EKONOMİ

DEGİAD KONUŞUYOR, DENİZLİ VE DÜNYA DİNLİYOR PROGRAMINDA DEGİAD ÜYESİ OKAN OĞUZ HEM KENDİNİ, HEM DE İŞİNİ ANLATTI

DEGİAD KONUŞUYOR, DENİZLİ VE DÜNYA DİNLİYOR PROGRAMINDA DEGİAD ÜYESİ OKAN OĞUZ HEM KENDİNİ, HEM DE İŞİNİ ANLATTI
Denizli Genç İş İnsanları Derneği Üyeleri hem kendilerini, hem de firmalarını “DEGİAD Konuşuyor” programında anlatıyor, bu çok özel söyleşileri Denizli Metropol, Denizli ve Dünyaya aktarıyor… On ikinci program yayınlandı. Programın konuğu DEGİAD Üyesi ve Luxhome Marka Kurucusu ASIES İnternational Tekstil Sahibi Okan Oğuz oldu.

ÖZEL RÖPORTAJ
DEGİAD üyelerini tanıtan, anlatan program Denizli Metropol ekranında… On ikinci program yayınlandı. On ikinci bölümde program sunuculuğunu DEGİAD Yönetim Kurulu Üyesi - İş ve Genel Projeler Komisyonu Üyesi Fatih Kundak yaparken, programın konuğu DEGİAD Üyesi ve Luxhome Marka Kurucusu ASIES İnternational Tekstil Sahibi Okan Oğuz oldu. Oğuz, programda hem kendini, hem de işini anlattı.

İŞTE O SÖYLEŞİ…

FATİH KUNDAK: DEGİAD ve Denizli Metropol iş birliği ile başlatmış olduğumuz DEGİAD Konuşuyor programının on ikinci bölümündeyiz. Bugünkü konuğumuz DEGİAD Üyesi ve Luxhome Marka Kurucusu ASIES İnternational Tekstil Sahibi Okan Oğuz... Hoş geldiniz. Sizi tanıyarak programa başlayalım isterseniz…
 
OKAN OĞUZ: 1982 yılında Denizli’de doğdum. İlkokulu Emsan İlkokulu, Ortaokul ve Liseyi ise Denizli Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra. Üniversite eğitimim için İzmir’e yerleştim. 9 Eylül Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde ekonomi eğitimi aldım. Evliyim. Alina ve Asya adında iki kızım var.

FATİH KUNDAK: İş yaşamınıza nasıl başladınız?

OKAN OĞUZ: Tekstil tozunun içinde büyüdüm. Küçük yaşlarda dokuma tezgahları, dikiş makinalarının arasındaydım diyebilirim. Eğitim hayatımdan arta kalan zamanlarda ise yine işletmenin içindeydim. O dönem kendimce tespitlerde bulunmaya çalıştım. Büyük markalara fason üretim yapıyorduk. Bir gün elime bir bornoz aldım. Önemli bir Amerikan markasının logosunu gördüm. Bu etikette fiyatta vardı. Merak ettim. Fabrika satış fiyatını araştırdım. Perakende satış ile fabrika satış fiyatı arasında yüzde 1500 fiyat farkı vardı. Bu gördüğüm manzara benim için dönüm noktası oldu. Ben kendi etiketimle nasıl ürün satabilirimi düşündüm. Bu aşamadan sonra öğrencilik yıllarımda bunu araştırdım. Kendimi geliştirmem de bu konuyla ilgili oldu. Bu konuda mütevazi olamayacağım, çok fazla bilgiye ulaştım.

FATİH KUNDAK: Bu süreçte bir Rusya ziyaretin olmuştu. Rusya gezisi ile ilgili bilgi verebilir misin? Amacınız neydi?

OKAN OĞUZ: Üniversite hayatımın ardından aile şirketinde çalışmaya başladım. 2 yıl içinde finans, pazarlama, üretim dengesini görme şansım oldu. Ana hedefim için bir rota çizmem gerekiyordu. Fuarlara katılıyordum. 2005 yılında Moskova’da fuara gittim. Moskova’da ev tekstili yapıyordu ama amatörce. Ne yapabilirimi düşünüyordum. Orada İngilizce ile hiçbir şey çözülemiyordu. Rusça öğrenmeye karar verdim. Kursa gittim. Öğrenci yurduna yerleştim Rusça’yı daha hızlı öğrenmek için. 9 ay sonra Denizli’ye döndüm ve arayışlara devam ettim. Rusya beni ürkütmüştü aslında. O yıllarda her şey orada tam oturmamıştı. Arayışlarım içinde Kazakistan ile ilgili bir fırsat çıktı karşıma. Rotamızın Kazakistan olduğuna karar verdik.

FATİH KUNDAK: Peki neden Kazakistan?

OKAN OĞUZ: Dağılan Sovyetler Birliği ülkeleri arasında en liberal ülke Kazakistan’dı. Halen öyle. Kazakistan yüzölçümü olarak Türkiye’nin 3,5 katı büyük ancak nüfus olarak küçük. İstanbul kadar nüfusu var. Kazakların kişi başı milli geliri Türkiye ile aynı. Kazak üst aklının Türklere ticarette öncülük yapması, yerel halkı bir eğitici olarak görmesi ve dış yatırımcıya getirdikleri açıklık politikaları bizi rahatlattı. Orada yerel bir ortakla işe başladık. Bir taraftan da markalaşma sürecimiz başlamıştı. Markalaşmaya o dönem ayıracak bir bütçemiz de yoktu. En büyük avantajımız üretim gücü ve piyasa kredibilitemizdi. En büyük sermayemiz açıkçası girişimciliğimiz, iş bilgimiz ve projeye olan tutkumuzdu. Aslında yaptığımız Kazakistan ile Rusya coğrafyasına arka kapıdan girmekti.  

FATİH KUNDAK: Rota belli oldu. Kazakistan. Peki, oradaki ilk ev tekstili mağazacılık hikayenizi anlatır mısınız?

OKAN OĞUZ: Bu coğrafyada iş yapabilmek için ana kural ve önemli olan işin başında olmaktı. Bende tam zamanlı olarak Kazakistan’ın Almaata Kenti’nde 2007 yılından itibaren yaşamaya başladım. 25 yaşındaydım. Hayallerim için projenin içindeydim. Kağıt üzerinde çok az iş tecrübem vardı. Ama en büyük avantajımız işin içinde büyümekti. Çalışanla nasıl konuşulur? 11 yaşında gördüm. Sipariş nasıl verilir? Almandan öğrendik. İş dünyası ile nasıl ilişki kurulur? 17 yaşında deneyimledik. Rusya’daki arkadaşlarımı projeye dahil ederek, ana hedefe kilitlenen genç bir ekiple yola çıktık. İş hayatımda tecrübe biriktirmem; ailemden 6 bin kilometre uzakta, büyük sorumluluklarla baş başa kalmamla oldu. Zor bir süreçti. Kişisel gelişimime katkı sağladı. Güzel bir ekiple gece - gündüz çalıştık. 1.5 yıl sonra yerel ortaktan ayrılıp, yapıyı kendi isteğimize göre kurduk. 3 yıl sonunda 15 mağaza, 80 çalışan ve 3 milyon dolarlık bir ciromuz oluştu. Tabi tamamen kendi markamızla oluşan ürünlerle.
Süreç içinde markalaşmaya odaklandık. Tespitlerimle mağazalaşmadan, markalaşamayacağımızı gördüm. Perakende satış olmalı.  Havlu bornoz dışında ev tekstili boyutunu bilmiyorduk. Bu konuda EVTEKS Fuarı bizim için kurtarıcı oldu. Bütün holleri dolaşırdık. Koleksiyonlarımızı oluşturup, satışa hazır hale getirirdik. Havlu, bornoz, nevresim, yastık derken, yüzde yüz kendi etiketimizle bu coğrafyada birçok 5 yıldızlı otele de hizmet vermeye başladık. Bu projenin fikir sahibi ve hayata geçiren ekibin başında olarak bu proje ile hep gurur duydum. Bu projemiz girişimcilik seminerlerinde, işletme tezlerinde konu oldu. 

FATİH KUNDAK: Bize biraz oraları, Orta Asya coğrafyasını anlatır mısın?

OKAN OĞUZ: 6 yıl orada yaşadım. Ortalama her Türk gibi bu coğrafyada iş kurmadan önce oraları çok bilmiyordum. Avrupa’yı iyi biliyorum. Batıya bakarken, buraları es geçmişiz. Bu pazarlar bizim için büyük potansiyel taşıdığı gibi hammadde açısından da bir cevher. Kazakistan’da bir uzay üssü var. Uzay programını yıllar önce başlattılar. Orta Asya’nın parlayan yıldızı Kazakistan.

FATİH KUNDAK: Lux Home markanızın hikayesini de dinleyebilir miyiz?

OKAN OĞUZ: İstediğimiz hedeflere Kazakistan’da ulaşınca orada işin bir numarası olduk. İşi büyütmek ve daha büyük coğrafyaya iş yapabilmek için işi İstanbul merkezli yapmaya karar verdik. Ben İstanbul’a taşındım. Evlendim. Denizli’deki ana şirketimizin bazı finansal problemlerinden dolayı Denizli’ye dönmek durumunda kaldım. 1,5 yıl sonra aile şirketimden izin isteyerek kendi şirketimi kurdum. Lux Home markasıyla ev tekstil ürünleri üreterek, Rusya coğrafyası ve Balkanlara pazarlamaya başladım. Aynı zamanda otel tekstilinde de benzer bir yol izledim. 2017 yılında Kazakistan’da ev tekstili mağazacılığına tekrar “Merhaba” dedik.

FATİH KUNDAK: Kazakistan dışında Rusya’da da bir yapılanmanız var. Orayı da bize anlatır mısınız?

OKAN OĞUZ: Yeniyi aramak adına 2019’da Rusya pazarına girdik. Tataristan Kazan’da ilk mağazamızı açtık. Tam büyüme aşamasında pandemi devreye girdi. Büyüme atılımlarımızı revize ettik. Gidişata göre davranacağız.

FATİH KUNDAK: 15 yıllık bir markalaşma sürecinden bahsettiniz. Genç girişimcilere ne gibi tavsiyeleriniz olur?

OKAN OĞUZ: Denizli 4 milyara dayanan bir ihracata sahip bir şehir. Bu çok ciddi bir başarı. Büyüme noktasında bir tıkanmaya geldi. İhracatın kilo değerini arttırmalıyız. Yeni ürünler tasarlamalıyız. Ya da pazarlamada markalaşmalıyız. Mağazalaşmadan markalaşmak mümkün değil. Bu şart. Kendi fikir ve markanızın kimliğini oluşturmanın yolu bu. Üreticiden mağazacı olmaz. Neden diye sorarsanız. İkisi de birbirinin zıt kutbu. Rakibi. Aynı çatı altında bulunması mümkün değil. Yönetimsel olarak ayrıştırmak lazım. Arkadaşlarımıza tavsiyem hedef belirlemeden iş hayatına başlamasınlar. Ancak ayakları yere basan hedefler olmalı. hedefe ulaşmak için çok çalışmak lazım. Akıl, beyin, zeka çalışmadan bir noktaya varamaz. Tecrübeli insanların tecrübelerinden yararlanmak lazım. Denizli Anadolu Lisesi’nde 7 yıl eğitim aldım. Çok şanslıyım. Neden-sonuç ilişkisini kurmayı orada öğrendim. Öyle başarılı oldum. Bu ekolden gelen arkadaşlarımın çok başarılı olduğunu görüyorum.

FATİH KUNDAK: Girişimcilik adına sivil toplum kuruluşlarından beklentilerin ne?

OKAN OĞUZ: Çok güzel bir soru. Girişimcilik atmosferi sürekli canlı tutulmalı. Bunu canlı tutmak ülke ekonomisi ve refahı ile geleceğine büyük katkı sağlayacaktır. İş adamları derneklerine çok büyük görev düşüyor bu anlamda. DEGİAD burada isminin içinde genç ifadesini bulundurduğu için birçok önemli işe imza attı. Atmaya da devam ediyor. DEGİAD Üyesi olmaktan büyük onur gurur duyuyorum. DEGİAD Yönetimine ve Denizli Metropol’e bu güzel söyleşi için teşekkür ediyorum.

“DEGİAD KONUŞUYOR” PROGRAMINDA DEGİAD ÜYESİ OKAN OĞUZ, HEM KENDİNİ, HEM DE İŞİNİ ANLATTI…
HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

0 Yorum

Yorum yaz

fixed-whatsapp-icon