Yusuf KABUKÇU

Yusuf KABUKÇU

58 Yazı

PINARCIK ÇEŞMESİ

Benim çocukluğumda, tahtadan atım vardı
Pınarcık çeşmesine, küheylan olur uçardı


Değnekten kırbacımla hafiften vuruyordum
Gönlümün istediği meydana konuyordum

Pınarcık çeşmesinin çok serindi suları
Dolu dolu akardı geniş ağızlı olukları

Meydan okuyor zamana , o asırlık çınarlar,
Üçü de öyle duruyor, sessizce geçmiş yıllar

Mutlaka kutlanmıştır, bu pınarcık çeşmesi
Huzur veriyor insana, sularından içmesi

Hala oyun oynuyor, bizim yaşta çocuklar
Soğuktan buz kesilmiş, mosmor olmuş dudaklar

Saklambaç oynuyoruz, Mahmut'la, Esat ve ben
İlk ayrılan Mahmut'tu haber bile vermeden

Ben dedemin gölgesiydim, hep peşinde koşardım
O'nunla olduğumda nasıl da mutlu yaşardım

Yine tuttum elinden, çarşı pazar dolaştım
Güle güle git dedim, yeniden vedalaştım

Yine öptüm, bırakmadım o mübarek elini
Sevgisiyle doldurdum, boş koymadım kalbimi

Pınarcık çeşmesinden kana kana su içtim
Tahtadan küheylanla, yıllar öncesine geçtim

Sessizliği dinledim, ben, artık eski Bendim
Gidenler gelir diye, sabırsızca bekledim

Çocuksu duygularla, o günleri yaşadım
Akıp giden zamanı keyfimce geri aldım

Salıncaklara bindim, kavuştum bulutlara
Zahmetsizce ulaştım, gökteki hudutlara

Her gelip geçişimde, bu çeşmedir durağım
Kaybolan yıllarımı buralarda ararım

Hey, çocuklar...
Selamlar, kendinize iyi bakın
Buradan geleceğe güzel izler bırakın

Hey, Sen...
Hocaların küçük oğlu, tanıdım işte, sen'sin
Fazla koşma, yorulma, hasta olur, terlersin

Pınarcık Çeşmesi'nde, durup, öyle bekledim
Havuzun sularında, ruhumu temizledim

Bu Pınarcık bilmem ki, kimi böyle bağladı
Saatlerce oturup, kucağında ağladı

Çınarların gölgesinde, durmadan akan çeşme
Bir abidesin sen, benim gönül köşkümde...
fixed-whatsapp-icon