre geçti. Yemek yiyip içebiliyor ve herhangi bir ek tedaviye gerek kalmadı. Hastanın ameliyat sonrası durumu başarılı ve normal yaşamına dönmüş durumda” şeklinde açıklamasını tamamladı.
0 Yorum