TBMM Genel Kurulu'nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, hükümetin sanayi politikalarını ve bütçe anlayışını sert sözlerle eleştirdi.
TBMM Genel Kurulu'nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, konuşmasında şunları söyledi:
Arpacı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na ayrılan 125 milyar liralık bütçenin, ülkenin sanayi kapasitesini artırmak için yetersiz olduğunu söyledi. Toplam bütçenin yalnızca binde 8’inin sanayiye ayrıldığına dikkat çeken Arpacı, “Üretimin, ihracatın, istihdamın kaynağı olan, tekstilciyi, konfeksiyoncuyu mobilyacıyı, kablocuyu, mermerciyi, makinacıyı hor gören, gözünü yüksek teknoloji ürünlerin bürüdüğü, savunma sanayide harikalar yaratacak, bizi dünyada uçuracak bakanlığımızın bütçesi 125 milyar lira. Bu bütçe öyle bir bütçe ki, devletin har vurup harman savurduğu yerde hiçbir şey değil arkadaşlar. Toplam bütçenin binde 8’i. Bu bütçe savunma sanayiyi geliştirmek için kredi kartından yıllık 750 liraya muhtaç bir bütçe. Bu bütçe Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın zırhlı mercedesleriyle yarışamayacak bir bütçe. Ali Erbaş’ın Diyanet İşleri’ne 130 milyar lira verilen yerde, Türkiye sanayisi bu 125 milyar lira ile mi gelişecek sayın Bakan? Türkiye 2024’te tam 1 trilyon 200 küsür milyar lira faiz ödemesi yaptı. Size verilen bütçenin 10 katı. 2025’te 1 trilyon 950 milyar lira faiz ödeyecek. Yani sizin bütçenizin tam 16 katı faize gidecek. Bizim köyde bir laf vardır Sayın Bakan: ‘Kazanç manasır kazancı, çalım İstanbul çalımı’ diye. Tam sizin için söylenmiş”
Bakanlığın sanayiye yönelik desteklerinin yetersizliğini sert bir şekilde eleştirdi. Arpacı, "Komisyondaki görüşmelerde önünüzdeki masaya yerleştirdiğiniz güneş panelleri, arabalar, motorlar ile yaptığınız şovun ne yazık ki hiçbir karşılığının olmadığını bu bütçede gayet net görüyoruz! Bütçeniz yok denecek kadar az! Teşvikleriniz, yatırımlarınız, imkânlarınız sınırlı, sanayiciye bakanlığınızın bütçesinden bir fayda gelmeyeceği belli! Bari siz oturduğunuz koltuğun hakkını verseniz de, enerji fiyatları sanayici aleyhinde 12 kat arttığında, faizler yüzde 50’ye çıktığında, TÜFE yüzde 85’e, üretici enflasyonu yüzde 150’ye ulaştığında, PMI çok uzun süredir 50’nin altında, hele bu aylarda 44 seviyelerine indiğinde, ekonomi önce resesyona, sonra da stagflasyona girdiğinde sanayicinin haklarını o Bakanlar Kurulu’nda 'Ben ekonomistim' diyenlere karşı savunabilseniz, sesinizi birazcık da olsa sanayici adına yükseltebilseniz!" diyerek Bakanlığı göreve çağırdı.
Arpacı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın politikalarını eleştirirken ithalat rakamlarındaki düşüş üzerinden yapılan övgülerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Arpacı, “İthalat rakamları azaldı diye övünüyor mevkidaşlarınız! İthalatta azalan hammadde ve ara madde, Sayın Bakan! Lüks tüketim malı, mücevher ithalatı artıyor ama sanayicinin, üreticinin, ihracatçının üretimde kullandığı malların ithalatı azalıyor! Sakın artık ‘Türkiye’de üretiyoruz, o yüzden azalıyor’ demeyin! Bunun böyle olmadığını biliyoruz! Türk sanayisi verdiğiniz yanlış teşviklerden, yanlış üretim modellerinden dolayı ithalata bağımlı. Eğer ithalatta azalma varsa, üretimde azalma vardır. Üretim yani arz düşer, talebi karşılamazsa enflasyonla mücadele edemezsiniz!” ifadelerini kullanarak Bakanlığın sanayiciyi destekleyen politikalar üretmesi gerektiğini vurguladı.
Arpacı, teşviklerin yanlış dağıtıldığını belirterek, “Yanlış teşvikler dedik. Bakın, birçok sanayi kenti bu konudan şikâyetçi. Özellikle tekstil sektöründe bölgesel teşvikler yüzünden haksız rekabet yarattınız İş insanlarının bölgesel değil, sektörel teşvik talebi var. İnsanlar işlerine, yeni teknolojilere yatırım yapıp dünya ile rekabet etmek istiyor. Siz ise sanayinin olmadığı bölgelerde sıfırdan fabrikalar kurup oraları geliştirmeye çalışıyorsunuz. Denizli’de, Adana’da, Gaziantep’te tecrübesi, bilgi birikimi ile sektöre yıllarını veren, ihracat ve üretim yapan insanları göz ardı ediyorsunuz. Pasta zaten küçük, müşteri teşvikler sebebiyle malı daha ucuza üreten 100-200 km ötedeki başka bir fabrikaya siparişlerini taşıyor. Bunun ülke ekonomisine bir faydası var mı? Taşıma suyla değirmen döner mi? Teşvikler sadece yandaşa gidiyor. Peki bu teşvikler amacına ulaştı mı? Etki analizleri çıkardınız mı? AR-GE için bugüne kadar verdiğiniz teşviklerin karşılığında kazanımımız ne oldu? Ben söyleyeyim, ne olduğunu. 2002 yılında yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ihracatındaki payı yüzde 6 iken şu anda yüzde 3,5-4 seviyesinde! Demek ki AR-GE, UR-GE, teknoloji destekleri ne yazık ki boşa gitti, Sayın Bakan” ifadelerini kullanarak teşviklerin yanlış bir yönelimle sanayiciyi desteklemediğini vurguladı.
Türkiye’de asıl ihtiyacın lüks tüketim değil üretimi, markalaşmayı ve teknolojik dönüşümü destekleyen bir ekonomik modeli olduğunu söyleyen Arpacı, “Standart ve marka sadece sanayi için değil, bir ülkenin itibarı için de hayati önemdedir. Bugün Türkiye, çifte standartlarla yönetilen bir ülkedir. İnsanlar hayal kuramaz hale gelmiştir. Bu çarpık düzeni değiştirmezsek, sadece ekonomik değil, toplumsal çöküşle de karşı karşıya kalacağız” dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, konuşmasında şunları söyledi:
Arpacı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na ayrılan 125 milyar liralık bütçenin, ülkenin sanayi kapasitesini artırmak için yetersiz olduğunu söyledi. Toplam bütçenin yalnızca binde 8’inin sanayiye ayrıldığına dikkat çeken Arpacı, “Üretimin, ihracatın, istihdamın kaynağı olan, tekstilciyi, konfeksiyoncuyu mobilyacıyı, kablocuyu, mermerciyi, makinacıyı hor gören, gözünü yüksek teknoloji ürünlerin bürüdüğü, savunma sanayide harikalar yaratacak, bizi dünyada uçuracak bakanlığımızın bütçesi 125 milyar lira. Bu bütçe öyle bir bütçe ki, devletin har vurup harman savurduğu yerde hiçbir şey değil arkadaşlar. Toplam bütçenin binde 8’i. Bu bütçe savunma sanayiyi geliştirmek için kredi kartından yıllık 750 liraya muhtaç bir bütçe. Bu bütçe Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın zırhlı mercedesleriyle yarışamayacak bir bütçe. Ali Erbaş’ın Diyanet İşleri’ne 130 milyar lira verilen yerde, Türkiye sanayisi bu 125 milyar lira ile mi gelişecek sayın Bakan? Türkiye 2024’te tam 1 trilyon 200 küsür milyar lira faiz ödemesi yaptı. Size verilen bütçenin 10 katı. 2025’te 1 trilyon 950 milyar lira faiz ödeyecek. Yani sizin bütçenizin tam 16 katı faize gidecek. Bizim köyde bir laf vardır Sayın Bakan: ‘Kazanç manasır kazancı, çalım İstanbul çalımı’ diye. Tam sizin için söylenmiş”
Bakanlığın sanayiye yönelik desteklerinin yetersizliğini sert bir şekilde eleştirdi. Arpacı, "Komisyondaki görüşmelerde önünüzdeki masaya yerleştirdiğiniz güneş panelleri, arabalar, motorlar ile yaptığınız şovun ne yazık ki hiçbir karşılığının olmadığını bu bütçede gayet net görüyoruz! Bütçeniz yok denecek kadar az! Teşvikleriniz, yatırımlarınız, imkânlarınız sınırlı, sanayiciye bakanlığınızın bütçesinden bir fayda gelmeyeceği belli! Bari siz oturduğunuz koltuğun hakkını verseniz de, enerji fiyatları sanayici aleyhinde 12 kat arttığında, faizler yüzde 50’ye çıktığında, TÜFE yüzde 85’e, üretici enflasyonu yüzde 150’ye ulaştığında, PMI çok uzun süredir 50’nin altında, hele bu aylarda 44 seviyelerine indiğinde, ekonomi önce resesyona, sonra da stagflasyona girdiğinde sanayicinin haklarını o Bakanlar Kurulu’nda 'Ben ekonomistim' diyenlere karşı savunabilseniz, sesinizi birazcık da olsa sanayici adına yükseltebilseniz!" diyerek Bakanlığı göreve çağırdı.
Arpacı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın politikalarını eleştirirken ithalat rakamlarındaki düşüş üzerinden yapılan övgülerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Arpacı, “İthalat rakamları azaldı diye övünüyor mevkidaşlarınız! İthalatta azalan hammadde ve ara madde, Sayın Bakan! Lüks tüketim malı, mücevher ithalatı artıyor ama sanayicinin, üreticinin, ihracatçının üretimde kullandığı malların ithalatı azalıyor! Sakın artık ‘Türkiye’de üretiyoruz, o yüzden azalıyor’ demeyin! Bunun böyle olmadığını biliyoruz! Türk sanayisi verdiğiniz yanlış teşviklerden, yanlış üretim modellerinden dolayı ithalata bağımlı. Eğer ithalatta azalma varsa, üretimde azalma vardır. Üretim yani arz düşer, talebi karşılamazsa enflasyonla mücadele edemezsiniz!” ifadelerini kullanarak Bakanlığın sanayiciyi destekleyen politikalar üretmesi gerektiğini vurguladı.
Arpacı, teşviklerin yanlış dağıtıldığını belirterek, “Yanlış teşvikler dedik. Bakın, birçok sanayi kenti bu konudan şikâyetçi. Özellikle tekstil sektöründe bölgesel teşvikler yüzünden haksız rekabet yarattınız İş insanlarının bölgesel değil, sektörel teşvik talebi var. İnsanlar işlerine, yeni teknolojilere yatırım yapıp dünya ile rekabet etmek istiyor. Siz ise sanayinin olmadığı bölgelerde sıfırdan fabrikalar kurup oraları geliştirmeye çalışıyorsunuz. Denizli’de, Adana’da, Gaziantep’te tecrübesi, bilgi birikimi ile sektöre yıllarını veren, ihracat ve üretim yapan insanları göz ardı ediyorsunuz. Pasta zaten küçük, müşteri teşvikler sebebiyle malı daha ucuza üreten 100-200 km ötedeki başka bir fabrikaya siparişlerini taşıyor. Bunun ülke ekonomisine bir faydası var mı? Taşıma suyla değirmen döner mi? Teşvikler sadece yandaşa gidiyor. Peki bu teşvikler amacına ulaştı mı? Etki analizleri çıkardınız mı? AR-GE için bugüne kadar verdiğiniz teşviklerin karşılığında kazanımımız ne oldu? Ben söyleyeyim, ne olduğunu. 2002 yılında yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ihracatındaki payı yüzde 6 iken şu anda yüzde 3,5-4 seviyesinde! Demek ki AR-GE, UR-GE, teknoloji destekleri ne yazık ki boşa gitti, Sayın Bakan” ifadelerini kullanarak teşviklerin yanlış bir yönelimle sanayiciyi desteklemediğini vurguladı.
Türkiye’de asıl ihtiyacın lüks tüketim değil üretimi, markalaşmayı ve teknolojik dönüşümü destekleyen bir ekonomik modeli olduğunu söyleyen Arpacı, “Standart ve marka sadece sanayi için değil, bir ülkenin itibarı için de hayati önemdedir. Bugün Türkiye, çifte standartlarla yönetilen bir ülkedir. İnsanlar hayal kuramaz hale gelmiştir. Bu çarpık düzeni değiştirmezsek, sadece ekonomik değil, toplumsal çöküşle de karşı karşıya kalacağız” dedi.
0 Yorum