Denizli Ticaret Odası Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Süleyman Kocasert, Bloomberg HT ekranında Hande Berktan’ın İş Dünyası programında kapasite kullanım verisi, sektörel beklentiler ve yapısal reformlar ile ilgili canlı yayında açıklamalarda bulundu.
Denizli İhracatçılar Birliği Önceki Dönem Başkanı, Denizli Ticaret Odası Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Süleyman Kocasert, öncelikle reel kesim güven endeksi kapasite kullanım verisi ile ilgili görüşlerini açıkladı. Kocasert “Göreceli de olsa bir miktar artış olması sevindirici. İkinci dalganın etkisini çok yoğun şekilde yaşıyoruz. Tekrar kapanan birçok firma var. İhracatçı cephesine bakarsak Avrupa ve ABD pazarı durmuş durumda. Bir miktar yukarı yönlü hareketi olumlu buluyorum. Kapasite kullanım oranında da bir miktar düşüş var. Üçüncü çeyrekte hızlı ve iyi toparlandık. Onun ardından böyle bir yavaşlama gayet normal” dedi.
2021 DENİZLİ İÇİN DAHA OLUMLU GEÇECEK
Denizli’nin ev tekstil sektörünün kapasite kullanım oranları ile ilgili de konuşan Kocasert “Ev tekstili sektörü olarak biz pandemi dönemini şanslı geçirenlerdeniz. İnsanların evde geçirdiği süreç arttı. Evde bazı ihtiyaçlar tespit edildi. Ev tekstili ile ilgili ürünler yenilendi. Ev tekstili paketleme ve kargo olarak e-ticarete çok yatkın bir alt yapıya sahip. Ürünlerin raf ömrü uzun. İhracatta 2019 yılına göre herhangi bir düşüş yok. Ev tekstili bu anlamda pozitif yönde ayrıştı. Ben aşının pozitif etki yapacağını düşünüyorum. 2021 yılı hem ev tekstili, hem Denizli, hem de ihracat açısından 2020’ye göre daha olumlu geçecektir. Hazır giyim tekstille birleştiğinde toplam ihracatımız 25 milyar dolara çok yakın. 2021’de bunun daha da üzerine çıkacağımızı düşünüyorum. Sektördeki bu toparlanmada ABD kaynaklı Çin’de yapılan bir takım imalatların ülkemize kaymasının da etkisi var” diye konuştu.
YENİ PAZAR ORTA ASYA VE UZAK DOĞU
Türkiye’nin alternatif pazarlarda neler yapabileceği ile ilgili de görüşlerini aktaran Süleyman Kocasert “Alternatif pazarlara ihtiyaç olduğu kesin. Ben Orta Doğu pazarına alternatif olarak Orta Asya ve Uzak Doğu pazarlarını da düşünüyorum. Singapur, Malezya, Çin, Japonya, Kore gibi ülkelerde gelir düzeyi çok hızlı artıyor. Türk ürünleri ile ilgili olumlu bir algı var. Bizim Denizli olarak başlattığımız Türk Havlusu ve Türk Pamuğu ile markalaşmamız var. Dünyanın en ünlü markalarının müşteri kitlesinin yüzde 20’si uzak doğulu. Onlar Çin ve Vietnam etiketli ürünlere artık rağbet etmiyorlar. Türkiye’nin iyi değerlendirirsek bu konuda önünde bir fırsat var. Tasarım çok önemli. Ev tekstilindeki kalitemiz Dünyaca kabul edilmiş durumda” dedi.
TÜKETİCİ ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİ
Pandemiyle birlikte değişen tüketici alışkanlıklarını da anlatan Kocasert “Önünde e harfi olan, dijital dünya ile uyumlu çalışan sektörler bu dönemden hiç etkilenmedi ya da olumlu etkilendi diyebilirim. Dijitalleşme ve akıllı teknolojilerin zorunluluk olduğunu artık anladık. Abiye kıyafetlerde satışlar düştü. Spor kıyafetlerde satışlar arttı. Bütün önemli firmaların ajandasında olan sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm artık bir numaralı gündem maddeleri oldu. Artık markalarımızın geri dönüşüme ve sürdürülebilirliğe ayırdıkları çalışma gittikçe artıyor. Türk markalarının bu treni kaçırmamaları beni şahsım adına çok mutlu etti” diye konuştu.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE GERİ DÖNÜŞÜM
Hazır giyim, tekstil ve konfeksiyonda geri dönüşüm ekonomisi anlamında büyük fırsatlar olduğunu dile getiren Kocasert “Bizim insan yapımı elyaflara ihtiyacımız var. Ürünlerin geri dönüştürülmeye ihtiyacı var. Kullanılmış atık tekstil ürünlerinin hayata geçirilmesi her zamankinden daha anlamlı. Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde 250 bin ton tekstil atığının 150 bin tonu yakılarak imha ediliyor. Artık bütün hesaplar karbon salınımının azaltılması üzerine. Bu anlamda bizim sektörümüze çok büyük görevler düşüyor. Çevreye verdiğimiz zararları sınırlandırıp geri dönüşümle nötrleştirmemiz gerekiyor. Ben 2021 yılında bu konuyla ilgili bazı güzel haberleri alacağımızı umuyorum” dedi.
Denizli İhracatçılar Birliği Önceki Dönem Başkanı, Denizli Ticaret Odası Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Süleyman Kocasert, öncelikle reel kesim güven endeksi kapasite kullanım verisi ile ilgili görüşlerini açıkladı. Kocasert “Göreceli de olsa bir miktar artış olması sevindirici. İkinci dalganın etkisini çok yoğun şekilde yaşıyoruz. Tekrar kapanan birçok firma var. İhracatçı cephesine bakarsak Avrupa ve ABD pazarı durmuş durumda. Bir miktar yukarı yönlü hareketi olumlu buluyorum. Kapasite kullanım oranında da bir miktar düşüş var. Üçüncü çeyrekte hızlı ve iyi toparlandık. Onun ardından böyle bir yavaşlama gayet normal” dedi.
2021 DENİZLİ İÇİN DAHA OLUMLU GEÇECEK
Denizli’nin ev tekstil sektörünün kapasite kullanım oranları ile ilgili de konuşan Kocasert “Ev tekstili sektörü olarak biz pandemi dönemini şanslı geçirenlerdeniz. İnsanların evde geçirdiği süreç arttı. Evde bazı ihtiyaçlar tespit edildi. Ev tekstili ile ilgili ürünler yenilendi. Ev tekstili paketleme ve kargo olarak e-ticarete çok yatkın bir alt yapıya sahip. Ürünlerin raf ömrü uzun. İhracatta 2019 yılına göre herhangi bir düşüş yok. Ev tekstili bu anlamda pozitif yönde ayrıştı. Ben aşının pozitif etki yapacağını düşünüyorum. 2021 yılı hem ev tekstili, hem Denizli, hem de ihracat açısından 2020’ye göre daha olumlu geçecektir. Hazır giyim tekstille birleştiğinde toplam ihracatımız 25 milyar dolara çok yakın. 2021’de bunun daha da üzerine çıkacağımızı düşünüyorum. Sektördeki bu toparlanmada ABD kaynaklı Çin’de yapılan bir takım imalatların ülkemize kaymasının da etkisi var” diye konuştu.
YENİ PAZAR ORTA ASYA VE UZAK DOĞU
Türkiye’nin alternatif pazarlarda neler yapabileceği ile ilgili de görüşlerini aktaran Süleyman Kocasert “Alternatif pazarlara ihtiyaç olduğu kesin. Ben Orta Doğu pazarına alternatif olarak Orta Asya ve Uzak Doğu pazarlarını da düşünüyorum. Singapur, Malezya, Çin, Japonya, Kore gibi ülkelerde gelir düzeyi çok hızlı artıyor. Türk ürünleri ile ilgili olumlu bir algı var. Bizim Denizli olarak başlattığımız Türk Havlusu ve Türk Pamuğu ile markalaşmamız var. Dünyanın en ünlü markalarının müşteri kitlesinin yüzde 20’si uzak doğulu. Onlar Çin ve Vietnam etiketli ürünlere artık rağbet etmiyorlar. Türkiye’nin iyi değerlendirirsek bu konuda önünde bir fırsat var. Tasarım çok önemli. Ev tekstilindeki kalitemiz Dünyaca kabul edilmiş durumda” dedi.
TÜKETİCİ ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİ
Pandemiyle birlikte değişen tüketici alışkanlıklarını da anlatan Kocasert “Önünde e harfi olan, dijital dünya ile uyumlu çalışan sektörler bu dönemden hiç etkilenmedi ya da olumlu etkilendi diyebilirim. Dijitalleşme ve akıllı teknolojilerin zorunluluk olduğunu artık anladık. Abiye kıyafetlerde satışlar düştü. Spor kıyafetlerde satışlar arttı. Bütün önemli firmaların ajandasında olan sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm artık bir numaralı gündem maddeleri oldu. Artık markalarımızın geri dönüşüme ve sürdürülebilirliğe ayırdıkları çalışma gittikçe artıyor. Türk markalarının bu treni kaçırmamaları beni şahsım adına çok mutlu etti” diye konuştu.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE GERİ DÖNÜŞÜM
Hazır giyim, tekstil ve konfeksiyonda geri dönüşüm ekonomisi anlamında büyük fırsatlar olduğunu dile getiren Kocasert “Bizim insan yapımı elyaflara ihtiyacımız var. Ürünlerin geri dönüştürülmeye ihtiyacı var. Kullanılmış atık tekstil ürünlerinin hayata geçirilmesi her zamankinden daha anlamlı. Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde 250 bin ton tekstil atığının 150 bin tonu yakılarak imha ediliyor. Artık bütün hesaplar karbon salınımının azaltılması üzerine. Bu anlamda bizim sektörümüze çok büyük görevler düşüyor. Çevreye verdiğimiz zararları sınırlandırıp geri dönüşümle nötrleştirmemiz gerekiyor. Ben 2021 yılında bu konuyla ilgili bazı güzel haberleri alacağımızı umuyorum” dedi.
0 Yorum