Mustafa KAYA

Mustafa KAYA

453 Yazı

(EKOPOLİTİK) BİR HAYIRSEVERİN PORTRESİ-2

**NE RENKLİ BİR SENARYO, NE ÇARPICI BİR KURGU, NE DE ABARTILI BİR UYARLAMA.  İŞTE SAİD ATICI İLE SAHİCİ BİR BABADAĞ HİKAYESİ!

**SAİD  ATICI, “PAKİSTAN, HİNDİSTAN VE ÇİN’DEN GELEN “ORTAKLIK VE  BİRLİKTE ÜRETİM” TEKLİFLERİNİ KABUL ETMEDİK, KENDİ MARKAMIZ VE KALİTEMİZLE ÖNE ÇIKTIK VE KAZANDIK”  DEDİ.


Denizlili duayen tekstilci Said Atıcı Denizli Metropol’e 85 yıllık başarı öyküsünü anlattı. Denizli Metropol’ün Said Atıcı belgeseli çok önemli ayrıntıları da içeriyor. Anlatı; Sait Atıcı’nın kendi dilinden, sesinden ve yıllardır biriktirilen tecrübelerden damıtılmış bir hikaye; 



“KALİTEDEN ÖDÜN VERMEDİK,
MARKAMIZ İLE KAZANDIK”
ABD’nin en önemli ev tekstili fuarında ürettiği bornoz ve havlularla “En yenilikçi firma” ödülünü de alan Altınbaşak Tekstil’in Onursal Başkanı Said Atıcı, enflasyonun düşmesinden sonra gerçek anlamda ticaretin başladığını düşünenlerden. Atıcı, Çin’in tekstile girmesiyle birçok firmanın “Rekabet edemiyoruz” gerekçesiyle tekstil sektöründen çekilmesini hesabını iyi yapmadan aldığı kredi borçlarına ve eski tatlı karların azalmasına bağlıyor. Türkiye’de maliyetlerin yüksek olduğunu, yine de ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini ifade eden Said Atıcı, Pakistan’dan bazı firmaların kendilerine Altınbaşak markası ile mal üreterek satma teklifinde bulunduğunu ancak bunu kabul etmediklerini söyledi. Firma Türkiye’deki fabrikayı kapatıp maliyeti ucuz diye başka ülkelerde kalitesiz mal ürettirmemenin çok faydasını görmüş durumda. Said Atıcı’nın dikkat çektiği bir diğer konuda refahın artmasıyla tüketim taleplerinde meydana gelen değişim.



ÇİN’DE BİLE KALİTELİ ÜRÜNLERİN
SATILDIĞI ÇOK SAYIDA MAĞAZA VAR
Dağılmadan önce Sovyetler Birliği’ni ziyaret ettiğinde tekstil adına bir şey bulunmadığına işaret eden Atıcı, Rusya’da refahın artmasıyla birlikte birçok ürünün yüksek fiyata satılabildiğini söyledi. Çin’e yaptığı seyahatte ise halkın yüzde 15’nin gelirinin yüksek olduğunu tespit eden Atıcı, yüksek fiyata tekstil ürünlerinin satıldığını belirterek “Çin’de markalı ürünler satan büyük mağazalar dikkatimizi çekti. Oldukça yüksek fiyata satış yapıyorlardı. Çin’de bile kaliteli ürünlerin satıldığını gördük. Bu yüzden kaliteden asla ödün vermeden markamızı ön plana çıkararak faaliyetlerimize devam ettik. Daha kaliteli ürünler çıkarabilmek için Ar-Ge bölümümüze ağırlık verdik” dedi.



ÜRÜNLERDE NASA TEKNOLOJİSİ
Altınbaşak Tekstil, üretiminin yarısından çoğunu ABD, Avrupa ülkeleri ve Rusya’ya ihraç ediyor. Havlu, bornoz, uyku seti, nevresim, yastık, yorgan ve kumaş üreten şirket, Türkiye genelinde satışlarını yüzlerce bayinin katıldığı ağla sağlıyor. 20 bin metrekare kapalı alanda üretim yapan firma bünyesine kattığı Denizli OSB’deki Atılgan Tekstil’de ise uyku seti, yorgan, yastık ve yatar örtüsü üretiyor. Altınbaşak Tekstil daha 2006 ilkbaharında ABD’nin en önemli ev tekstil fuarı olan The New York Home Textile’de en iyi ürün ödülünü aldı. Ödül firmanın Splash- Flashy adını verdiği iki yönü de farklı renkte kullanılan bornoz ve havlulara verildi. Denizli Ticaret Odası tarafından da ödüllendirilen ürün, Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’nın astronotlar için geliştirdiği uzay elbiselerindeki teknoloji kullanılarak üretildi. Dokunan havlular, daha sonra gümüşle yıkanarak anti-bakteriyel özelliğe kavuştu. Bornoz ve havlu içine yerleştirilen binlerce mikro kapsül ile de serinletici ve deodorant özelliğine kavuştu.  Firma ayrıca aleoverayı ürünlerinde ilk kullanan şirket oldu.



EN İYİ GİRİŞİMCİ İŞADAMI ÖDÜLÜNÜ ALDI
Altınbaşak Tekstil Onursal Başkanı Said Atıcı, Celal Bayar Üniversitesi Genç Kalemler Kulübü’nün düzenlediği 2008 yılının en iyileri ödül töreninde en iyi girişimci işadamı ödülünü alarak Denizli’nin bir kez daha gururu oldu. Aynı törende Denizlili Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu’da yılın en iyi işadamı ödülüne layık görüldü.  Ödül töreninde iki eski dost Atıcı ve Zorlu’nun samimi diyalogları gözden kaçmazken, ikilinin birbirine yönelik övgü dolu sözleri öğrenciler tarafından ilgi ile karşılandı.



Törende kendisini ödüle layık gören öğrencilere teşekkür ederek konuşmasına başlayan Atıcı “Ahmet Nazif Zorlu ile burada bir arada olmaktan dolayı hem kendim hem de Denizli adına gurur duydum. Başarı deyince ilk akla gelen gayret etmek, okumak ve öğrenmektir. Bu da bizlerin burada olma sebebidir” dedi. İlkokul öğretmeninin kendisine “hep oku” dediğini hatırlatan Atıcı “O günden itibaren okuyorum. Sizlerde okuyun. Başarılı insanların izini takip edin. Böyle başarılı insanların hayatını anlatan kitaplar var. Bunları okuyun. Fuarları ziyaret edin. Fuarlar ufkunuzu açar. Firma temsilcileriyle irtibata geçerek geleceğiniz için ikili ilişkiler kurun” dedi. Said Atıcı konuşmasına örnekler vererek devam ederken "Okuduğum bir yazarın cümlesini hatırlatmak isterim. Bir adamın kıymeti himmeti nispetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla küçük bir millettir. Bugün Zorlu Holding Ahmet Bey bunun en güzel örneğidir.  Himmet demek gayret demektir. Gayret ettikçe başarıya bir adım daha yaklaşırsınız. Ben buradan bir kez daha hemşerim olarak Ahmet Nazif Zorlu’yu kutluyorum. Biz ilk tekstile başladığımızda Ahmet Bey peştamal dokuyordu. Nereden nereye… Merak ilmin yarısıdır. Araştırmaya; okumaya ve darağacınızı geliştirmeye yönelik çalışmalı ve sorumluluğunuzu yerine getirmelisiniz. Başarının anahtarı budur” dedi.



ZORLU “SAİD AĞABEYİN GİRİŞİMCİLİK
RUHU HEPİMİZE ÖRNEL OLDU!”
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu ise yaptığı konuşmada “Bugün çok heyecanlayım. Bana ve Said Ağabeye verilen ödülle. Benim küçük 5-6 yaşlarından beri tanıdığım Said Ağabeyin girişimcilik ruhu insanları nerelere getiriyor. Bende o küçük beldede doğdum. Nereden nerelere geldik” dedi.



SAİD ATICI’DAN GENÇLER İÇİN
“KULAKLARA KÜPE” TAVSİYELER
Son olarak yeni nesil genç iş insanlarıyla tecrübelerini paylaşan ve tavsiyelerde bulunan Duayen İşadamı Said Atıcı “Öncelikle iş dünyasında her zaman etik davranmalarını tavsiye ediyorum. Amaçları sadece çok kazanmak olmamalı. Helalinden, insanları kandırmadan ve kaliteden ödün vermeden kazanmanın peşine düşmeliler. Amaçları sadece çok kazanmak olanların foyası bir şekilde meydana çıkıyor. Örneğin iş hayatına başladığım yıllarda Babadağ Ticaret Odası’na kayıtlıydık. Oda faaliyetlerini yürütürken, Osmanlı Dönemi’nden günümüze kadar uzanan Ahilik sistemini temel alırdı. Kaliteden ödün vermiş, bir şekilde vatandaşı kandırmaya yönelmiş esnaf ya yapılan denetimlerde ya da müşterisinin şikayeti ile ortaya çıkardı. Bunun sonucunda o tüccar toplumda ayıplanır, oda tarafından da üyelikten atılmaya kadar giden bir cezai sistem uygulanırdı. Neticede bu tüccarlar vatandaş tarafından da bilinir, kimse ondan alışveriş yapmak istemezdi. Günümüzde de başarılı olmak isteyen gençlerin ahlak kültürünü temel alarak başarıya ulaşmalarını tavsiye ederim. Bu temeli attıktan sonra da; sürekli kendilerini yenileyerek, onlara öncü olabilecek kişilerin hayat hikayelerini araştırarak, içinde bulunmak istedikleri sektör fuarlarına katılarak başarı basamaklarını çıkabilirler. Bu çıkışta her zaman tedbirli olmayı da ihmal etmesinler. Gençlerimiz unutmasınlar ki, başarı merdivenindeki basamaklardan zor çıkılır ancak çok kolay inilir. 1950’li yıllarda yaptığımız ticarette her şeyden önemlisi ahlaki değerlerimizdi. O yıllarda hemen hemen her ev birer dokuma atölyesiydi. Anneler tezgah başında dokuma yapar, çocuklar getir götür işleri ile ilgilenir, babalar ise kah işin el emeği kah pazarlama kısmında koştururdu. Evimizin bulunduğu mahalleden bir kaç sokak ileride bir aile yaşardı. El dokuma tezgahının çıkardığı sesler yankılanırdı evlerinin önünden. Bir gün bu evde her zamankinden farklı bir ses duyuldu. Sanki evin içi- ne bomba düşmüştü. Hepimiz koştuk baktık. Ses evin sahibinden geliyordu. Dokumalarını Ticaret Odası’na kalite kontrolüne götürmüş. Kontroller sırasında imalatı kalitesiz damgası yemiş. Bunun üzerine adam mallarını sırtına yüklendiğiyle evin yolunu tutmuş ve hepsini kapının önüne atmış. Çıkan gümbürtü onun sesiymiş. Ürünleri kalite kontrolünden geçemeyen aile uzun bir süre ticaret yapamamıştı” ifadelerini kullandı.



HAYIRSEVER BİR KİŞİLİK
İş yaşamına başladığı günden bu yana hayırsever kişiliği ile de tanınan Said Atıcı, bu unvanını kurduğu vakıfla taçlandırdı. Eğitim kurumlarına ve en önemlisi de Pamukkale Üniversitesi’ne (PAÜ’ye) kendi ve Altınbaşak adına yaptığı bağışlarla tanınan Said Atıcı Müftü Ahmet Hulusi Efendi Kültür Eğitim Sağlık Vakfı’nı 1993 yılında kurdu. Vakıf yüzlerce öğrenciye burs dağıtıyor. Said Atıcı farklı faaliyetleri de olan vakfın Onursal Başkanı. (SON)
fixed-whatsapp-icon