Denizli Genç İş İnsanları Derneği’nin “Pamukkale de Dönüşüm Seninle Başlıyor” mottosu ile başlattığı fikir projesiyle kamuoyunun gündemine gelen “Pamukkale’deki dönüşüm” konusu hakkında açıklamada bulunan Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı Özlem Durdu Kabel “Mimarlar Odası olarak, Pamukkale Koruma bölgesine ait hikayenin, Pamukkale (Ecirli) köyünde yapılı çevre dönüşümü projesi ile devam etmesi girişiminin takipçisi olacağımızı bildiririz. Bu dönüşüm, oda olarak biz mimarların bilgi, birikim, deneyim ve geçmiş tecrübemizle zenginleşecektir. Bizler bu değişim sürecine kentteki tüm sivil toplum kuruluşları ile birlikte katkı sağlayacağımızı açıklıyor, Pamukkale’yi kentimizin turizmi adına dönüştürürken, Ecirli köylülerinin yaşam biçiminin de dönüşeceğinin farkında olarak, gerçekleşecek mimari ve kültürel dönüşümün seyircisi değil, etkin müdahil aktörü olacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz” ifadelerini kullandı.
Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı Özlem Durdu Kabel imzalı yazılı açıklamada Pamukkale’deki şimdi gelinen tüm safhalar ayrıntıları ile anlatıldı.. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kent ölçekli yerleşim birimlerinde, devleti temsil eden mülki amirlik dışındaki en önemli yönetim organ belediyedir. Belediyeleri önemli kılan ise Anayasal bir yaptırımla “Mahalli İdareler Seçimi Hakkında Kanun” ile göreve getirilmeleridir.
Ancak, günümüzde yerel yönetim tanımıyla ilk akla gelen belediye kurumları olsa da, başta meslek odaları olmak üzere dernekler, vakıflar ve benzeri sair kurumlar da sivil toplum kuruluşu (STK) sıfatıyla, sivil faaliyetlerle toplumsal fayda gözeten hizmet kurumlarıdır. En önemli ve ayırıcı özellikleri, hükümetler , siyasi partiler, mülki amirlikler ve diğer kamu kurumlarından bağımsız olarak faaliyet yürütmeleri ve bunu kamu yararı ilkesine bağlı olarak sürdürmeleridir.
Denizli Genç İş İnsanları Derneği (DEGİAD), Denizli kentinde kamu yararına çalışan sivil toplum kuruluşlarından birisidir. DEGİAD, “Pamukkale de Dönüşüm Seninle Başlıyor” mottosu ile yola çıkarak, Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Pamukkale Belediyesi'nin desteği ile Pamukkale’de bir sokağın kentsel ve mimari anlamda düzenlenip güzelleştirmesi temalı, ulusal çapta bir mimari fikir yarışması düzenlemiştir. Mimari fikir proje yarışması “Doğal, tarihi ve turistik potansiyellerinin tek başına Pamukkale’yi bir turizm destinasyonu haline getirmeye yetmediği, …misafirlerin bölgede daha fazla konaklamasını, Pamukkale’yi içselleştirmesini ve bu ziyaretin ardından şehrimizden büyük bir memnuniyetle ayrılmasını, ...insana dokunan, modern ve kaliteli yatırımların da yapılması”nı yarışmanın beklentileri içinde açıklamıştır.
PAMUKKALE VE HİERAPOLİS KORUMA KARARLARI
Travertenlerinin rengi dolayısıyla yaygın olarak Pamukkale adıyla bildiğimiz, en az 2500 yıllık Hierapolis antik kenti hinterlandındaki modern yerleşimleri de kapsayan turizm bölgesinde, uzun yıllardan beri çeşitli adlar altında yasal koruma kararları bulunmaktadır. Bu koruma kararlarının tarihi yeni olmayıp, çeşitli zorluklar aşılarak bugünkü konumlarını kazanmışlardır.
Antik kent ve Pamukkale sınırlarını belirleyen koruma amaçlı ilk karar, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 13.12.1980 tarih ve A-2587 sayılı kararıdır. Bu karar ile Hierapolis Antik Kenti I. Derece Arkeolojik ve 1. Derece Doğal Sit ilan edilmiştir. Bölge kültürel ve doğal değerleri, 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir. Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edilmesi ise 21.10.1990 tarihinde, 1990/117 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla gerçekleşmiştir. ÖÇK alanına Pamukkale (Ecirli) Akköy, Karahayıt, Develi, Yeniköy yerleşim alanları dahil edilmiştir.
Koruma bölgesi dahilinde yapılacak tüm projelendirme ve değişim faaliyetleri, yukarıda saydığımız koruma statülerini sağlayan kurul kararları ve ilgili bakanlık birimlerinin denetimlerine tabi olmak zorundadır.
PAMUKKALE TRAVERTENLERİNDE YAPILAŞMA SÜRECİ
Antik kent ve traverten çevresindeki yapılaşma, 1957 yılında Denizli İl Özel İdaresinin oluruyla inşa edilen derme çatma kulübeyle başlamıştır. Eski Eserler ve Anıtlar Kurulunun bilgisi dahilinde olan yapılaşma, sonraları suiistimal edilerek daha başka kulübelerin yapılmasıyla sonuçlanmış, sit alanı içinde ki ilk yapılaşma hikayesi böyle başlamıştır.
Daha sonra pek çok tartışmanın odağına yerleşecek olan özel ve tüzel kişilikli ruhsata sahip işletmelere ait otellerin hikayesi de 1960 yılından itibaren başlamaktadır. Bu yıllarda inşa edilen altı yapıdan üç tanesi tüzel kişilikli, diğer üçü özel nitelikli ruhsatlandırmaya sahiptir. Tüzel yapıların birisi Denizli Belediyesi tesisleri, birisi Denizli İl Özel İdaresine ait antik havuz çevresindeki otel, diğeri de Jandarma’ya ait yapıdır. Özel işletmeler ise Mistur, Koru ve Tusan otelleridir.
Otellerin inşası, kent halkının ilgisini Pamukkale travertenlerine toplamıştır. Oteller ve düğün-sünnet etkinlikleri için kullanılan otel salonları, kısa zamanda sorumsuzca sürdürülen mekânsal ve çevre kirlenmesine uğramış, yıllarca bu şekilde faaliyet göstermişlerdir. Travertenler turizme açılmış, konaklama sistemi traverten oluşumlarının tahribatına yol açmıştır. Travertenlerdeki yapılaşma yıllarını hatırlayanlar şimdi yaptıkları açıklamalarda, konuya ne kadar yanlış bir yaklaşım sergilediklerini anlatmaktadırlar. Saffet Emre Tonguç, “Pamukkale’deki otellerde 90’lara gelinceye kadar konaklarken pencereyi açınca travertenlerle karşılaşmanın o yıllarda iyi bir şey olduğunu düşünüyorduk. Ama şimdi ne kadar yanlış düşündüğümüzü fark ediyoruz” diyerek o yılları anmaktadır.
MİMARLAR ODASININ PAMUKKALE MÜCADELESİ
Mimarlar Odasının, Pamukkale’de kültürel ve doğal miras üzerindeki tahribatı tespit edişi ve bu duruma karşı mücadele başlatması 1980’li yıllara uzanmaktadır. Odanın konu ile ilgili görüşü, ören yeri ve travertenleri işgal eden tesislerin kaldırılıp, koruma alanı dışında başka bir bölgeye taşınması, kaldırılan oteller tarafından boşaltılan alanlarının antik kent ve travertenlerdeki doğal haline uygun olarak düzenlenmesi talebidir.
Mimarlar Odasının mücadelesinin elde ettiği en önemli kazanım, 1991 yılında Pamukkale Sempozyumu adı altında 3 gün devam eden bilimsel etkinliktir. Bu bir dizi toplantı, Pamukkale’nin oteller işgalinden kurtulmasının çıkış noktasıdır. Toplantıya katılan yaklaşık 40 kişilik etkin grubun arasında Arkeolog Ekrem Akurgal, Mimar Doğan Kuban, Mimar Cengiz Bektaş, Mimar Necati İnceoğlu, Mimar Oktay Ekinci, Yazar Aziz Nesin gibi tanınmış uluslararası aydın kişiler ile Turizm Bakanlığı, Kültür Bakanlığı yetkilileri, TÜRSAB başkanı ve yerel turizm temsilcileri yer almıştır. Üç gün devam eden sempozyum sonucunda otellerin yıkılması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır. Sonuç olarak 1996 yılında ilk yıkım işlemi belediye tesislerinde sembolik bir törenle başlamıştır.
Pamukkale’yi korumaya ait temel ilkeler 1991 yılında yapılan “Pamukkale Sempozyumu” ile belirlenmiştir. Pamukkale Koruma Geliştirme İmar Planı da aynı dönemde hazırlanmıştır. Ne var ki, bu plan travertenlerdeki yapılaşmayı ortadan kaldırmayı öngörmemiştir. Mimarlar Odası bu plana karşı çıkmış ve bakanlığın yıkım kararını uygulaması konusunda kamuoyunda ve kurumlar nezdinde itiraz sesini yükseltmiştir. Verilen mücadele sonucunda ilgili bakanlık yetkilileri yıkım kararını uygulamak zorunda kalmıştır.
2000’li yıllarda, Pamukkale Üniversitesi bünyesinde kurulan bir ekip, Cengiz Bektaş’ın danışmanlığı ve Mimar Ahmet Yoldaş’ın yürütücülüğünde, yıkılan oteller bölgesinin planlamasını gerçekleştirmiştir. Yapılan çalışma sonucu yıkılan otellerin bıraktığı alanlar için düzenleme önerileri hazırlanmış, beraberinde ilgili plan revize edilmiştir. Hazırlanan rekreasyon önerilerinin ise büyük bir bölümü uygulanmıştır. Daha sonra, ekibin “yerel yönetimin sürece katılması” önerisiyle planlama yönetimi Denizli İl Özel İdaresine devredilmiştir.
PAMUKKALE’NİN YEREL YÖNETİMLERDEN AYRILMASI
Denizli İl özel İdaresi tarafından yönetilen Pamukkale ve Hierapolis, giderek işletme idaresi düzeyine düşürülmüştür. 2012 yılına kadar konu “Pamukkale işletmesinin gelirlerinin bakanlıkla paylaşımı” savaşı olarak sürmüş, tüm çalışmalar bu yaklaşımla uygun olarak yapılmıştır. 6 Aralık 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Büyükşehir yasasından sonra o güne kadar sürdürülen Pamukkale mücadelesi sekteye uğramış ve giderek önemini yitirmiştir. Yasaya göre Denizli 2014 yılı itibariyle Büyükşehir olarak yönetilecek ve yasa gereği Denizli İl Özel İdaresi kapanacaktır. Özel idarenin demirbaş kamu mallarının önemli bir bölümü büyükşehire geçecek, Pamukkale idaresi ise bakanlık sorumluluğunda kalacaktır. Bu gelişmelerden sonra gelirlerin tasarruf hakkı bakanlığa ait olacağından, kamu adına hiçbir yetkili, Pamukkale konusunda görüş beyan etme gereği duymamıştır. 31 Aralık 2013 günü gecesi İl Özel İdare yetkilileri ve dönemin Denizli Valisi, Pamukkale ile ilgili tüm yönetimi Bakanlık temsilcilerine bırakmıştır. Yönetimin bakanlığa geçmesinden sonra ören yeri, antik havuz gişeleri ve tüm satış büfelerinin işletmesi, Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü (DÖSİM) tarafından, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ne (TÜRSAB) devredilmiştir.
Yukarıda kısaca tarihine değindiğimiz konu, Pamukkale’nin 50 yıllık hikayesinin yaklaşık dokuz yıl önceki finalidir. Bu hikayede yapılı çevre içindeki Pamukkale bulunmamaktadır.
PAMUKKALE YAPILI ÇEVREDE DÖNÜŞÜMÜN
AKTÖRLERİNDEN OLACAĞIZ!
Mimarlar Odası olarak, Pamukkale Koruma bölgesine ait özetlediğimiz hikayenin, Pamukkale (Ecirli) köyünde yapılı çevre dönüşümü projesi ile devam etmesi girişiminin takipçisi olacağımızı bildiririz. Bu dönüşüm, oda olarak biz mimarların bilgi, birikim, deneyim ve geçmiş tecrübemizle zenginleşecektir. Bizler bu değişim sürecine kentteki tüm sivil toplum kuruluşları ile birlikte katkı sağlayacağımızı açıklıyor, Pamukkale’yi kentimizin turizmi adına dönüştürürken, Ecirli köylülerinin yaşam biçiminin de dönüşeceğinin farkında olarak, gerçekleşecek mimari ve kültürel dönüşümün seyircisi değil, etkin müdahil aktörü olacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz”
Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı Özlem Durdu Kabel imzalı yazılı açıklamada Pamukkale’deki şimdi gelinen tüm safhalar ayrıntıları ile anlatıldı.. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kent ölçekli yerleşim birimlerinde, devleti temsil eden mülki amirlik dışındaki en önemli yönetim organ belediyedir. Belediyeleri önemli kılan ise Anayasal bir yaptırımla “Mahalli İdareler Seçimi Hakkında Kanun” ile göreve getirilmeleridir.
Ancak, günümüzde yerel yönetim tanımıyla ilk akla gelen belediye kurumları olsa da, başta meslek odaları olmak üzere dernekler, vakıflar ve benzeri sair kurumlar da sivil toplum kuruluşu (STK) sıfatıyla, sivil faaliyetlerle toplumsal fayda gözeten hizmet kurumlarıdır. En önemli ve ayırıcı özellikleri, hükümetler , siyasi partiler, mülki amirlikler ve diğer kamu kurumlarından bağımsız olarak faaliyet yürütmeleri ve bunu kamu yararı ilkesine bağlı olarak sürdürmeleridir.
Denizli Genç İş İnsanları Derneği (DEGİAD), Denizli kentinde kamu yararına çalışan sivil toplum kuruluşlarından birisidir. DEGİAD, “Pamukkale de Dönüşüm Seninle Başlıyor” mottosu ile yola çıkarak, Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Pamukkale Belediyesi'nin desteği ile Pamukkale’de bir sokağın kentsel ve mimari anlamda düzenlenip güzelleştirmesi temalı, ulusal çapta bir mimari fikir yarışması düzenlemiştir. Mimari fikir proje yarışması “Doğal, tarihi ve turistik potansiyellerinin tek başına Pamukkale’yi bir turizm destinasyonu haline getirmeye yetmediği, …misafirlerin bölgede daha fazla konaklamasını, Pamukkale’yi içselleştirmesini ve bu ziyaretin ardından şehrimizden büyük bir memnuniyetle ayrılmasını, ...insana dokunan, modern ve kaliteli yatırımların da yapılması”nı yarışmanın beklentileri içinde açıklamıştır.
PAMUKKALE VE HİERAPOLİS KORUMA KARARLARI
Travertenlerinin rengi dolayısıyla yaygın olarak Pamukkale adıyla bildiğimiz, en az 2500 yıllık Hierapolis antik kenti hinterlandındaki modern yerleşimleri de kapsayan turizm bölgesinde, uzun yıllardan beri çeşitli adlar altında yasal koruma kararları bulunmaktadır. Bu koruma kararlarının tarihi yeni olmayıp, çeşitli zorluklar aşılarak bugünkü konumlarını kazanmışlardır.
Antik kent ve Pamukkale sınırlarını belirleyen koruma amaçlı ilk karar, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 13.12.1980 tarih ve A-2587 sayılı kararıdır. Bu karar ile Hierapolis Antik Kenti I. Derece Arkeolojik ve 1. Derece Doğal Sit ilan edilmiştir. Bölge kültürel ve doğal değerleri, 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir. Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edilmesi ise 21.10.1990 tarihinde, 1990/117 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla gerçekleşmiştir. ÖÇK alanına Pamukkale (Ecirli) Akköy, Karahayıt, Develi, Yeniköy yerleşim alanları dahil edilmiştir.
Koruma bölgesi dahilinde yapılacak tüm projelendirme ve değişim faaliyetleri, yukarıda saydığımız koruma statülerini sağlayan kurul kararları ve ilgili bakanlık birimlerinin denetimlerine tabi olmak zorundadır.
PAMUKKALE TRAVERTENLERİNDE YAPILAŞMA SÜRECİ
Antik kent ve traverten çevresindeki yapılaşma, 1957 yılında Denizli İl Özel İdaresinin oluruyla inşa edilen derme çatma kulübeyle başlamıştır. Eski Eserler ve Anıtlar Kurulunun bilgisi dahilinde olan yapılaşma, sonraları suiistimal edilerek daha başka kulübelerin yapılmasıyla sonuçlanmış, sit alanı içinde ki ilk yapılaşma hikayesi böyle başlamıştır.
Daha sonra pek çok tartışmanın odağına yerleşecek olan özel ve tüzel kişilikli ruhsata sahip işletmelere ait otellerin hikayesi de 1960 yılından itibaren başlamaktadır. Bu yıllarda inşa edilen altı yapıdan üç tanesi tüzel kişilikli, diğer üçü özel nitelikli ruhsatlandırmaya sahiptir. Tüzel yapıların birisi Denizli Belediyesi tesisleri, birisi Denizli İl Özel İdaresine ait antik havuz çevresindeki otel, diğeri de Jandarma’ya ait yapıdır. Özel işletmeler ise Mistur, Koru ve Tusan otelleridir.
Otellerin inşası, kent halkının ilgisini Pamukkale travertenlerine toplamıştır. Oteller ve düğün-sünnet etkinlikleri için kullanılan otel salonları, kısa zamanda sorumsuzca sürdürülen mekânsal ve çevre kirlenmesine uğramış, yıllarca bu şekilde faaliyet göstermişlerdir. Travertenler turizme açılmış, konaklama sistemi traverten oluşumlarının tahribatına yol açmıştır. Travertenlerdeki yapılaşma yıllarını hatırlayanlar şimdi yaptıkları açıklamalarda, konuya ne kadar yanlış bir yaklaşım sergilediklerini anlatmaktadırlar. Saffet Emre Tonguç, “Pamukkale’deki otellerde 90’lara gelinceye kadar konaklarken pencereyi açınca travertenlerle karşılaşmanın o yıllarda iyi bir şey olduğunu düşünüyorduk. Ama şimdi ne kadar yanlış düşündüğümüzü fark ediyoruz” diyerek o yılları anmaktadır.
MİMARLAR ODASININ PAMUKKALE MÜCADELESİ
Mimarlar Odasının, Pamukkale’de kültürel ve doğal miras üzerindeki tahribatı tespit edişi ve bu duruma karşı mücadele başlatması 1980’li yıllara uzanmaktadır. Odanın konu ile ilgili görüşü, ören yeri ve travertenleri işgal eden tesislerin kaldırılıp, koruma alanı dışında başka bir bölgeye taşınması, kaldırılan oteller tarafından boşaltılan alanlarının antik kent ve travertenlerdeki doğal haline uygun olarak düzenlenmesi talebidir.
Mimarlar Odasının mücadelesinin elde ettiği en önemli kazanım, 1991 yılında Pamukkale Sempozyumu adı altında 3 gün devam eden bilimsel etkinliktir. Bu bir dizi toplantı, Pamukkale’nin oteller işgalinden kurtulmasının çıkış noktasıdır. Toplantıya katılan yaklaşık 40 kişilik etkin grubun arasında Arkeolog Ekrem Akurgal, Mimar Doğan Kuban, Mimar Cengiz Bektaş, Mimar Necati İnceoğlu, Mimar Oktay Ekinci, Yazar Aziz Nesin gibi tanınmış uluslararası aydın kişiler ile Turizm Bakanlığı, Kültür Bakanlığı yetkilileri, TÜRSAB başkanı ve yerel turizm temsilcileri yer almıştır. Üç gün devam eden sempozyum sonucunda otellerin yıkılması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır. Sonuç olarak 1996 yılında ilk yıkım işlemi belediye tesislerinde sembolik bir törenle başlamıştır.
Pamukkale’yi korumaya ait temel ilkeler 1991 yılında yapılan “Pamukkale Sempozyumu” ile belirlenmiştir. Pamukkale Koruma Geliştirme İmar Planı da aynı dönemde hazırlanmıştır. Ne var ki, bu plan travertenlerdeki yapılaşmayı ortadan kaldırmayı öngörmemiştir. Mimarlar Odası bu plana karşı çıkmış ve bakanlığın yıkım kararını uygulaması konusunda kamuoyunda ve kurumlar nezdinde itiraz sesini yükseltmiştir. Verilen mücadele sonucunda ilgili bakanlık yetkilileri yıkım kararını uygulamak zorunda kalmıştır.
2000’li yıllarda, Pamukkale Üniversitesi bünyesinde kurulan bir ekip, Cengiz Bektaş’ın danışmanlığı ve Mimar Ahmet Yoldaş’ın yürütücülüğünde, yıkılan oteller bölgesinin planlamasını gerçekleştirmiştir. Yapılan çalışma sonucu yıkılan otellerin bıraktığı alanlar için düzenleme önerileri hazırlanmış, beraberinde ilgili plan revize edilmiştir. Hazırlanan rekreasyon önerilerinin ise büyük bir bölümü uygulanmıştır. Daha sonra, ekibin “yerel yönetimin sürece katılması” önerisiyle planlama yönetimi Denizli İl Özel İdaresine devredilmiştir.
PAMUKKALE’NİN YEREL YÖNETİMLERDEN AYRILMASI
Denizli İl özel İdaresi tarafından yönetilen Pamukkale ve Hierapolis, giderek işletme idaresi düzeyine düşürülmüştür. 2012 yılına kadar konu “Pamukkale işletmesinin gelirlerinin bakanlıkla paylaşımı” savaşı olarak sürmüş, tüm çalışmalar bu yaklaşımla uygun olarak yapılmıştır. 6 Aralık 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Büyükşehir yasasından sonra o güne kadar sürdürülen Pamukkale mücadelesi sekteye uğramış ve giderek önemini yitirmiştir. Yasaya göre Denizli 2014 yılı itibariyle Büyükşehir olarak yönetilecek ve yasa gereği Denizli İl Özel İdaresi kapanacaktır. Özel idarenin demirbaş kamu mallarının önemli bir bölümü büyükşehire geçecek, Pamukkale idaresi ise bakanlık sorumluluğunda kalacaktır. Bu gelişmelerden sonra gelirlerin tasarruf hakkı bakanlığa ait olacağından, kamu adına hiçbir yetkili, Pamukkale konusunda görüş beyan etme gereği duymamıştır. 31 Aralık 2013 günü gecesi İl Özel İdare yetkilileri ve dönemin Denizli Valisi, Pamukkale ile ilgili tüm yönetimi Bakanlık temsilcilerine bırakmıştır. Yönetimin bakanlığa geçmesinden sonra ören yeri, antik havuz gişeleri ve tüm satış büfelerinin işletmesi, Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü (DÖSİM) tarafından, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ne (TÜRSAB) devredilmiştir.
Yukarıda kısaca tarihine değindiğimiz konu, Pamukkale’nin 50 yıllık hikayesinin yaklaşık dokuz yıl önceki finalidir. Bu hikayede yapılı çevre içindeki Pamukkale bulunmamaktadır.
PAMUKKALE YAPILI ÇEVREDE DÖNÜŞÜMÜN
AKTÖRLERİNDEN OLACAĞIZ!
Mimarlar Odası olarak, Pamukkale Koruma bölgesine ait özetlediğimiz hikayenin, Pamukkale (Ecirli) köyünde yapılı çevre dönüşümü projesi ile devam etmesi girişiminin takipçisi olacağımızı bildiririz. Bu dönüşüm, oda olarak biz mimarların bilgi, birikim, deneyim ve geçmiş tecrübemizle zenginleşecektir. Bizler bu değişim sürecine kentteki tüm sivil toplum kuruluşları ile birlikte katkı sağlayacağımızı açıklıyor, Pamukkale’yi kentimizin turizmi adına dönüştürürken, Ecirli köylülerinin yaşam biçiminin de dönüşeceğinin farkında olarak, gerçekleşecek mimari ve kültürel dönüşümün seyircisi değil, etkin müdahil aktörü olacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz”
0 Yorum