Baltalı Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deniz Baltalı, kadın istihdamına dikkat çekerek “Türkiye geneli hazır giyim ve tekstil sektöründeki kadın istihdam oranının 2020 yılı itibarıyla yüzde 55 olduğu açıklandı. Bu rakamın pandemi sonrası ihracatta artış nedeniyle artması bekleniyor. Zira artması da yerinde olacaktır. Kadınlar annedir, eştir, evlattır, kardeştir. İş hayatında aktif olan kadın; çocuklarına daha bilinçli yaklaşır, kısıtlı beraber olduğu vakti daha kıymetli kullanır” dedi.
“Profesyonel iş hayatında aktif olarak çalışmalarını sürdüren Deniz Baltalı; bugün hem Denizli’de hem de Türk tekstil sektöründe pek çok kadına çalışma kültürü ve özverisiyle örnek oluyor. Baltalı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Derya Baltalı’nın kurduğu sistemi ve ondan aldığı vizyonu daha ilerilere taşımak için var gücüyle çalışıyor. Grup bünyesinde enerji, turizm, inşaat ve sigortacılık gibi sektörlerde faaliyet gösterilse de grubun amiral gemisinin tekstil olduğunu ifade eden Deniz Baltalı ile görüştük. Denizli’de “Sıfır Atık” belgesini alan tekstil sektöründeki ilk firma olan Deniz Tekstil de dahil olmak üzere pandemi koşullarında değişen çalışma kültürünü, kadınların iş hayatındaki yerini ve ihracat yapılanmasını konu edindik.
Deniz Hanım, iş hayatında oldukça aktif olarak görev alıyorsunuz. Profesyonel olarak iş hayatına nasıl başladınız?
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünden mezun oldum. Üniversiteyi bitirir bitirmez iş hayatında çalışmaya başladım. 2003 yılının yaz aylarından itibaren fabrikada farklı departmanlarda sorumluluk aldım. Baltalı Grup bünyesinde müşteri temsilciliği yaparak profesyonel iş yaşamına adım attım. Daha sonra sırasıyla satınalma ve finans departmanlarında çalıştım.
Farklı departmanlarda çalışma süreci nasıl gelişti?
Giyim ve moda sektörüne olan ilgim küçük yaşlardan beri vardı ve fabrikada da çalışınca bu konuya olan merakım biraz daha ön plana çıktı. Farklı departmanlarda sorumluluk almak ise hem sektörü hem işletmeyi hem de çalışanlarımızı daha yakından tanımam için büyük bir fırsat oldu. Böylelikle iş hayatına çok daha hızlı ve kolay adapte oldum. Farklı departmanlarda çalışarak pek çok konu hakkında bilgi edindim.
Tekstil sektörü kadın çalışan istihdamına en fazla katkı sağlayan sektörlerin başında geliyor ancak bildiğimiz kadarıyla Baltalı Group bünyesinde istihdamın yarısından fazlasını kadınlar oluşturuyor… Kadınların iş gücüne katılımı konusunda neler söylemek istersiniz?
Baltalı Grup olarak çalışanlarımızın yüzde 65’ini kadınlar oluşturuyor. Her geçen gün onların iş hayatında katılımını artırıp, yeteneklerine değer katarak pozisyonlarını yükseltmeye çalışmak şirketimizdeki en önemli amaçlarımız arasında yer alıyor. Kadınların sosyal hayattaki yerini sağlamlaştırmak ve kendilerine olan özgüvenini arttırmak gerekiyor. Kadınlar ancak iş hayatında daha aktif katılım gösterdikleri takdirde topluma faydalı, ailesine karşı ise daha fazla bilinçli ve sorumluluk sahibi bireyler olabilirler. Bununla beraber kadınlar, doğuştan gelen becerilere sahiptir. Örneğin kadınlar olaylara farklı açılardan bakıp, birçok sorumluluğu üstlenebilecek yetilere haiz. Pek çok konuda da duygusal ve pratik zekâları yüksek. Dolayısıyla kadınların Türkiye ekonomisine katkıları ve iş hayatındaki yerleri bu açıdan bakıldığında son derece önem teşkil ediyor.
Siz bildiğimiz kadarıyla 7/24 çalışıyorsunuz… Tavas’ta açılan konfeksiyon fabrikası için her Pazar İstanbul’dan Denizli’ye bizzat gittiğinizi biliyoruz. Hem iş hem özel hayatınızı bu tempoyla sürdürmek yorucu olmuyor mu?
Yoğun bir iş temposuyla çalıştığım doğru. Fakat beni yoran aslında iş hayatı değil, şehir dışında çalışan bir anne olmak. İki oğlum var; büyük olanı 13, küçük ise 10 yaşında. Ancak onlar bu yaşa gelene kadar vicdani anlamda çok huzursuzluk yaşadım. Bunu yalnızca benim gibi şehir dışında çalışan ya da akşam çocuğunun yanında olamayan anneler anlayabilir. Biz aslında Baltalı Grup olarak 5 bin kişiden oluşan büyük bir aileyiz. Sorumluluklarımı hep bu bilinçle yerine getirdim. Fakat ekstra yoğun olduğumuz dönemlerde, bazen çocuklarım “Bütün çocukların anneleri yanlarında ama sen yoksun...” dedikleri zaman üzülüyorum. Örneğin Tavas’ta açtığımız konfeksiyon fabrikasında da buna benzer durumlar yaşadım. Bir sabah havalimanına gitmek için evden çıkmaya hazırlanıyorken çocuklarım 42 Denizli İhracatçılar Birliği / 2021 Kasım öyle çok ağladı ki pijamalarının üstüne montlarını giydirdim ve havalimanına kadar beraber gittik. Yol boyunca onlara sarılıp, neden gitmem gerektiğini anlatmaya çalıştım. Sonra araçtan inip, onları eve uğurlayıp, uçağa bindim ve Denizli’ye geldim. Bunlar bir anı olarak kalacak ve ileri de çocuklarım bu yaptığımız fedakarlıkların önemini anlayacak diye düşünüyorum. Bir taraftan da sözünü ettiğim bu vicdani rahatsızlık, haliyle beni her konuda fazlaca anlayışlı bir birey yapıyor. Evet annelik kimliğimle bazen taviz vermede ya da kural koymada zorlansam da bu hem onların iyiliği hem de şirketimizin geleceği için yaşanmak durumunda.
Anlattıklarınız gerçekten zor ancak bir yandan da istihdam yaratarak pek çok ailenin yaşamına dokunuyorsunuz… Peki, ülkemizde kadınların iş hayatında daha aktif olmasının Türk ekonomisine olan katkılarından bahseder misiniz?
Türkiye’de kadınlar iş hayatında maalesef henüz erkekler kadar aktif değil. Ancak bunun dengede olması için tekstil sektörünün önemli bir ivmelenme yarattığı yadsınamaz. Türkiye geneli hazır giyim ve tekstil sektöründeki kadın istihdam oranının 2020 yılı itibarıyla yüzde 55 olduğu açıklandı. Bu rakamın pandemi sonrası ihracatta artış nedeniyle artması bekleniyor. Zira artması da yerinde olacaktır. Kadınlar annedir, eştir, evlattır, kardeştir. İş hayatında aktif olan kadın; çocuklarına daha bilinçli yaklaşır, kısıtlı beraber olduğu vakti daha kıymetli kullanır. Aile sorumluluğunu eşiyle üstlendiğinde onu anlaması, sorunları beraber çözümlemesi mümkün olur. Anne ve babasına varsa kardeşlerine yol gösterici ve destek olur, evlendiğinde de evlatları olmaya devam eder.
Deniz Tekstil bünyesinde çalışanlarınızla bir aile olmak sizler için önemli… Bu konu hakkındaki hassasiyetiniz ve bakış açınızı öğrenebilir miyiz?
Hepimiz birbirimize ihtiyacımız olduğu bilinciyle çalışıyoruz. Sahip olduğum imkânlarda onların emeği bulunuyor. Planlarımız, çocuklarımızın geleceği için kurduğumuz hayallerimiz var. Onlarla emek vermek, ekibin bir parçası olmak, sorunlara beraber çözüm bulmaya çalışmak, fikirlerine değer vermek benim onlara duyduğum sevgi ve saygının sonucudur. Biz birlikte bir aileyiz, biz birlikte güçlüyüz.
Avrupa’nın önemli firmalarına Baltalı Group bünyesinde Hürsan Havlu Sanayi ve Deniz Tekstil üzerinden ihracat gerçekleştiriyorsunuz. Geçen yıldan bu yana devam eden pandemi ile beraber yeni bir şekillenme yaşadınız mı? Pandemi firmanızın satış ve pazarlama tarafına nasıl etki etti?
Hürsan olarak ihracatımızı Intermondial ve Hürsan, Deniz Tekstil olarak ihracatımızı Alper Dış Ticaret ve Deniz Tekstil üzerinden yapıyoruz. Pandemi ile beraber herkes gibi önce ciddi bir endişe yaşadık. Sipariş iptallerimiz söz konusu oldu. Sistem, Türkiye ve dünyada yavaş yavaş da olsa toparlanmaya başlayıp; mağazaların açılması mümkün hâle gelince yeni pazarlama yolları aramaya başladık. Daha önce kimsenin ihtiyaç duymadığı dijital toplantı odaları, sanal showroom ziyaretleri gibi alternatif çözümler; bugün hayatımızın rutin bir parçası hâline geldi. Yüz yüze toplantıların sıcaklığı ve samimiyeti tabii ki çok ayrı ancak toplantıya katılmak için şehir değiştirme zorunlulukları, pazarlama masraflarının azalması gibi gerekçeler bu dijital ortamları hayatımızda sürekli kılacak kanaatindeyim.
Sektörün artan değerlerine ve yükselen rakamlarına rağmen büyük oranda bir dışa bağımlılık da söz konusu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Artık ülkemizdeki tarım alanlarının maalesef çok azı pamuk ekimi için kullanılıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörü için belirtmem gerekirse ihtiyacımız olan pamuğun iki bölü üçünü ithal etmek durumundayız. Uzak Doğu’daki enerji krizi başta olmak üzere dünya ticaretindeki sıkıntılar ve pandemi sebebiyle Türkiye pazarına yönlenen çok sayıda sipariş var ancak siparişleri üretecek pamuğu bulmakta üretici firmalar zorlanıyor. Doların yükselmesiyle boyahanelerin ithal ettiği boya fiyatları arttı. Enerji fiyatlarındaki artışı da eklemek gerek… euro/dolar paritesinin düşük olması ham madde bulabilen üreticinin kâr marjının da düşmesine yol açıyor.
Çevre konusuna da değinmek istiyoruz. Deniz Tekstil, Denizli’de “Sıfır Atık” belgesini alan tekstil sektöründeki ilk firma oldu. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Çevre dostu ve sürdürülebilir üretim esaslarına dayanan üretim ve yönetim anlayışı ile çalışan boyahanemiz, sıfır Atık Belgesi’ni 3 Aralık 2020 tarihinde aldı. 2019 yılında oluşan atıkların geri dönüşüm ve kazanıma gitmesiyle beraber 600 adet ağacın kesilmesi önlenirken; 1 milyon metreküp su tasarrufu, 300 bin kwh elektrik enerjisi tasarrufu sağlandı. Bunun dışında iplik örgü ve konfeksiyonlarımızda tekstil atıkları için de farklı projeler içinde yer alıyor, atıkların geri kazanımıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Baltalı Grup olarak aslında yalnızca tekstil değil; enerji, inşaat gibi alanlarda da faaliyetleriniz oluyor. Gelecek dönemde sizleri diğer sektörlerde de aktif olarak görecek miyiz?
Baltalı Grup olarak bahsettiğiniz gibi enerji, turizm, inşaat ve sigortacılık gibi sektörlerde de aktif olarak faaliyet gösteriyoruz. Ancak biz bu hikâyeye tekstil ile başladık. Tekstil firmalarımız, tüm bu grupların amiral gemisidir. Ondan elde ettiğimiz kazançlarla farklı sektörlere yatırım yapma imkânı bulduk. Benim önceliğim ise bu sektördeki gücümüzü artırmaya yönelik olacaktır.
Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir?
Derya Baltalı’nın kurduğu sistemi ve ondan aldığım vizyonu kendi becerilerimle birleştirip, Baltalı Grup adına görev ve sorumluluklarımı öncelikle büyük ailem yani firmalarımız, sonrasında şehrimiz ve ülkemiz adına elimden geldiğince iyi bir şekilde yerine getirmek ve grubumuzu daha iyi noktalara taşımaktır” (Kaynak: DENİB Aktüel…)
“Profesyonel iş hayatında aktif olarak çalışmalarını sürdüren Deniz Baltalı; bugün hem Denizli’de hem de Türk tekstil sektöründe pek çok kadına çalışma kültürü ve özverisiyle örnek oluyor. Baltalı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Derya Baltalı’nın kurduğu sistemi ve ondan aldığı vizyonu daha ilerilere taşımak için var gücüyle çalışıyor. Grup bünyesinde enerji, turizm, inşaat ve sigortacılık gibi sektörlerde faaliyet gösterilse de grubun amiral gemisinin tekstil olduğunu ifade eden Deniz Baltalı ile görüştük. Denizli’de “Sıfır Atık” belgesini alan tekstil sektöründeki ilk firma olan Deniz Tekstil de dahil olmak üzere pandemi koşullarında değişen çalışma kültürünü, kadınların iş hayatındaki yerini ve ihracat yapılanmasını konu edindik.
Deniz Hanım, iş hayatında oldukça aktif olarak görev alıyorsunuz. Profesyonel olarak iş hayatına nasıl başladınız?
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünden mezun oldum. Üniversiteyi bitirir bitirmez iş hayatında çalışmaya başladım. 2003 yılının yaz aylarından itibaren fabrikada farklı departmanlarda sorumluluk aldım. Baltalı Grup bünyesinde müşteri temsilciliği yaparak profesyonel iş yaşamına adım attım. Daha sonra sırasıyla satınalma ve finans departmanlarında çalıştım.
Farklı departmanlarda çalışma süreci nasıl gelişti?
Giyim ve moda sektörüne olan ilgim küçük yaşlardan beri vardı ve fabrikada da çalışınca bu konuya olan merakım biraz daha ön plana çıktı. Farklı departmanlarda sorumluluk almak ise hem sektörü hem işletmeyi hem de çalışanlarımızı daha yakından tanımam için büyük bir fırsat oldu. Böylelikle iş hayatına çok daha hızlı ve kolay adapte oldum. Farklı departmanlarda çalışarak pek çok konu hakkında bilgi edindim.
Tekstil sektörü kadın çalışan istihdamına en fazla katkı sağlayan sektörlerin başında geliyor ancak bildiğimiz kadarıyla Baltalı Group bünyesinde istihdamın yarısından fazlasını kadınlar oluşturuyor… Kadınların iş gücüne katılımı konusunda neler söylemek istersiniz?
Baltalı Grup olarak çalışanlarımızın yüzde 65’ini kadınlar oluşturuyor. Her geçen gün onların iş hayatında katılımını artırıp, yeteneklerine değer katarak pozisyonlarını yükseltmeye çalışmak şirketimizdeki en önemli amaçlarımız arasında yer alıyor. Kadınların sosyal hayattaki yerini sağlamlaştırmak ve kendilerine olan özgüvenini arttırmak gerekiyor. Kadınlar ancak iş hayatında daha aktif katılım gösterdikleri takdirde topluma faydalı, ailesine karşı ise daha fazla bilinçli ve sorumluluk sahibi bireyler olabilirler. Bununla beraber kadınlar, doğuştan gelen becerilere sahiptir. Örneğin kadınlar olaylara farklı açılardan bakıp, birçok sorumluluğu üstlenebilecek yetilere haiz. Pek çok konuda da duygusal ve pratik zekâları yüksek. Dolayısıyla kadınların Türkiye ekonomisine katkıları ve iş hayatındaki yerleri bu açıdan bakıldığında son derece önem teşkil ediyor.
Siz bildiğimiz kadarıyla 7/24 çalışıyorsunuz… Tavas’ta açılan konfeksiyon fabrikası için her Pazar İstanbul’dan Denizli’ye bizzat gittiğinizi biliyoruz. Hem iş hem özel hayatınızı bu tempoyla sürdürmek yorucu olmuyor mu?
Yoğun bir iş temposuyla çalıştığım doğru. Fakat beni yoran aslında iş hayatı değil, şehir dışında çalışan bir anne olmak. İki oğlum var; büyük olanı 13, küçük ise 10 yaşında. Ancak onlar bu yaşa gelene kadar vicdani anlamda çok huzursuzluk yaşadım. Bunu yalnızca benim gibi şehir dışında çalışan ya da akşam çocuğunun yanında olamayan anneler anlayabilir. Biz aslında Baltalı Grup olarak 5 bin kişiden oluşan büyük bir aileyiz. Sorumluluklarımı hep bu bilinçle yerine getirdim. Fakat ekstra yoğun olduğumuz dönemlerde, bazen çocuklarım “Bütün çocukların anneleri yanlarında ama sen yoksun...” dedikleri zaman üzülüyorum. Örneğin Tavas’ta açtığımız konfeksiyon fabrikasında da buna benzer durumlar yaşadım. Bir sabah havalimanına gitmek için evden çıkmaya hazırlanıyorken çocuklarım 42 Denizli İhracatçılar Birliği / 2021 Kasım öyle çok ağladı ki pijamalarının üstüne montlarını giydirdim ve havalimanına kadar beraber gittik. Yol boyunca onlara sarılıp, neden gitmem gerektiğini anlatmaya çalıştım. Sonra araçtan inip, onları eve uğurlayıp, uçağa bindim ve Denizli’ye geldim. Bunlar bir anı olarak kalacak ve ileri de çocuklarım bu yaptığımız fedakarlıkların önemini anlayacak diye düşünüyorum. Bir taraftan da sözünü ettiğim bu vicdani rahatsızlık, haliyle beni her konuda fazlaca anlayışlı bir birey yapıyor. Evet annelik kimliğimle bazen taviz vermede ya da kural koymada zorlansam da bu hem onların iyiliği hem de şirketimizin geleceği için yaşanmak durumunda.
Anlattıklarınız gerçekten zor ancak bir yandan da istihdam yaratarak pek çok ailenin yaşamına dokunuyorsunuz… Peki, ülkemizde kadınların iş hayatında daha aktif olmasının Türk ekonomisine olan katkılarından bahseder misiniz?
Türkiye’de kadınlar iş hayatında maalesef henüz erkekler kadar aktif değil. Ancak bunun dengede olması için tekstil sektörünün önemli bir ivmelenme yarattığı yadsınamaz. Türkiye geneli hazır giyim ve tekstil sektöründeki kadın istihdam oranının 2020 yılı itibarıyla yüzde 55 olduğu açıklandı. Bu rakamın pandemi sonrası ihracatta artış nedeniyle artması bekleniyor. Zira artması da yerinde olacaktır. Kadınlar annedir, eştir, evlattır, kardeştir. İş hayatında aktif olan kadın; çocuklarına daha bilinçli yaklaşır, kısıtlı beraber olduğu vakti daha kıymetli kullanır. Aile sorumluluğunu eşiyle üstlendiğinde onu anlaması, sorunları beraber çözümlemesi mümkün olur. Anne ve babasına varsa kardeşlerine yol gösterici ve destek olur, evlendiğinde de evlatları olmaya devam eder.
Deniz Tekstil bünyesinde çalışanlarınızla bir aile olmak sizler için önemli… Bu konu hakkındaki hassasiyetiniz ve bakış açınızı öğrenebilir miyiz?
Hepimiz birbirimize ihtiyacımız olduğu bilinciyle çalışıyoruz. Sahip olduğum imkânlarda onların emeği bulunuyor. Planlarımız, çocuklarımızın geleceği için kurduğumuz hayallerimiz var. Onlarla emek vermek, ekibin bir parçası olmak, sorunlara beraber çözüm bulmaya çalışmak, fikirlerine değer vermek benim onlara duyduğum sevgi ve saygının sonucudur. Biz birlikte bir aileyiz, biz birlikte güçlüyüz.
Avrupa’nın önemli firmalarına Baltalı Group bünyesinde Hürsan Havlu Sanayi ve Deniz Tekstil üzerinden ihracat gerçekleştiriyorsunuz. Geçen yıldan bu yana devam eden pandemi ile beraber yeni bir şekillenme yaşadınız mı? Pandemi firmanızın satış ve pazarlama tarafına nasıl etki etti?
Hürsan olarak ihracatımızı Intermondial ve Hürsan, Deniz Tekstil olarak ihracatımızı Alper Dış Ticaret ve Deniz Tekstil üzerinden yapıyoruz. Pandemi ile beraber herkes gibi önce ciddi bir endişe yaşadık. Sipariş iptallerimiz söz konusu oldu. Sistem, Türkiye ve dünyada yavaş yavaş da olsa toparlanmaya başlayıp; mağazaların açılması mümkün hâle gelince yeni pazarlama yolları aramaya başladık. Daha önce kimsenin ihtiyaç duymadığı dijital toplantı odaları, sanal showroom ziyaretleri gibi alternatif çözümler; bugün hayatımızın rutin bir parçası hâline geldi. Yüz yüze toplantıların sıcaklığı ve samimiyeti tabii ki çok ayrı ancak toplantıya katılmak için şehir değiştirme zorunlulukları, pazarlama masraflarının azalması gibi gerekçeler bu dijital ortamları hayatımızda sürekli kılacak kanaatindeyim.
Sektörün artan değerlerine ve yükselen rakamlarına rağmen büyük oranda bir dışa bağımlılık da söz konusu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Artık ülkemizdeki tarım alanlarının maalesef çok azı pamuk ekimi için kullanılıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörü için belirtmem gerekirse ihtiyacımız olan pamuğun iki bölü üçünü ithal etmek durumundayız. Uzak Doğu’daki enerji krizi başta olmak üzere dünya ticaretindeki sıkıntılar ve pandemi sebebiyle Türkiye pazarına yönlenen çok sayıda sipariş var ancak siparişleri üretecek pamuğu bulmakta üretici firmalar zorlanıyor. Doların yükselmesiyle boyahanelerin ithal ettiği boya fiyatları arttı. Enerji fiyatlarındaki artışı da eklemek gerek… euro/dolar paritesinin düşük olması ham madde bulabilen üreticinin kâr marjının da düşmesine yol açıyor.
Çevre konusuna da değinmek istiyoruz. Deniz Tekstil, Denizli’de “Sıfır Atık” belgesini alan tekstil sektöründeki ilk firma oldu. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Çevre dostu ve sürdürülebilir üretim esaslarına dayanan üretim ve yönetim anlayışı ile çalışan boyahanemiz, sıfır Atık Belgesi’ni 3 Aralık 2020 tarihinde aldı. 2019 yılında oluşan atıkların geri dönüşüm ve kazanıma gitmesiyle beraber 600 adet ağacın kesilmesi önlenirken; 1 milyon metreküp su tasarrufu, 300 bin kwh elektrik enerjisi tasarrufu sağlandı. Bunun dışında iplik örgü ve konfeksiyonlarımızda tekstil atıkları için de farklı projeler içinde yer alıyor, atıkların geri kazanımıyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Baltalı Grup olarak aslında yalnızca tekstil değil; enerji, inşaat gibi alanlarda da faaliyetleriniz oluyor. Gelecek dönemde sizleri diğer sektörlerde de aktif olarak görecek miyiz?
Baltalı Grup olarak bahsettiğiniz gibi enerji, turizm, inşaat ve sigortacılık gibi sektörlerde de aktif olarak faaliyet gösteriyoruz. Ancak biz bu hikâyeye tekstil ile başladık. Tekstil firmalarımız, tüm bu grupların amiral gemisidir. Ondan elde ettiğimiz kazançlarla farklı sektörlere yatırım yapma imkânı bulduk. Benim önceliğim ise bu sektördeki gücümüzü artırmaya yönelik olacaktır.
Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir?
Derya Baltalı’nın kurduğu sistemi ve ondan aldığım vizyonu kendi becerilerimle birleştirip, Baltalı Grup adına görev ve sorumluluklarımı öncelikle büyük ailem yani firmalarımız, sonrasında şehrimiz ve ülkemiz adına elimden geldiğince iyi bir şekilde yerine getirmek ve grubumuzu daha iyi noktalara taşımaktır” (Kaynak: DENİB Aktüel…)
0 Yorum