Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Bitki Genetiği ve Tarımsal Biyoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde görev yapan genç bilim insanı Öğr. Gör. Dr. Özden Özgün Acar’ın yürütücüsü olduğu proje MS hastalığı için yeni bir teşhis ve tedavi ajanı geliştirilmesine öncülük edecek.
Öğr. Gör. Özden Özgün Acar’ın “Yeni Liquorilactobacillus nagelii AGA58 Probiyotiğinin Multipl Skleroz Tedavi Etkinliğinin Mikrobiyom ve İlişkili Metabolom Değişiklikleri ve Pentoz Fosfat Yolağı Açısından Değerlendirilmesi” isimli projesi, TÜBİTAK ARDEB 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Projede aynı zamanda PAÜ Biyoloji Bölümü öğretim üyesi ve Abdullah Gül Üniversitesi Yaşam ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alaattin Şen danışman olarak ve Abdullah Gül Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü öğretim üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Fatih Ortakcı ve Öğr. Gör. Hüseyin Güner araştırmacı olarak yer alıyor.
MS hastalığı için yeni bir teşhis ve tedavi ajanı geliştirilmesine öncülük eden çalışmalar içeren Proje ile ilgili bilgi veren Öğr. Gör. Acar “Multipl skleroz (MS) dünyada yaygın görülen nörolojik hastalıklardan biridir. MS’in etiyolojisi halen tam olarak bilinmese de genetik ve çevresel etkileşimlerin birlikte rol aldığı kompleks, immün aracılı bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Genetik ve çevresel faktörlere ek olarak bağırsak mikrobiyomu bağırsak-merkezi sinir sistemi eksenini modüle ederek MS patogenezine katkıda bulunan ve son yıllarda üzerinde oldukça fazla durulan bir diğer faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlarda gastrointestinal sistemin iç yüzey alanının insan fizyolojisini, metabolizmasını, beslenmesini ve bağışıklık fonksiyonunu etkileyen 1000’den fazla bakteri çeşitliliğine sahip 100 trilyondan fazla mikrobiyal hücreyi barındırdığı tahmin edilmektedir. Son yıllarda yapılan hayvan ve klinik öncesi çalışmalar bağırsak mikrobiyotasının insanlarda endokrin, bağışıklık, sinir ve metabolik sinyaller aracılığıyla mikrobiyom-bağırsak-beyin üçgenini modüle ettiğini ortaya çıkarmıştır. Bunun yanında mikrobiyomun Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, Multipl Skleroz gibi çeşitli nörodejeneratif bozuklukların patogenezini modüle edebilen nöroaktif moleküllerin ve metabolitlerin sentezinde rol oynadığına dair kanıtlar mevcuttur” diye konuştu.
Öğr. Gör. Özden Özgün Acar açıklamasının devamında “Probiyotikler, tüketildiğinde veya uygulandığında bozulmuş bağırsak mikrobiyotasının düzeltilmesi yolu ile kişiye sağlık açısından fayda sağlamayı amaçlayan canlı mikroorganizmalardır. Yapılan çalışmalarda probiyotik desteğinin tip 2 diyabet, enflamatuvar bağırsak hastalığı ve MS gibi nöroenflamatuvar hastalıklarda bağışıklık yanıtı ve enflamatuvar süreçleri düzenlediği göstermiştir. Ek olarak bugün neredeyse 2 yıldır var olan Dünyada küresel pandemi ilan edilen COVİD-19 hastalığında dahi bozulan bağırsak mikrobiyota dengesinden bahsedilmektedir ve probiyotik desteğinin ve tedavisinin hastalığın şiddetini azalttığına yönelik kaynaklar mevcuttur” ifadelerini kullandı.
Acar “Buradan yola çıkarak güncel MS tedavilerin tam anlamıyla olumlu sonuç vermemesi, son yıllarda ortaya çıkan MS mikrobiyota ilişkisi ve hastalıkların tedavisinde ortaya atılan metabolomik yaklaşımlar göz önüne alındığında şalgam suyundan ilk defa izole edilen yerli, yeni bir probiyotik suşu olan Liquorilactobacillus nagelii AGA58 probiyotiğinin tedavi etkinliği, MS modeli oluşturulan farelerde MS tedavisinde kullanılan bir ilaç olan dimetil fumarat (DMF) ile karşılaştırmalı olarak çalışılacaktır. Tekrar belirtmek gerekirse bu projenin hedefi probiyotiğin terapötik ya da profilaktik etkisinin metabolizmanın beyni olarak görülen pentoz-fosfat yolağı üzerinden MS ilişkisini ve ilintili metabolom değişikliklerini belirleyerek MS için yeni bir teşhis ve tedavi ajanı geliştirilmesine öncü çalışmaları gerçekleştirmektir” dedi.
Öğr. Gör. Özden Özgün Acar’ın “Yeni Liquorilactobacillus nagelii AGA58 Probiyotiğinin Multipl Skleroz Tedavi Etkinliğinin Mikrobiyom ve İlişkili Metabolom Değişiklikleri ve Pentoz Fosfat Yolağı Açısından Değerlendirilmesi” isimli projesi, TÜBİTAK ARDEB 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Projede aynı zamanda PAÜ Biyoloji Bölümü öğretim üyesi ve Abdullah Gül Üniversitesi Yaşam ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alaattin Şen danışman olarak ve Abdullah Gül Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü öğretim üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Fatih Ortakcı ve Öğr. Gör. Hüseyin Güner araştırmacı olarak yer alıyor.
MS hastalığı için yeni bir teşhis ve tedavi ajanı geliştirilmesine öncülük eden çalışmalar içeren Proje ile ilgili bilgi veren Öğr. Gör. Acar “Multipl skleroz (MS) dünyada yaygın görülen nörolojik hastalıklardan biridir. MS’in etiyolojisi halen tam olarak bilinmese de genetik ve çevresel etkileşimlerin birlikte rol aldığı kompleks, immün aracılı bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Genetik ve çevresel faktörlere ek olarak bağırsak mikrobiyomu bağırsak-merkezi sinir sistemi eksenini modüle ederek MS patogenezine katkıda bulunan ve son yıllarda üzerinde oldukça fazla durulan bir diğer faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlarda gastrointestinal sistemin iç yüzey alanının insan fizyolojisini, metabolizmasını, beslenmesini ve bağışıklık fonksiyonunu etkileyen 1000’den fazla bakteri çeşitliliğine sahip 100 trilyondan fazla mikrobiyal hücreyi barındırdığı tahmin edilmektedir. Son yıllarda yapılan hayvan ve klinik öncesi çalışmalar bağırsak mikrobiyotasının insanlarda endokrin, bağışıklık, sinir ve metabolik sinyaller aracılığıyla mikrobiyom-bağırsak-beyin üçgenini modüle ettiğini ortaya çıkarmıştır. Bunun yanında mikrobiyomun Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, Multipl Skleroz gibi çeşitli nörodejeneratif bozuklukların patogenezini modüle edebilen nöroaktif moleküllerin ve metabolitlerin sentezinde rol oynadığına dair kanıtlar mevcuttur” diye konuştu.
Öğr. Gör. Özden Özgün Acar açıklamasının devamında “Probiyotikler, tüketildiğinde veya uygulandığında bozulmuş bağırsak mikrobiyotasının düzeltilmesi yolu ile kişiye sağlık açısından fayda sağlamayı amaçlayan canlı mikroorganizmalardır. Yapılan çalışmalarda probiyotik desteğinin tip 2 diyabet, enflamatuvar bağırsak hastalığı ve MS gibi nöroenflamatuvar hastalıklarda bağışıklık yanıtı ve enflamatuvar süreçleri düzenlediği göstermiştir. Ek olarak bugün neredeyse 2 yıldır var olan Dünyada küresel pandemi ilan edilen COVİD-19 hastalığında dahi bozulan bağırsak mikrobiyota dengesinden bahsedilmektedir ve probiyotik desteğinin ve tedavisinin hastalığın şiddetini azalttığına yönelik kaynaklar mevcuttur” ifadelerini kullandı.
Acar “Buradan yola çıkarak güncel MS tedavilerin tam anlamıyla olumlu sonuç vermemesi, son yıllarda ortaya çıkan MS mikrobiyota ilişkisi ve hastalıkların tedavisinde ortaya atılan metabolomik yaklaşımlar göz önüne alındığında şalgam suyundan ilk defa izole edilen yerli, yeni bir probiyotik suşu olan Liquorilactobacillus nagelii AGA58 probiyotiğinin tedavi etkinliği, MS modeli oluşturulan farelerde MS tedavisinde kullanılan bir ilaç olan dimetil fumarat (DMF) ile karşılaştırmalı olarak çalışılacaktır. Tekrar belirtmek gerekirse bu projenin hedefi probiyotiğin terapötik ya da profilaktik etkisinin metabolizmanın beyni olarak görülen pentoz-fosfat yolağı üzerinden MS ilişkisini ve ilintili metabolom değişikliklerini belirleyerek MS için yeni bir teşhis ve tedavi ajanı geliştirilmesine öncü çalışmaları gerçekleştirmektir” dedi.
0 Yorum