Bu söz; İstanbul Hukuk Fakültesi’nde Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin, Ertuğrul Günay ve Celal Doğan’ın sınıf arkadaşı olan Denizli’nin öncü akil adamlarından Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Müjdat Keçeci’ye ait.
“Ulaş; hele ulaşa ulaşa/ ulaş benziyor güneşe/ ulaş kardaş can verirken/ görenlerin aklı şaşa../ ulaş canım ulaş gülüm/ sana yakışmıyor ölüm/ sana demedim mi kardeş/ düşman hayin düşman zalim../ ulaş benim gülüm güzel/ insanlığım yolum güzel/ kardeş sen öldükten sonra/ vallah billah ölüm güzel.. (Yaşar Kemal)”
Büyük yazar ve Türk Romanı’nın İnce Memed’i Yaşar Kemal; 19 Şubat 1972’de öldürülen Ulaş Bardakçı anısına yazdı bu şiiri. Ve bu şiir Zülfü Livaneli, Ali Asker ve Grup Yorum ve tarafından da çeşitli dönemlerde “Ulaş’a Ağıt” olarak yorumlandı, dramatik bir türkü oldu.
“Bizim Deniz(Mare Nostrum); En uzun koşuysa elbet/ Türkiye’de de Devrim/ O, onun en güzel yüz metresini koştu../ En sekmez luverin namlusundan fırlayarak/ En hızlısıydı hepimizin,/ En önce göğüsledi ipi../ Acıyorsam sana anam avradım olsun/ Ama aşk olsun sana çocuk, Aşk olsun..(Can Yücel)”
Ünlü Şair Can Yücel’in en çok bilinen ve şarkı sözü olarak en çok dinlenen şiiridir; Deniz Gezmiş için yazdığı Bizim Deniz(Mare Nostrum) isimli bu şiir. Ve ‘Denizler’i en çarpıcı haliyle ve en çok hatırlatan…
Bizim coğrafyamızda; 5 Mayıs akşamı başlayıp, 6 Mayıs’ta devam eden Hıdırellez Günü; “bolluğun, bereketin ve yenilenmenin” şenliği kabul edilen bir bayramdır, hatta bahar bayramıdır. İnanışa göre; Dünyanın bir çok ülkesinde “darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır Peygamber ile denizlerin hakimi olduğuna inanılan İlyas Peygamberin yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür ve kutlanır Hıdırellez.. Oysa biz, her Hıdırellez günü 6 Mayıs 1972’de asılan Üç Fidan’ı; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı hatırlarız. Ve “Vaktimiz yok onların matemini tutmaya, akın var güneşe akın..” diyen bir kuşaktan geldiğimiz için “acı, öfke, hüzün ve heyecanı” bir arada yaşarız. En ironik haliyle.
İstanbul Hukuk Fakültesi’nde Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin, Ertuğrul Günay ve Celal Doğan’la sınıf arkadaşı olan Denizli’nin 68 Kuşağı üniversitelilerinden Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci de her 6 Mayıs’ta yüreği cız eden isimlerden biri olsa gerek..
“DENİZ GEZMİŞ, BENİM ODAMDA, YATAĞIMDA YATTI”
2012 yılında DSO Başkanı Müjdat Keçeci ile röportaj yapan Gazeteci Seval Uysal ile 2014 yılında yine Başkan Keçeci ile bir söyleşi gerçekleştiren Gazeteci Engin Ünal tarihi “Deniz Gezmiş ve Müjdat Keçeci” ilişkisini şöyle anlatmış; “Ertuğrul Günay, Sosyal Demokrasi Derneği Başkanıydı, ben de yönetim kurulundaydım. O zamanlar, 68 hareketleri içinde yer alan Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin ve Celal Doğan da bizim sınıftaydı. Onların aşırı solculuğunun yanında, biz sosyal demokrasiyi İstanbul Üniversitesi’nde uygun ayak adımlarıyla götürebiliyorduk. Aramızdaki ilişki medeniydi. Aynı frekansta olmasak bile kavga etmiyorduk.”
“ŞİMDİ SINIF DEĞİŞTİRDİK, KAPİTALİST OLDUK”
Müjdat Keçeci gazeteci Seval Uysal’a o yılları devamla şöyle anlatıyor; “Deniz’le bir arada olurduk? Hepsiyle ilişkimiz birebirdi. Deniz’le de, Cihan’la da, rahmetlilerle benim birebir ilişkim vardı. Ertuğrul Günay’ın da olduğu gibi. Çünkü aynı sınıftaydık. Ben Kadırga Yurdu’nda kalıyordum, zaman zaman yurttan ayrıldığımda, Deniz benim odada, benim yatakta kalmıştır. Bunların hepsi bilinen gerçekler. Denizlili avukat Hasan Himmetli de, Mehmet Korkutalp de (rahmetli) benim sınıf arkadaşım, onlar da bilir bunları. Ben çok önde bir insan değildim ama fakültede tanınan, her cepheden, cenahtan insan tarafından bilinen bir isimdim. O günlerdeki kişiliğimiz, bugünlere gelmiş olabilir. Ama biz şimdi sınıf değiştirdik. Kapitalist olduk artık. Şimdi herkes bize öyle bakıyor, kapitalist olduğumuzu görüyor. Ben de bunu biliyorum ve söylüyorum. Ama kafamız o. Hala oradayız.”
