KÜLTÜR-SANAT-TURİZM

YAŞASIN KIZILCABÖLÜK’TE KONUĞUMUZ RAMAZAN TEĞİZ OLDU

YAŞASIN KIZILCABÖLÜK’TE KONUĞUMUZ RAMAZAN TEĞİZ OLDU
Kızılcabölüklüler Vakfı ve Denizli Metropol işbirliği ile 15 günde bir yayınlanan “Yaşasın Kızılcabölük” programı sürüyor. Programın yedinci bölüm konuğu Kızılcabölüklü Pamukkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ramazan Teğiz oldu.

ÖZEL RÖPORTAJ
Kızılcabölüklüler Vakfı ve Denizli Metropol işbirliği ile 15 günde bir yayınlanan “Yaşasın Kızılcabölük” programı sürüyor. Kızılcabölük’e dair her şeyi bulabileceğiniz programın yedinci bölümü yayınlandı. Bu bölümün konuğu Kızılcabölüklü Pamukkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ramazan Teğiz oldu. Teğiz, program moderatörü Ertan Gürgün’ün sorularını yanıtladı.

ERTAN GÜRGÜN: Yaşasın Kızılcabölük programına hoş geldiniz. Konuğumuz Pamukkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ramazan Teğiz. Ramazan Bey programımıza hoş geldiniz. Sizi tanıyarak başlayalım programımıza…

RAMAZAN TEĞİZ: Kızılcabölüklüyüm. Kızılcabölüklü Halil Hoca’nın oğluyum. Ramazan Çavuşun torunuyum. Yukarı mahallede oturuyorduk. Son yıllarda yeniden bizde köy özlemi oluştu. Babamlar şimdilerde orada oturuyor. Bende fırsat buldukça yanlarına gidiyorum. Benim içinde nostalji oluyor. İlk ve orta öğretimimi Kızılcabölük’te tamamladım. Şu an müze olan Cumhuriyet İlkokulu’nda öğretmenim Melahat Çağrıcı’ydı. Ortaokulu Kızılcabölük Ortaokulunda, Liseyi Tavas Lisesi’nde, üniversiteyi ise Denizli Eğitim Yüksekokulu’nda sınıf öğretmeni olarak tamamladım. 1,5 yıl ilkokul öğretmenliği yaptım Çorum’un İskilip İlçesi’nde. Sonra Çorum Valiliği ile bir projede çalıştık. Öncesinde üniversitede okurken, Denizli Valiliği’nde halk oyunları ile ilgili bir çalışmamız olmuştu. O dönem Zeybek oynuyordum. Halk oyunları ile ilgili tanınmam böyle oldu. Zeybekle tanışmam Tavas Lisesi’nde olmuştu aslında. Acıpayamlı öğretmenim vardı Saim Uğur Gülmez. Kızılcabölük’te de görev yaptı. Kızılcabölük’te ve Denizli’de de halk oyunları hikayesi onunla başlamıştı. Antalyalı Müzik öğretmenimiz ise Mustafa Koldaş’dı. Müzik hikayem ise onunla başladı. Üniversitede birinci sınıfa geldiğimde ise beden eğitimi öğretmenimiz Osman Göde sınıfa girdi ve “İçinizde halk oyunları bilen var mı” diye sordu. “Ben biliyorum” dedim ve hikayemiz başladı. Fotoğraf Sanatçısı Zeki Akakça dışarıdan geliyordu. Halk oyunları çalışmasına zeybek ekibi olarak başladık. O dönem sadece Tavaslılar bilirdi zeybek oynamayı. Denizli’de bilinmezdi. Acıpayam ve Dinar oyunlarını bilirlerdi. Halk oyunları kültürü vardı ama zeybek oyunları ile ilgili çalışma yoktu. Tavas merkezde var sadece böyle bir çalışma. Tavas kültürel olarak içine kapanık bir kültürdür. Benimle birlikte ilk defa benimle birlikte o Tavas dışına çıktı. Denizli Lisesi’nde bir ekip çalıştırılacak beni çağırdılar. Saim Hoca’nın ise tayini Anafartalar Lisesi’ne çıktı. “Gel beraber çalışalım” dedi. Anafartalar Lisesi’ni çalıştırmaya başladık. Bu arada Denizli Eğitim Fakültesi’ndeki çalışmalarımız da sürüyordu. Vali Necati Bilican döneminde sene 1988. Bir çalışma yapılacağını söylediler. 10 arkadaşla başladık ve ben onlara öğrettim. Öğrenciliğe devam ediyorum. Bir halk oyunu topluluğu oluşturduk. O ekiple Denizli Turizm Derneği adı altında başında Behçet Çomakoğlu vardı. “Gelin bizim derneğimizin altında olun” dedi. Tabi olayın ekonomik yanı da var. Biz ilk defa bir ekip olduk. Ekiple 1990 yılına kadar çeşitli gösteriler yaptık. İşi yapıyoruz ama cahiliz. Ne gördük? 4 zeybek oyunu öğrendik. Harmandalı, Muğla, Aydın ve Tavas Zeybeği. Ben bu dört zeybeği öğrettim. 9 Eylül Üniversitesi’nde bir gösteriye gittik. Gittik ama, giysimiz yok. Müzisyenimiz yok. Denizli’de o zaman profesyonel müzik topluluğu da yok. Vardık. Halk eğitim merkezi müdürümüz vardı Çallı. Bize giysi ayarlamış. Oradan aldık giysileri. Ama giysinin zeybek giysisi ile alakası yok. Bir müzik heyeti oluşturduk amatörce. 10 arkadaşımızla birlikte zeybek gösterimizi sergiledik. Ben Tavas Zeybeği’ni orada tek başıma oynadım. Gösteriyi izleyenler arasında Devlet Halk Oyunları Topluluğu’nun Başkanı oradaymış. O dönemin hocaları yanıma geldi. “Sen anlat bakalım, nereden öğrendin bu oyunu biz ilk kez gördük” dediler. Bu olay benim yavaş yavaş meşhur olmama vesile oldu. Beni Devlet Halk Danslarına davet ettiler. Yaşım tutmuyordu. Daha 17 yaşındaydım. Babamdan izin almam gerekiyordu. Babama sordum. Babam “Okulun var, ne işin var dansta. Ben seni öğretmen ol diye gönderdim, sen köçek mi olacaksın” dedi. Öylelikle devam etti iş. Benim rahmetli dedem çok severdi oyunu. Benim oyun merakım oradan geliyor. Bizim evin hanayı vardı. Orada bana dedem öğretti zeybek oynamayı. Geleneksel kültür dokusuna aşina olmam dedemden geliyor. Kızılcabölük’te kültürel yapı bizim çocukluğumuzda da yaşıyordu. Müthiş bir düğün merakım vardı. Hayranlıkla izlerdim. Düğün düğün dolaşırdım. Çok meraklıydım. Orada giysileri görüyorsun. Çalgıları görüyorsun. Türkülerin söyleniş şeklini görüyorsun. Kaybolmuş yaren geleneğini devam ettiriyorlardı. Benim bunları görme fırsatım oldu. Kültürel benliğime bu girince, benim sınıf öğretmenliğine değil de, buraya evrilmeme neden oldu. Mezun oldum. 1992 yılında yarışmalara katıldık. Denizli olarak Ulusal bir yarışmada Türkiye birincisi olduk. Bu bir ilkti. İnanılmaz bir şeydi. Bizi nereye koyacaklarını bilemediler. Çorum’a öğretmenliğe gittim. Denizli’de bu tür etkinlikler durma noktasına gelince, Denizli Valisi Çorum Valisi’ni arıyor. Orada bizim öğretmenimiz var. Onu biz görevli izinli alalım diyorlar. Kaymakamlıktan aradılar. Çorum Valiliği de devrede. Ben kıymete bindim. İskilip’te güreşler var. Dolma festivali var. Oralarda gösteriler var. Hattuşaş Halk Oyunları Derneği var orayı çalıştır dediler. İşler yoğunlaştı. Derken, Pamukkale Üniversitesi’nde halk oyunları kadrosu açılacak denince ben memleketim Denizli’ye döndüm. Halk oyunlarına profesyonel başlamamız böyle oldu. Halen görevdeyim. 1988‘de halk oyunları topluluğunu kurduk. Sene 2021 hala başındayım. Binlerce öğrenci yetiştirdik halk oyunları anlamında. Bunu şimdilerde çok iyi icra edenler, hocalığını yapan var. Şunu gururla söyleyebilirim ki, şimdilerde Denizli’de bu işle uğraşan halk oyunları hocalarının tamamı benim öğrencim.    

ERTAN GÜRGÜN: Bu arada Kızılcabölük’le ilgili bilgilerinde arttı.

RAMAZAN TEĞİZ: Kızılcabölük’ün müzik, dans ve oyun kültürünü anlatmak anlamında bir şey söyleyeyim. Çalışma yapıyorum. Adı Tavas Zeybeği. 1900’lü yılların başında Türkiye’de halk bilimi çalışmaları başlıyor. Yazılar yazılıyor. Bir takım filme alma çalışmaları da var. Millet olma projesinde de var bu. İstanbul Belediyesi’nde bir takım sponsorlar eşliğinde araştırmalar yapıyorlar. Mahmut Ragıp Gazimihal’ın Türk Halk Oyunları ile ilgili kitabında şu yazıyor: Biz Tavas Zeybeğini notaya almak için çalışmalar yaptık. Çalışmaların yanlış olduğunu fark ettik” diyor. Orada başka bir şekilde çalıyorlar. Öncesinde Ruhi Su bunu notaya almış. “Yaptığımız gözlemlerde Kızılcabölük ve Tavas Karahisar’da gençlerin zeybeği çok ahenkli oynadığını gördük” diyor. 30’lu yıllarda ilk yapılan çalışmalarda Kızılcabölük’ün ismi böyle geçiyor. O dönem Kızılcabölük’ten çok fazla müzisyen çıkıyor. Halk evlerinde klarnet, trompet, davul, bağlama, dümbek, zurna öğreniyorlar. Bu Cumhuriyet’in ilk yıllarında oluyor. Söz söyleme geleneği de var. Öykücülük, hikayecilik, manicilik de var o dönemde.  

RAMAZAN TEĞİZ: 1990’lı yıllarda rahmetli dedemin söylediği bir türkü vardı. “Çeşmeler yaptırdım…” diye başlayan bir gurbet havası. Ben dedeme söylettim böyle birkaç türküyü. Kayda aldım. TRT’ye gittim. Erkan Sürmeli TRT Halk Müziği Daire Başkanıydı. Benim şiveye kayıyor Kızılcabölüğe. Senin hemşerin geldi dediler. Rahmetliyi çağırdılar. Denizli’den geçerken, Pişkin Otel’de kalıyormuş. Telefonla beni aradılar. Dediler gel görüşelim. Bu türküyü alacak notaya TRT’ye götürecek. Böyle bir diyaloğumuz olmuştu. Dedemin türküsü ile ilgili TRT İzmir’den Hale Gür gelmişti. Kültürel öğeleri yaşıyorlar hala Kızılcabölük’te. Düğünlerin eski etkisi kayboldu, bu da normal…. 1950’li yıllarda türküleri derliyoruz ama arşivlenmesi lazım diyorlar. Bu işe Yapı Kredi sponsor oluyor. Festivaller yapıyorlar. O dönem Tavas ve çevresindeki köylerden zeybeği iyi oynayanlardan bir grup kurup, İstanbul’daki festivallere gidiyorlar. Kızılcabölük’ten o dönem müzisyen olarak Kalaycı Dede de gidiyor. O da zeybeği güzel oynarmış. Benim hayattaki en büyük pişmanlığım o dönemki bu insanları kayda alamamaktır. Yaşım yetmedi. O dönem o teknoloji de yoktu.  

ERTAN GÜRGÜN: Kimler vardı o zaman?

RAMAZAN TEĞİZ: Kalaycı Süleyman, Dedem, Çingen Ali, Abdullah Amca, Tütüncülerin Hüseyin mesela trompet çalardı. Bunlar vardı. İyi zeybek oynayanlar içinde Arapların Süleyman dede vardı. Çok güzel oynardı. Kıvrak zeybek oynardı. Serenleri şimdi Kızılcabölük’te oynayan yok. O dönem bunların kayıtları yapılmalıydı. Nikfer’de mesela bir Almancı gelmiş kamera ile o dönem kayıtlar almış. Bu çekimlerde biz 50 ve 60’ların kayıtlarını bulduk. Kızılcabölük’te acaba araştırsak böyle görüntüler çıkar mı? Hemşehrilerimiz ellerinde böyle şeyler varsa bize ulaştırsınlar. Sonra Milliyet Gazetesi bu işi ele aldı. Yarışmalar yapıyorlardı. Çeşitli bölgeden gelen ekipleri kayıt altına alıyorlardı. Hem giysi, hem oyun anlamında. Bu iş konservatuvarlar üniversitelerde açılınca üniversitelere kayıyor. 80’li yıllardan sonra Tavas ve Kızılcabölük’te ekip çalışmaları başlıyor. Bende dahil oldum o dönemde. Halkın oynadığı ile ekiplerin oynadığı farklı tabi ki. Bu oyunlarla ilgili çalışma içine girdik. Sadece Tavas Zeybeği mi var dedik. Buldan Zeybeği, İbrahim Usta Zeybeği, Sarayköy Zeybeği.. gibi gibi repertuarı arttırdık. TRT ve Kültür Bakanlığı’na bazılarını kazandırdık. Bu arada Denizli giysisi olmadığını öğrendik. Kültür Bakanlığı arşivine girdim orada da yok. Şu an diktirdiğim kadın giysisi annemin giysisidir. Sonra bu Denizli giysisi diye yayıldı. Erkek giysisi içinde çalışma yapıldı. Denizli giysileri ile ilgili ilk çalışmayı yapan ben oldum. Halk oyunlarında kullanmak için araştırmalar yaptık. Eski nakışlı cepkenlerin olduğu giysiyi bulduk. Giysileri topladık. Ege Üniversitesi’nde dizayn yapıldı. Zeybek giysileri, günlük giyim, gelin başı nasıl? hepsini araştırdım. Sahneledik aynı zamanda. Yarışma ve projelerde de. Oyun araştırmaları ile destekledik. Denizli repertuarı oluşturduk. Kızılcabölük’te bütün Türkmen köylerinde olduğu gibi kendi içinde bir kimliği var. Giysi kültürü var. Kadınlar çeyiz mantığında bunu hala yaşatıyor. Erkeklerde bu dönüşmüş durumda. Kızılcabölük’ün giysi anlamında farkı tekstille uğraşması. Pamuklu ve dokumalar ön plana çıkmış. Daha kaliteli. Altınlar, gümüşler fazla. Neyin delaleti? Hali vakti yerinde. Dizi altınları var. Gümüş sırmaları var. Erkeklerin giysilerinde kaytan işlemeler var. Özel gün giysileri var o dönem insanların. Düğünlerde, milli günler ve bayramlarda giyiyorlar. Kadınların peştemalleri ipek. İyi ve kaliteli giyiniyorlar. Hala bunlar giyiliyor. Terziliğini ise Tavaslılar yapıyor. Rum terzilerden öğreniyorlar terziliği.

ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük eskiden bu yana uğraşıyor bu dokuma ve tekstille.

RAMAZAN TEĞİZ: Benim hatırladığım zeybek oynamadan düğün olmazdı. Evin içinde oynanan zeybekle meydan ya da düğünlerde oynanan zeybek farklıydı. Sünnet düğünlerinde debildek denilen alet çalınırdı. Kültürümüz Kızılcabölük düğünlerinde hala yaşatılıyor.

ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük ile ilgili özel bir çalışma var mı? Yapacak mısınız?

RAMAZAN TEĞİZ: Kızılcabölük’e özel çalışma yapacağım. Spesifik bir çalışma olacak. Geç kalmadan yapmakta fayda var. Kızılcabölük’ü çalışmak bir ayı alır. Orada bir müzemiz var. Onunda yararı olur. Her gittiğimde ziyaret ediyorum. Kızılcabölük’te eğlence zamanı çok önemli. Bizde 8 gün düğün olur. Padişah düğünü gibi. Kızılcabölük’te düğün olacak, cenaze olacak. Mahalle kapalı. Tezgahlar kapanır. İmece  başlar. Herkes işin içine girer. Yemekler yapılır. Cenazede de öyle. Bunları kayıt altına almak önemli. 8 günlük düğünün her günü ayrı bir anlam ifade ediyor.

ERTAN GÜRGÜN: Bu programda güzel bir noktaya geldik. Kızılcabölük’teki halk oyunlarını araştırmak zorundayız. Burada da top sizde. Kızılcabölük Vakfı katkılarıyla bunu yapacağız. Yapmalıyız. Ben katıldığınız için size teşekkür ediyorum. 

YAŞASIN KIZILCABÖLÜK PROGRAMININ YEDİNCİ BÖLÜMÜMÜN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…
HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

0 Yorum

Yorum yaz

fixed-whatsapp-icon