KÜLTÜR-SANAT-TURİZM

YAŞASIN KIZILCABÖLÜK’TE İŞ İNSANI DİLEMRE KONUĞUMUZDU

YAŞASIN KIZILCABÖLÜK’TE İŞ İNSANI DİLEMRE KONUĞUMUZDU
Kızılcabölüklüler Vakfı ve Denizli Metropol işbirliği ile 15 günde bir yayınlanan “Yaşasın Kızılcabölük” programı sürüyor. Programın altıncı bölüm konuğu Kızılcabölüklü İş İnsanı Hasan Dilemre oldu.

ÖZEL RÖPORTAJ
Kızılcabölüklüler Vakfı ve Denizli Metropol işbirliği ile 15 günde bir yayınlanan “Yaşasın Kızılcabölük” programı sürüyor. Kızılcabölük’e dair her şeyi bulabileceğiniz programın altıncı bölümü yayınlandı. Bu bölümün konuğu Kızılcabölüklü İş İnsanı Hasan Dilemre oldu. Dilemre, program moderatörü Ertan Gürgün’ün sorularını yanıtladı.

ERTAN GÜRGÜN: Yaşasın Kızılcabölük programına hoş geldiniz. Konuğumuz Hasan Dilemre. Hasan Bey bize kendinizi tanıtır mısınız?

HASAN DİLEMRE: 1952 yılında Kızılcabölük’te doğdum. Davulcuların Süleyman’ın oğluyum. İki yaşında Tavas’a göç ettik. Ailem dokumacıydı. Kızılcabölük’te o dönem elektrik yoktu. O yüzden Tavas’a göç etmişiz. Ardından Kızılcabölük’e elektrik gelince tekrar Kızılcabölük’e döndük. İlkokula Kızılcabölük’te başladım. Bir sene elektrik yoktu, dokuma yapamayınca Rahmetli babam, badem işine girdi. Sonra elektrik gelince dokumacılık işine geri dönüldü. Dokumacılık meşakkatli bir işti o zamanlar. Okuldan arta kalan zamanlarda o tezgahlarda çalıştım. Bahar zamanı harman yeri yakın olduğu için oraya oyun oynamaya giderdik. Çamaşır tekneleri ile kayak yapardık. Hüseyin ve Ömer Paşaoğlu, Mehmet çerçi, Musa Güleç,  Ahmet Kocagül, Halil Akçakaya çocukluk arkadaşlarım. Güzel vakit geçirirdik. Okuldan çıkınca bol bol oyun oynardık. Çelik çomak, toka oyunu, mazı oyunu daha çok oynanırdı o dönemler. 1965 sonunda Denizli’ye geldik. Ben dokumacılığı bırakarak marangozluğa başladım. Ağabeyim ve babam dokumacılığa devam ettiler. Ben Rahmetli Osman Pişkin’in yanında başladım ve 1970 yılına kadar orada çalıştım. Hüseyin Ötkün’ün yanında da çalıştım ve 1971 yılında iş yeri açtım.

ERTAN GÜRGÜN: Çıraklık, ustalık sonra iş yeri açtınız bu günlere nasıl geldiniz?

HASAN DİLEMRE: İlk dükkanı açtığımda gençlik var, tecrübe yok. 1,5 sene çalıştım, sonra askere gittim. Askerden sonra kısa bir zaman fason çalıştım mobilyacı arkadaşlara. Daha sonra 1975 yılında ikinci sanayide yer kiraladım. 80 metre yer çok geniş geliyordu bize. Şimdi 800 metreye az diyoruz. Mandal sapı yaptım o işe de girdim. Denedim o işte başarılı olamadım. Maliyetler çok yüksekti. Hırdavat ayrı bir kalem olduğu için kaplamacılığa başladım 1987 yılında. O zamanlar pazarlama işi yok. Düzce ve İnegöl’de idi ağırlıklı olarak işler.  Oraya otobüsle gider, malı alır, burada 8-10 kişi işlerdik. Kaplamacılık zaman içinde bitince kapı işine başladım. Kesimde yapıyoruz. hala devam ediyoruz. Kapıcılıkta Amerikan kapı üzerine başladık. 2011’de CNC makinası aldık. Teknoloji gelişiyor. Yeni yeni makinalar çıktı. Eskiden malı elle boyuyordun. Şimdi makinalar boyuyor kapıları. Şimdilerde 2 bin kapı üretimi yapıyoruz. Toptan banyo dolabı, hazır mutfak dolap kapakları yapıyoruz. CNC işleme var. Satışlarımız da sürüyor. İç piyasada mal bulamıyoruz, ihracat sıkıntısı baş gösteriyor. Zaman içinde aşılacağını düşünüyorum. Türkiye’nin kurtuluşu ihracatta. Üretimi da arttırmamız lazım. Üretimi daha da arttırmak için çalışıyor, çaba gösteriyoruz. 1984 yılında büyük bir iş aldık. 1986’da bitirdik. Şimdi o iş bir ayda bitiyor. Biz 2 senede bitirdik. 11 bin 500 liraya daire verelim dediler. Biz işi bitirene kadar daire oldu 25 bin lira oldu. 7 bin liraya aldığımız iş 14 bin lira oldu. Kaplamacılığa o vesile oldu.   

ERTAN GÜRGÜN: Özel hayatınızda neler yaşandı o dönemde?

HASAN DİLEMRE: 1977 yılında evlendim. Üç tane oğlum oldu.  Şimdi işleri onlara devrettim. Tabi o kadar kolay olmadı bugünlere gelmek. İş yeri açmak çok zordu. Taban işi, tavan işi, pencere işi de yapıyorduk. O zamanlar kuru kereste sıkıntısı da vardı. Ben çırakken Denizli’de 5 – 6 tane keresteci vardı. Kızılcabölüklü olup marangozluk işine giren çok kişi vardı. Marangozluk işi çok zordu. Parmaklarını kesen kaybeden çok arkadaşım oldu. İş güvenliği çok ön planda değildi. Dikkatsizlik de vardı.

ERTAN GÜRGÜN: Marangozluktan sonra işi bir adım öteye götürdünüz?

HASAN DİLEMRE: Zaman içinde sunta ve mdf işi ile birlikte imalata başladık. Çocuklarım işi götürüyor ama işten kopamıyor yine geliyorum. Buradaki o kokuyu unutmak mümkün değil. Ana üretimimiz kapı, banyo dolabı, dolap kapakları üretiyoruz.

ERTAN GÜRGÜN: İş yaşamınızda ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

HASAN DİLEMRE: Biz ilk CNC makinası aldığımızda çok zorlandık. Çok pahalıydı. O parayı verip almak aslında akıl karı değil. Paramız kadar iş yapardık biz. Şimdi gençler gözü kara giriyor işe. Otomatik boya makinası, zımpara makinası aldık. Teknolojiyi takip ediyoruz.  

ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük’e dönelim isterseniz. Kızılcabölük ile ilgili aklınızda kalan anılarınız var mı? Sizi etkileyen unutamadığınız olaylar insanlar?

HASAN DİLEMRE: Bizim Mahallede Tomaşların Mehmet Amca, Musaların Mehmet dede vardı. Mehmet Amca da marangozluk, arıcılık, avcılık vardı. Rahmetli babamla çok görüşürlerdi. Mustafa Dede ile oduna giderlerdi. Çabuk kazar gelirlerdi dedemle birlikte. Çok çalışkan insanlardı. Mıstık Dede vardı Akçakaya, 12 sene askerlik yapmış. Yine bir gün Ateş Ahmet Dede vardı, damdan düşmüş, paltom paraşüt vazifesi gördü dedi. Dost sohbetlerine gelirdi. Misafir geldiğinde onu çağırırdı dedem. Mahallede çok büyük saygı sevgi vardı.  

ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük’e şimdilerde gidiyor musun?

HASAN DİLEMRE: Kızılcabölük’te çok fazla akranım kalmadı. Şimdi bağ bahçe işleri için gidiyorum. Eskiden güneşe karşı sohbete dalardık. Akranlarım mahallede yok, gençlerle uyum biraz zor oluyor. Kızılcabölük’ten hiç kopmadım, kopmayı da düşünmüyorum. 15 gün geçse hemen gitmek isterim Kızılcabölük’e.

ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük’te beraber olduğunuz arkadaşlarınızla hala görüşüyor musunuz?

HASAN DİLEMRE: Azaldık. Rahmetli olan çok. Denizli’de ikamet eden arkadaşlarım da var. Zaman zaman toplanıyoruz.

ERTAN GÜRGÜN: Gençlere var mı iş le ilgili tavsiyeleriniz?

HASAN DİLEMRE: Bu işin sırrı çok çalışmak. Dürüstlük çok önemli. Dürüstsen yıkılmazsın. İşi iyi takip etmek gerekir. Babasından işi alıp, işi götüremeyenler oldu. Tabi ileri götürenlerde var.

ERTAN GÜRGÜN: Sosyal sorumlulukla ilgili neler yaptınız, yapıyorsunuz? Kızılcabölüklüler Vakfı ve Kızılcabölükspor ile ilişkileriniz nasıl?

HASAN DİLEMRE: Bakıma muhtaç olanlara yardım ediyoruz. Kızılcabölüklüler Vakfı ve Kızılcabölükspor ile ilişkilerim çok iyi. Kendi imkanlarımızla Kızılcabölükspor’a destek olmaya çalışıyoruz.

ERTAN GÜRGÜN: Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı?

HASAN DİLEMRE: Bağ bahçe işlerine devam ediyorum. Biraz cevizim var. Yiyecek kadar bağım var. Armut, elma ağaçları. Bunlarla uğraşıyorum. Köyde çalışacak insan bulamıyorum. Gençlerden bu işe eğilen yok. Köyde iş olmayınca şehre geliyor, asgari ücretle çalışıyorlar. Ben küçükken Kızılcabölük’te 5 binin üzerinde nüfus vardı. Köylerde yaşamak daha kolay bence. Şehirde yaşamak çok daha zor. Ben buradan Bağbaşı’na gidene kadar trafikten dolayı çok zorlanıyorum. Bilinçli tarım yaparsan kar elde edersin. Kazanan var. Ama çalışacaksın tabi ki.

ERTAN GÜRGÜN: İş hayatınıza dönecek olursak, yeni yatırımlar var mı?

HASAN DİLEMRE: Yer sorunumuz var. O sorunu aşarsak yeni yatırımlar yapmayı düşünüyoruz. İhracata girmeyi düşünüyoruz. O konuda da çalışmalarımız sürüyor.  

ERTAN GÜRGÜN: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Bir dileğiniz…

HASAN DİLEMRE: Yazımın tamamını Kızılcabölük’te geçirip, arkadaşlarımla bir araya gelmeyi çok istiyorum.

YAŞASIN KIZILCABÖLÜK PROGRAMININ ALTINCI BÖLÜMÜMÜN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…
HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

0 Yorum

Yorum yaz

fixed-whatsapp-icon