Kızılcabölüklüler Vakfı ve Denizli Metropol işbirliği ile 15 günde bir yayınlanan “Yaşasın Kızılcabölük” programı başladı. İlk programın ilk konuğu Ertan Gürgün oldu.
ÖZEL RÖPORTAJ
Kızılcabölüklüler Vakfı ve Denizli Metropol işbirliği ile 15 günde bir yayınlanacak “Yaşasın Kızılcabölük” programı başladı. Kızılcabölük’e dair her şeyi bulabileceğiniz programın ilk bölümü yayınlandı.
İlk bölümün ilk konuğu ise bundan böyle programın moderatörlüğünü üstlenecek olan Kızılcabölük’lü Ertan Gürgün oldu. Gürgün, Denizli Metropol Haber Koordinatörü Murat Acar’ın sorularını yanıtladı.
İŞTE O ÖZEL RÖPORTAJ...
MURAT ACAR: Siz Kızılcabölüklüsünüz. Çok emeğiniz geçti Kızılcabölüğe… Vakfında kurucularındansınız. Programında bundan sonra sunucusu sizsiniz… Sizi tanıyabilir miyiz. Neler söyleyeceksiniz?
ERTAN GÜRGÜN: Ben 1951 Kızılcabölük doğumluyum. Ortaokul bitene kadar orada yaşadım. Lise ve üniversite yıllarımı dışarıda geçirdim. Ancak insanların doğduğu yerlerle ödeşmesi gerektiğini düşündüm her zaman. 1989 yılında Kızılcabölüklülerle İstanbul’da hemşehrilerimizle bir iftar yemeğinde buluştuk. Bu buluşma Kızılcabölüklüler Vakfı’nın kurulmasına vesile olmuştur. Daha sonra 1994 yılında ilk dernek olarak kuruluşumuzu gerçekleştirdik. Pek çok şey yaptık. Halen devam eden festivali başlattık. Dernek bünyesinde eğitim ve sağlıkla ilgili komiteler kurarak hemşehrilerimizin sorunlarını çözmeye çalıştık. Dernek sürecini vakfa dönüştürmek istedik. Çalışmalara başladık ve 1998 yılında 144 üye ile vakfımızı kurduk. Süreç böyle başladı. 19 Mayıs 1996 yılında Kızılcabölük – Denizli arasındaki yolda sağlıklı yaşam yürüyüşünü bir grup arkadaşla başlattık. Bu da hala devam ediyor. 1994 yılında ilk Söğütönü Şenliklerini yapmaya başladık. bu da sonra tekstil festivaline dönüştü. Hemşehrilerimize ilkleri yaşatmak istedik. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdim. Staj için yurt dışına gittim. Fransa’da kaldığım yerde festival düzenlendi. Benim kafamda bu yer etti. Fransa’da her köyün bir festivali olurdu. Yıllar sonra benzerini Kızılcabölük’te yaptık. 1974 yılında okul bitti. Askere gittim. PVC boru sektörü, Oluklu mukavva, kablo sektöründe çalıştım. Sümerbank’ta Mağazalar zincirinin başına geçtim. Adana’da Bölge Müdürlüğü, daha sonra İstanbul’da Müessese Müdürü olarak görev yaptım. Çalışma anlamında büyük keyif aldım 1991 yılında Sümerbank’tan ayrıldım ve Denizli’ye geldim ve özel sektörde çalışmaya devam ettim.
MURAT ACAR: Peki Ertan Bey, programının sunuculuğunu yapma durumu nasıl oluştu ve programda neler olacak?
ERTAN GÜRGÜN: Denizli Metropol Kurucusu Arif Zor Bey, Kızılcabölük ile ilgili böyle bir program fikri ile geldi ve benim sunuculuğunu yapmamı istediklerini söyledi. Önce kabul etmedim. Sonra konu biraz daha açılınca kabul ettim. Programda neler olacak onu anlatayım. Programı izleyenler Kızılcabölük’ü A’dan Z’ye tanıyacaklarını, öğreneceklerini söyleyebilirim. Kızılcabölüğün tarihini, oradaki yaşamı, sosyo ekonomik yapısını, kültürünü, bayram Kızılcabölük’te nasıl yaşanır? Festival, sağlıklı yaşam yürüyüşü, düğünler, Kızılcabölükspor… hepsini konuşacağız ve irdeleyeceğiz. Hemşehrilerimizin katkıları ile bu programı izleyenler Kızılcabölük’te hayat böyleymiş diyecekler.
MURAT ACAR: Bu program herkese açık değil mi?
ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük sevdalısı olan herkese bu program açıktır. Kızılcabölüklü hemşehrimiz çok var. çok önemli işadamlarımızda var aralarında. Orada yaşamasalar bile haftada en az bir iki günde olsa mutlaka o topraklara giderler. Bende gidiyorum. Özellikle Pazar günü. Oranın havasını suyunu özlüyoruz.
MURAT ACAR: Kızılcabölüklüler arayı pek açmıyorlar. Mutlaka kısa bir zamanda da olsa mutlaka oraya gidip geliyorlar.
ERTAN GÜRGÜN: Ben 70 yaşındayım. Bu yaşıma kadar 140 bayram geçirdim. Bu 140 bayramın 135’ini Kızılcabölük’te geçirmişimdir. Bu benim oraya olan bağlılığımı gösterir. Aidiyet duygusu çok yüksek insanlar var aynı benim gibi. Sürekli gidip gelirler.
MURAT ACAR: Kızılcabölük ismi çok ön planda. Birçok vatandaş Kızılcabölük’ü ilçe sanıyor. Bu kadar bilinmesini ve bu kadar ön planda olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük tarihine baktığınızda Cumhuriyet öncesinde yıldız olduğunu görürsünüz. Bu Cumhuriyet sonrasında da devam etti. Cumhuriyet öncesi tekstil yapmış, dokumaları ile kök boyaları ile meşhur. 1917 yılında Kızılcöbülük nüfusu 3 bin 800. Denizli’nin o dönem nüfusunun 14 bin olduğunu düşünürseniz, 3 bin 700 nüfusun ne kadar önemli olduğunu anlarsınız. Ayrıca Kızılcabölük Cumhuriyet sonrasında da hep ilkleri yaşamıştır. Bir numaralı kooperatif Denizli merkezde açılmış, iki numaralı kooperatif ise Atatürk’ün imzasıyla Kızılcabölük’te açılmıştır. 1957 yılında ortaokul açılmış, 1959 yılında dizel jeneratörle elektrik gelmiştir. El dokumaları makinalaşmaya başlamıştır. 85 yılına kadar büyük üretim vardı. Daha sonraki yıllarda teknolojiyi yenileyemediği için biraz duraksama yaşandı. 90’lı yıllarla birlikte tekrar atağa geçildi. Kızılcabölüklüler hem çalışkan, hem üretken, hem de yeniliğe açıktır. Daha sonraki yıllarda vakfın ve belediyelerin yaptığı etkinlikler Kızılcabölük’ün daha çok tanınmasını sağlamıştır.
MURAT ACAR: Şimdiye kadar görev yapan Belediye Başkanları ve Kızılcabölük Vakfı Başkanları, Kızılcabölük’ün tanıtılmasında anlamında büyük emekleri geçti değil mi?
ERTAN GÜRGÜN: Şüphesiz öyle. Sayın başkanların ciddi katkıları olmuştur. Çevrede çok kabul gören festivalle birlikte oldukça etkin tanıtım faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
MURAT ACAR: Tekstil deyince bir zamanlar Kızılcabölük, Buldan ve Babadağ isimleri ön plandaydı. O geçmiş dönemlerle ilgili neler söylersiniz?
ERTAN GÜRGÜN: 1950’li yıllarda gıda pazarının yanında mal pazarı da kurulurdu. 1960’lı yıllarda Pazar Denizli’de kurulup satılmaya başlandı. Makinalaşma ile birlikte yan sanayi doğdu Kızılcabölük’te. Oduncu gömleği olarak tabir edilen ekose tarzı kumaşlar üretilmeye başlandı. 60 yıllarda başlıyor bu serüven. Bu pazarda Kızılcabölük pazara hakim duruma geçiyor. Sonra buna devam etmiyorlar. Kızılcabölük ürettiğini hep sattı.
MURAT ACAR: Kızılcabölüklülerin girişimci ruhu ile birlikte hem Denizli, hem de İstanbul’da çok önemli isimler var. Özellikle tekstil anlamında Türkiye’nin önemli iş insanları arasındalar. Kızılcabölüklülerin bu girişimci ruhu ile ilgili neler söylersiniz?
ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük’te her ev bir fabrika. Herkeste o girişimci ruhu var. El tezgâhları ile başlamış bu. Herkes kendi işini yapmış. Başkasının yanında çalışmamış. Yenilikçilere açık olmuş. Kooperatifler kurulmuş. Eğitime büyük önem verilmiş. Kollektif hareketler içine girmişler. Büyük ortaklıklar kurulmuş. Müteşebbis ruhunu birlikte yürütmüşler.
MURAT ACAR: Kızılcabölük deyince ilk aklımıza ne gelmeli?
ERTAN GÜRGÜN: İlk dokumacılık akla gelir. Hem Cumhuriyet öncesi, hem sonrasında dokumacılık hep ön planda. Terzilik çok fazla yapılırdı eskiden. Sanatkarlar çoktu. Ama tekstil ve dokumacılık hep birinci sırada olmuştu ve olmaya da devam edecektir. Kızılcabölük en büyük mendil üretim merkezidir. Bo konuda halen ülke birinciliği bizdedir. Bu durum halen geçerlidir. Bez mendil anlamında ülkenin önemli firmalarında Kızılcabölük’te dokunan mendiller satılır.
MURAT ACAR: Özel hayatınızda neler yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı?
ERTAN GÜRGÜN: Klasik olacak ama okumak ve seyahat etmeyi çok seviyorum. Türkiye’de gitmediğim il kalmadı. Yurt dışında da birçok ülkeye gittim. Fransa ve Kazakistan’da belirli süre yaşadım. Şimdi hafta sonları Kızılcabölük’e gidiyorum. Orada vakit geçirmek hoşuma gidiyor.
MURAT ACAR: Kızılcabölüklülerin başka yerde yaşasalar da, mutlaka orada bir evleri var değil mi?
ERTAN GÜRGÜN: Evet öyle. Ben ilk evini yapanlardanım. Yazın orada yaşıyorum. Mayıs ayından Ekim ayına kadar orada yaşar işe oradan gelir giderim.
MURAT ACAR: Küçüklüğünüze dönsek Kızılcabölük o yıllarda nasıldı?
ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük’te bağ göçme olayı vardı. Bağa göçülürdü. Elektrik yoktu. Lüksler yakılırdı. Bezden yapılmış top oynardık. Bilye, toka, ilik, çelik çomak, beş taş gibi oylunlar oynanırdı. Gençken voleybol maçları yapardık. Gençlerimiz piyes oynarlardı. Bu yıllar 50’li 60’lı yıllar tabi ki.
MURAT ACAR: Kızılcabölüklüler Vakfı’nın şu anki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ERTAN GÜRGÜN: Kurulduğundan beri her yıl artan bir başarı grafiği ile çalışmalar sürüyor. 2012’de Kızılcabölük’ün Büyükşehir Yasası ile belediyeliği kalktı. Beldeden mahalleye dönüştü. O zaman belediyenin yaptığı etkinlikleri artık vakıf sürdürüyor. Bu Kızılcabölük için büyük kazanç. Eğitime büyük katkısı vardır vakfımızın. 100’e yakın öğrenciye her yıl burs vermektedir. Türkiye’de bir ilk olan öğrenci yurdumuz vardır. Ayrıca vakıf okullarımıza büyük destekler sağlamaktadır. Mesela bu yıl tablet bilgisayar dağıtımı yapıldı. Vakfın önümüzdeki günlerde çok daha güzel etkinlikler yapacağına inanıyorum.
MURAT ACAR: Var mı buradan bir mesajınız?
ERTAN GÜRGÜN: Programa katılmak isteyen hemşerilerimiz bizlere ulaşsınlar. Hep birlikte bu güzellikleri gelecek nesillere aktaralım. Yaşadıklarımızı anlatalım. Gençler bunları öğrensin, bilsin.
YAŞASIN KIZILCABÖLÜK PROGRAMININ İLK BÖLÜMÜMÜN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…
ÖZEL RÖPORTAJ
Kızılcabölüklüler Vakfı ve Denizli Metropol işbirliği ile 15 günde bir yayınlanacak “Yaşasın Kızılcabölük” programı başladı. Kızılcabölük’e dair her şeyi bulabileceğiniz programın ilk bölümü yayınlandı.
İlk bölümün ilk konuğu ise bundan böyle programın moderatörlüğünü üstlenecek olan Kızılcabölük’lü Ertan Gürgün oldu. Gürgün, Denizli Metropol Haber Koordinatörü Murat Acar’ın sorularını yanıtladı.
İŞTE O ÖZEL RÖPORTAJ...
MURAT ACAR: Siz Kızılcabölüklüsünüz. Çok emeğiniz geçti Kızılcabölüğe… Vakfında kurucularındansınız. Programında bundan sonra sunucusu sizsiniz… Sizi tanıyabilir miyiz. Neler söyleyeceksiniz?
ERTAN GÜRGÜN: Ben 1951 Kızılcabölük doğumluyum. Ortaokul bitene kadar orada yaşadım. Lise ve üniversite yıllarımı dışarıda geçirdim. Ancak insanların doğduğu yerlerle ödeşmesi gerektiğini düşündüm her zaman. 1989 yılında Kızılcabölüklülerle İstanbul’da hemşehrilerimizle bir iftar yemeğinde buluştuk. Bu buluşma Kızılcabölüklüler Vakfı’nın kurulmasına vesile olmuştur. Daha sonra 1994 yılında ilk dernek olarak kuruluşumuzu gerçekleştirdik. Pek çok şey yaptık. Halen devam eden festivali başlattık. Dernek bünyesinde eğitim ve sağlıkla ilgili komiteler kurarak hemşehrilerimizin sorunlarını çözmeye çalıştık. Dernek sürecini vakfa dönüştürmek istedik. Çalışmalara başladık ve 1998 yılında 144 üye ile vakfımızı kurduk. Süreç böyle başladı. 19 Mayıs 1996 yılında Kızılcabölük – Denizli arasındaki yolda sağlıklı yaşam yürüyüşünü bir grup arkadaşla başlattık. Bu da hala devam ediyor. 1994 yılında ilk Söğütönü Şenliklerini yapmaya başladık. bu da sonra tekstil festivaline dönüştü. Hemşehrilerimize ilkleri yaşatmak istedik. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdim. Staj için yurt dışına gittim. Fransa’da kaldığım yerde festival düzenlendi. Benim kafamda bu yer etti. Fransa’da her köyün bir festivali olurdu. Yıllar sonra benzerini Kızılcabölük’te yaptık. 1974 yılında okul bitti. Askere gittim. PVC boru sektörü, Oluklu mukavva, kablo sektöründe çalıştım. Sümerbank’ta Mağazalar zincirinin başına geçtim. Adana’da Bölge Müdürlüğü, daha sonra İstanbul’da Müessese Müdürü olarak görev yaptım. Çalışma anlamında büyük keyif aldım 1991 yılında Sümerbank’tan ayrıldım ve Denizli’ye geldim ve özel sektörde çalışmaya devam ettim.
MURAT ACAR: Peki Ertan Bey, programının sunuculuğunu yapma durumu nasıl oluştu ve programda neler olacak?
ERTAN GÜRGÜN: Denizli Metropol Kurucusu Arif Zor Bey, Kızılcabölük ile ilgili böyle bir program fikri ile geldi ve benim sunuculuğunu yapmamı istediklerini söyledi. Önce kabul etmedim. Sonra konu biraz daha açılınca kabul ettim. Programda neler olacak onu anlatayım. Programı izleyenler Kızılcabölük’ü A’dan Z’ye tanıyacaklarını, öğreneceklerini söyleyebilirim. Kızılcabölüğün tarihini, oradaki yaşamı, sosyo ekonomik yapısını, kültürünü, bayram Kızılcabölük’te nasıl yaşanır? Festival, sağlıklı yaşam yürüyüşü, düğünler, Kızılcabölükspor… hepsini konuşacağız ve irdeleyeceğiz. Hemşehrilerimizin katkıları ile bu programı izleyenler Kızılcabölük’te hayat böyleymiş diyecekler.
MURAT ACAR: Bu program herkese açık değil mi?
ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük sevdalısı olan herkese bu program açıktır. Kızılcabölüklü hemşehrimiz çok var. çok önemli işadamlarımızda var aralarında. Orada yaşamasalar bile haftada en az bir iki günde olsa mutlaka o topraklara giderler. Bende gidiyorum. Özellikle Pazar günü. Oranın havasını suyunu özlüyoruz.
MURAT ACAR: Kızılcabölüklüler arayı pek açmıyorlar. Mutlaka kısa bir zamanda da olsa mutlaka oraya gidip geliyorlar.
ERTAN GÜRGÜN: Ben 70 yaşındayım. Bu yaşıma kadar 140 bayram geçirdim. Bu 140 bayramın 135’ini Kızılcabölük’te geçirmişimdir. Bu benim oraya olan bağlılığımı gösterir. Aidiyet duygusu çok yüksek insanlar var aynı benim gibi. Sürekli gidip gelirler.
MURAT ACAR: Kızılcabölük ismi çok ön planda. Birçok vatandaş Kızılcabölük’ü ilçe sanıyor. Bu kadar bilinmesini ve bu kadar ön planda olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük tarihine baktığınızda Cumhuriyet öncesinde yıldız olduğunu görürsünüz. Bu Cumhuriyet sonrasında da devam etti. Cumhuriyet öncesi tekstil yapmış, dokumaları ile kök boyaları ile meşhur. 1917 yılında Kızılcöbülük nüfusu 3 bin 800. Denizli’nin o dönem nüfusunun 14 bin olduğunu düşünürseniz, 3 bin 700 nüfusun ne kadar önemli olduğunu anlarsınız. Ayrıca Kızılcabölük Cumhuriyet sonrasında da hep ilkleri yaşamıştır. Bir numaralı kooperatif Denizli merkezde açılmış, iki numaralı kooperatif ise Atatürk’ün imzasıyla Kızılcabölük’te açılmıştır. 1957 yılında ortaokul açılmış, 1959 yılında dizel jeneratörle elektrik gelmiştir. El dokumaları makinalaşmaya başlamıştır. 85 yılına kadar büyük üretim vardı. Daha sonraki yıllarda teknolojiyi yenileyemediği için biraz duraksama yaşandı. 90’lı yıllarla birlikte tekrar atağa geçildi. Kızılcabölüklüler hem çalışkan, hem üretken, hem de yeniliğe açıktır. Daha sonraki yıllarda vakfın ve belediyelerin yaptığı etkinlikler Kızılcabölük’ün daha çok tanınmasını sağlamıştır.
MURAT ACAR: Şimdiye kadar görev yapan Belediye Başkanları ve Kızılcabölük Vakfı Başkanları, Kızılcabölük’ün tanıtılmasında anlamında büyük emekleri geçti değil mi?
ERTAN GÜRGÜN: Şüphesiz öyle. Sayın başkanların ciddi katkıları olmuştur. Çevrede çok kabul gören festivalle birlikte oldukça etkin tanıtım faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
MURAT ACAR: Tekstil deyince bir zamanlar Kızılcabölük, Buldan ve Babadağ isimleri ön plandaydı. O geçmiş dönemlerle ilgili neler söylersiniz?
ERTAN GÜRGÜN: 1950’li yıllarda gıda pazarının yanında mal pazarı da kurulurdu. 1960’lı yıllarda Pazar Denizli’de kurulup satılmaya başlandı. Makinalaşma ile birlikte yan sanayi doğdu Kızılcabölük’te. Oduncu gömleği olarak tabir edilen ekose tarzı kumaşlar üretilmeye başlandı. 60 yıllarda başlıyor bu serüven. Bu pazarda Kızılcabölük pazara hakim duruma geçiyor. Sonra buna devam etmiyorlar. Kızılcabölük ürettiğini hep sattı.
MURAT ACAR: Kızılcabölüklülerin girişimci ruhu ile birlikte hem Denizli, hem de İstanbul’da çok önemli isimler var. Özellikle tekstil anlamında Türkiye’nin önemli iş insanları arasındalar. Kızılcabölüklülerin bu girişimci ruhu ile ilgili neler söylersiniz?
ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük’te her ev bir fabrika. Herkeste o girişimci ruhu var. El tezgâhları ile başlamış bu. Herkes kendi işini yapmış. Başkasının yanında çalışmamış. Yenilikçilere açık olmuş. Kooperatifler kurulmuş. Eğitime büyük önem verilmiş. Kollektif hareketler içine girmişler. Büyük ortaklıklar kurulmuş. Müteşebbis ruhunu birlikte yürütmüşler.
MURAT ACAR: Kızılcabölük deyince ilk aklımıza ne gelmeli?
ERTAN GÜRGÜN: İlk dokumacılık akla gelir. Hem Cumhuriyet öncesi, hem sonrasında dokumacılık hep ön planda. Terzilik çok fazla yapılırdı eskiden. Sanatkarlar çoktu. Ama tekstil ve dokumacılık hep birinci sırada olmuştu ve olmaya da devam edecektir. Kızılcabölük en büyük mendil üretim merkezidir. Bo konuda halen ülke birinciliği bizdedir. Bu durum halen geçerlidir. Bez mendil anlamında ülkenin önemli firmalarında Kızılcabölük’te dokunan mendiller satılır.
MURAT ACAR: Özel hayatınızda neler yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı?
ERTAN GÜRGÜN: Klasik olacak ama okumak ve seyahat etmeyi çok seviyorum. Türkiye’de gitmediğim il kalmadı. Yurt dışında da birçok ülkeye gittim. Fransa ve Kazakistan’da belirli süre yaşadım. Şimdi hafta sonları Kızılcabölük’e gidiyorum. Orada vakit geçirmek hoşuma gidiyor.
MURAT ACAR: Kızılcabölüklülerin başka yerde yaşasalar da, mutlaka orada bir evleri var değil mi?
ERTAN GÜRGÜN: Evet öyle. Ben ilk evini yapanlardanım. Yazın orada yaşıyorum. Mayıs ayından Ekim ayına kadar orada yaşar işe oradan gelir giderim.
MURAT ACAR: Küçüklüğünüze dönsek Kızılcabölük o yıllarda nasıldı?
ERTAN GÜRGÜN: Kızılcabölük’te bağ göçme olayı vardı. Bağa göçülürdü. Elektrik yoktu. Lüksler yakılırdı. Bezden yapılmış top oynardık. Bilye, toka, ilik, çelik çomak, beş taş gibi oylunlar oynanırdı. Gençken voleybol maçları yapardık. Gençlerimiz piyes oynarlardı. Bu yıllar 50’li 60’lı yıllar tabi ki.
MURAT ACAR: Kızılcabölüklüler Vakfı’nın şu anki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ERTAN GÜRGÜN: Kurulduğundan beri her yıl artan bir başarı grafiği ile çalışmalar sürüyor. 2012’de Kızılcabölük’ün Büyükşehir Yasası ile belediyeliği kalktı. Beldeden mahalleye dönüştü. O zaman belediyenin yaptığı etkinlikleri artık vakıf sürdürüyor. Bu Kızılcabölük için büyük kazanç. Eğitime büyük katkısı vardır vakfımızın. 100’e yakın öğrenciye her yıl burs vermektedir. Türkiye’de bir ilk olan öğrenci yurdumuz vardır. Ayrıca vakıf okullarımıza büyük destekler sağlamaktadır. Mesela bu yıl tablet bilgisayar dağıtımı yapıldı. Vakfın önümüzdeki günlerde çok daha güzel etkinlikler yapacağına inanıyorum.
MURAT ACAR: Var mı buradan bir mesajınız?
ERTAN GÜRGÜN: Programa katılmak isteyen hemşerilerimiz bizlere ulaşsınlar. Hep birlikte bu güzellikleri gelecek nesillere aktaralım. Yaşadıklarımızı anlatalım. Gençler bunları öğrensin, bilsin.
YAŞASIN KIZILCABÖLÜK PROGRAMININ İLK BÖLÜMÜMÜN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…
0 Yorum