EKONOMİ

HALİL AKİ, 55 YILDIR ÇELİĞE SANAT KATIYOR

HALİL AKİ, 55 YILDIR ÇELİĞE SANAT KATIYOR
Yayına başladığı günden bu yana gündem yaratan programları ile Denizli’de ses getiren Denizli Metropol’de Arif Zor ile “Nasıl Başardım?” programının ikinci bölümü yayınlandı. İkinci bölümün konuğu Aki Çelik Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Halil Aki oldu.

ÖZEL HABER
1 Haziran tarihinde test yayınlarına başlayan 20 Temmuz’dan bu yana ise farklı formatı, canlı haber bültenleri ve canlı yayın ve programlarıyla Denizli’de gündem yaratan Denizli Metropol yepyeni bir programı daha siz Denizlililerle buluşturdu. On beş günde bir Pazartesi akşamları saat 21.30’da Denizli Metropol’de yayınlanan Arif Zor ile “Nasıl Başardım?” programının ikinci bölümü yayınlandı. Denizli’de iş dünyasının önemli değerlerinin kendileriyle ilgili bilinmeyenleri ve başarı hikayelerini anlattığı ve Denizli Metropol Kurucusu Arif Zor’un hazırlayıp sunduğu çekimlerini ise Denizli Metropol Prodüksiyon’un yaptığı “Nasıl Başardım?” programının ikinci bölümünün konuğu Aki Çelik Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Halil Aki oldu.

İŞTE O ÇOK ÖZEL RÖPORTAJ:

ARİF ZOR: Denizli Metropol’de Nasıl Başardım? Programında 55 yıldır demire sanat katan Aki Çelik’te Aki Çelik Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Halil Aki ile birlikteyiz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

HALİL AKİ: Merhaba. Ben 1943 yılında Göveçlik’te doğdum. İlkokul ve ortaokulu bitirdikten sonra Denizli’ye göç ettik. Ortaokuldan sonra demirci çırağı olarak çalışmaya başladım. Çocukluğum demir işinde geçti. Aslında demircilikle hiç ilgim yoktu. Göveçlik’te biz dokumacıydık. Orada kalsak belki dokumacılık yapardık. Ağabeyim Hüseyin Aki Denizli’ye demircilik yapmaya gelmişti. Elindeki belge ile kalfa olarak başladı. Almanya’ya yazıldı oraya çalışmaya gidecekti, beklerken demirciliğe başladı. Bende ne yapayım diye düşünüyordum, okuldan ayrılmıştım. 14 yaşındaydım. Ağabeyim beni gel ben seni demirciliğe başlatayım dedi. Ustam kabul etti. Askere gidinceye kadar orada çalıştım. Ustam Mehmet Ali Külçeler’di. Onun ata mesleğiydi demircilik. Demircilik o dönem çok önemli bir meslekti. Köy kahvelerinde kimin tahrası daha güzel, kimin sabanı daha güzel çalışırdı muhabbetleri yapılırdı. Hiç tatilsiz çalıştım. İhtilalin olduğu gün dükkan açıktı, geldiler kapatın dediler. O gün kapalı kaldı. Onun dışında bir gün bile çalışmamazlık yapmadım. İki yıl askerlik yaptım. Askerde ne yapacağımı kafamda tasarladım. Ben demirci çıraklığı yapmayacağım. Kendi işimi kuracağım dedim. Geldim ustamın elini öptüm. Ustam gel yarın başla dedi. Kendi işimi kuracağım dedim. Ustam sen bunu nereden yapacaksın dedi. Gel benim dükkanıma yardım et dedim. Bana bir hediye çekiç verdi. Dükkanı açtım. O dönem pulluk başta olmak üzere birçok şey yaptım. O zamanlar ateş körükle çekiliyor. Makinalaşma yok. 1960’dan sonra elektrik yaygınlaştı. Körüğü kaldırdık. Elektrikle çalışan körük vardı. Böylece köylerden müşteri gelmez oldu. Müşterilerim hep köylüydü. Çiftçilerin sabanlarını, oraklarını; tahralarını yapıyorduk. Köylere elektrik gidince köylerde demircilik başladı. Bizim işimiz aksamaya başladı. Biz başka işe dönelim dedik.



ARİF ZOR: 6 yıl çıraklık yaptınız. Çocukluğunuzu yaşayamadınız diyebiliriz. Herkes dışarıda oynarken, siz demircilikte o sıcağın altında çalıştınız. Zor olmuyor muydu?

HALİL AKİ: Zor olmaz mı. Ben her gün çalıştım. İş ağırdı. Ellerimi ayaklarımı çok yaktım. Benim sağ ayağıma kızgın demir düştü. Sinirleri öldü. Şimdi son beş senedir rahatsızlık veriyor.

ARİF ZOR: Daha 20 yaşında genç yaşta, kendi işinizi kurma cesaretini nereden buldunuz?

HALİL AKİ: Askerliğini bitirmişsin. Daha ne kadar çıraklık yapacaksın. Çıraklık belirli bir yaştan sonra zor geliyor. Mutlaka kendi işimi kuracağım dedim. Benim için yapamazsam kelimesi yoktu. Gençler bunu duysun. Kafanda işini kurup, azmedeceksin. Kimse bana inanmıyordu. Ama başardım. Benim akranlarım ve büyüklerim bu demircilik işini bırakıp gittiler, başka işler yaptılar. Ama ben hiç vazgeçmedim, bırakmadım. Demir diyoruz ama asıl işimiz çelik bizim. Demirle çelik ayrıdır. Birçok kişi bunu bilmez. El aletleri kaliteli çelikten olur.  El aletleri ve ziraat aletleri yapmaya başladık. Kazma, balyoz ve çekiç derken bu günlere geldik.



ARİF ZOR: İhracat işine nasıl başladınız?

HALİL AKİ: İhracat işi 1983 yılında başladı. Irak – İran Savaşı var. Sanayi odasından bizi çağırdılar. Bana Irak bizden kazma istiyor dediler. Araştırmışlar ve bu işi bizim yaptığımızı öğrenmişler. Yaparız dedik. Numuneler verdik. 300 bin kazma yaptık. 5 yılda bitirdik. Her zaman bizden memnun olduklarını söylediler. Hiç unutmuyorum. Siz bu kadar kazmayı ne yapıyorsunuz diye sorduk. Bu kazmalar İran tanklarının paletlerini kırıyormuş. Hem piyasaya çalıştık. Hem de Irak’a çalıştık. O dönem Balıkesir’e gittim. Balıkesir’de bu işi yapan çoktu. Denizli’de sadece ben yapıyordum. Balıkesirdekiler ise küçük işletmeler. Oradaki işletmeleri topladım ve onlara kazma yapmanın püf noktalarını anlattım. Kazmaları orada yaptırdım. Çeliği ben veriyordum. Yaptığımız işlerden hiç şikayet gelmedi. Aksine hep teşekkür aldık.

ARİF ZOR: 300 bin kazma yapmak kolay değil. Nasıl altından kalktınız? Bir de birçok ülkede firma varken sizi nasıl buldular…

HALİL AKİ: Kazma işini yapan aslında çok yoktu. En yaygın ve müşterisi çok olan bizdik. İş büyük ve rakam büyük. Para lazım ve iş lazım. Altından kalktık çok şükür. Türkiye’nin ne kaliteli olduğunu da herkese gösterdik. Bizim yaptığımız malzemeler hala Türkiye’nin dört bir yanında kullanılıyor. Daha hiç şikayet almadık. Hatalı mal olursa getirin değiştirelim dedik. Hani devlet garantisi derler ya, bizim ürünlerimizde Halil Aki garantisi vardır. Ben çok çalıştım. Benim yaptıklarımı oğullarım yapamaz. Kimse yapamaz.  

ARİF ZOR: İlk sevkiyattan bir anınız var mı?

HALİL AKİ: Anım çok. Biz kazmaları hazırlıyoruz. Gümrükten geliyorlar kontrole. Saplar ahşap. Orman Bölgeden geliyorlar bakıyorlar. Kazmalar yüklendikten sonra branda çekiliyor ve mühürleniyor. Irak sınırında tekrar kontrol ediliyor. Doğu pazarına bizden alıp satan çoktu. Özellikle Suriye bölgesine…

ARİF ZOR: ABD’nin kazmalarına rakip olup, Amerikan pazarını kesmişsiniz. Onun hikayesini de anlatır mısınız?

HALİL AKİ: Şöyle oldu. Afyon’da Türk Ordusu’nun istikam deposu var. Orada ihale yapılır. Ben ihalelere katıldım. Oval kazma istiyorlar. O dönem yapan yok. Ordunun kullandıkları Amerikan malı. Yıl 86-90 arası. Oval kazmayı yapmak sapını yapmak zor. Yuvarlak saplı olsun dedik. Oradaki bir Albay buna tamam dedi. Sonra biz yuvarlak yaparak askeriyeye vermeye başladık. Böylece Ordumuza kazma ve balyoz verip işlerini görmüş olduk.



ARİF ZOR: Daha sonra ne gibi ürünler yaptınız?

HALİL AKİ: Ürün gamını çeşitlendirdik. Ormana çalışmaya başladık. Bizim malzemeleri kullanıyorlardı. Dedik biz gönderelim siz kullanın beğenirseniz parasını alalım. Biz garanti iş yapıyoruz tabi. Böylece orman işletmeleri ile çalışmaya başladık. Türkiye’deki tüm orman işletmelerinin arazi işleme aletlerinin tamamını Aki Çelik Sanayi yapıyor. Her ilde 8-9 tane orman işletmesi var.

ARİF ZOR: “Başbakanı kurtaran balyoz” hikayesi var. O hikayeyi de anlatır mısınız?

HALİL AKİ: O işte bizim Aki Çelik’in mührü var. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, o zaman Başbakan. Makam aracında kapılar kilitleniyor ve aracın içinde kalıyor. Uğraşıyorlar, açamıyorlar. Parke taşı ile deniyorlar olmuyor. Yakın bir inşaattan bir balyoz getirip onunla camı kırıyorlar ve Başbakanı kurtarıyorlar. Bizde bizimle röportaj yapmaya gelen gazeteci ve televizyonculardan öğrendik. “Başbakanı kurtaran balyoz” diye manşetler atıldı. Sonra o balyoz bize geri geldi.

ARİF ZOR: Ürünlerinizin bu kadar kaliteli olmasının özelliği nedir?

HALİL AKİ: Çeliğe ekstra bir madde koyamaz, katamazsınız. Çeliğe su vereceksiniz şekil vermek için. Sulanma yapmazsan çeliğin demirden bir farkı olmaz. Biz buna çok dikkat ederiz. Demirden yaparsan, yaptığın kazma ilk vurduğunda yamulur. Bizimkisi öyle değil, çünkü çelikten yapıyoruz. Çelik serttir. Karbonludur. Suyu ne kadar vereceğin çok önemli. Bir bıçak düşünün, yaparken su tam verilmediyse iki gün kullanamazsın. Hz. Davut’tan beri demir insanlar için vazgeçilmez.

ARİF ZOR: Sosyal hayatınızla ilgili konuşalım. Siyasete de girdiniz? Denizlispor’da da emekleriniz var?

HALİL AKİ: Ben siyasete Özal ile başladım. Adalet Partisi zamanında gençlik kollarındaydım. Özal’ı Buharkent’e karşılamaya gittim.  Ticaret odasının üzerinde yemek yedik. İl binasının açılış töreni yapıldı. Özal’ı gönderdik. Ve bizim siyasetimiz başladı. Merkez ilçe Genel Sekreterliği yaptım. İl Başkan Yardımcılığı yaptım. Beyhan Aslan döneminde. ANAP kapanıncaya kadar sürdürdüm. Şimdilerde AK Partiliyim. Oğlum Yavuz da şimdi siyasette. Denizlispor’da üç dönem yöneticilik yaptım. Ali Baysal döneminde transfer komitesi başkanlığı yaptım. Sanayi Odası Meclis Üyeliğinde bulundum.



ARİF ZOR: Denizli’de ilk Demirciler Çarşısı’ndaydınız. Ne zamana kadar sürdü oradaki macera?

HALİL AKİ: 1972’ye kadar oradaydım. Sonra birinci sanayiye geçtim. Sonra Bakırlı tarafında da 18 yıl çalıştık. Sonra şu anki tesislerimizin olduğu yerden iki dönüm arazi satın aldım. Sonra 500 metre, 300 metre derken, biri geldi ben senin oraya hadde kuracağım dedi. Beraber kuralım dedik. Kurduk. İşin yarısında ben yapmayacağım dedi. Süleyman Usta vardı Rahmetli. Onunla demir haddanesi kurduk. Büyüyerek devam ettik. 

ARİF ZOR: Şimdi böylesine önemli bir tesiste hizmet veriyorsunuz ve Aki Çelik markasıyla yürüyorsunuz… Son teknolojiyi kullanıyorsunuz…

HALİL AKİ: Sistemi büyüttük yükselttik. Demir ocağından bu günlere. Ben kafama koyduğumu mutlaka yaparım. Gençlere tavsiyem, inatçı olsunlar. Yapacağınız işe sahip çıkıp kafa yoracaksınız. Para kazanamadım diye işi bırakmayın. Üzerine gidin. Benim Türkiye’de gitmediğim il kalmadı. Bu kadar müşteri edinmek kolay değil. Çok zor durumlarda çalıştık. Temeli kurduk. Çok güzel gidiyor. Allah bozmasın. Sağlam olup, işine bakıp, işini de düzgün yaparsan, karşılığını alırsın.

ARİF ZOR: Firmanızın makinalaşma süreci ile ilgili ne dersiniz?

HALİL AKİ: Sanayicinin makine işi bitmez. Biri biter, diğeri başlar. Teknolojiyi takip ediyorsun. Zaman değişir, teknolojiye ayak uydurman lazım. Sürekli yenilemen lazım. Şimdi buralar dar gelmeye başladı. Sanayici için dur durak yok. İşçinin parasını zamanında ödeyecek ve onlara sahip çıkacaksın. Bu da çok önemli. İşimiz insanla. Faydalı olmak ne kadar güzel bir şey. Türk Silahlı Kuvvetlerine balyoz ve kazma yapıyoruz.  Sadece Türk ordusuna değil, başka yerlere de iş yapıyoruz. her askeri araçta balyoz ve kazma şart. Kazma bir ömür devam eder. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne her yıl 2-3 bin kazma yapıyoruz. Güle güle kullansınlar. Biz en iyisini yapmaya çalışıyoruz.



ARİF ZOR: 55 yıldır Aki Çelik faaliyette. Büyük bir gurur. Oğlunuz Yavuz Aki, özel bir keser hazırlatmış. TSE belgeli tek üretim yapılan bir ürün. Bununla ilgili neler söylersiniz?

HALİL AKİ: Oğullarım Yavuz ve Fatih liseyi bitirdiklerinde onlara sordum. Üniversite okuyacak mısınız diye sordum. Gidip okuyabilirsiniz. Kendinize güveniyorsanız ben size destek olurum. Aksi halde gelin çalışın benim size ihtiyacım var dedim. Geldiler yetiştiler. Birinci ikinci sınıfta şe gelmeye başladılar. Küçük yaşta o demirin tozunu yiyen sonuna kadar gider. Oğullarım beni geçti. Bu kesere gelince. Yavuz Almanya’ya gitti ve bunu buldu. Çivi çakmak bu keserle çok daha kolay. Denizli Halkına mesajım insanlar yaptıkları işte azmetsinler. Bir işi yaparken, başka işi yapmasınlar. Yaptıkları işin hakkını versinler.

ARİF ZOR: Yaptığınız ürünlerle bir marka yarattınız. Bu kolay değil.

HALİL AKİ: Tabi ki. Bunun için çok uğraştık. Çok çalıştık. Bir kişi Aki Çelik’ten aldığım mal iyi çıkmadı diyemez. Biz bunu insanların kafalarına yerleştirdik.



ARİF ZOR: Var mı gelecek nesillere, torunlarınıza buradan bir tavsiyeniz olacak mı?

HALİL AKİ: Torunlarım 20 – 21 yaşlarına geldi. Liseyi bitirdiler. Buraya gelmelerini istedim. Okumak istediler. Okuyorlar. Üniversiteyi bitirince buraya geleceksiniz dedim. 60 yaşından sonra insanların performansı düşüyor. Bu iş devam edecekse yerine adam gelecek. Bu iş bitmeyecek. Bitmemesi için hedef belirlemek lazım.

ARİF ZOR: Aki Çelik’i görmek istediğiniz nokta nedir? Hedef nedir?

HALİL AKİ: Gelmek istediğimiz noktaya geldik. Ama daha da ileri gitmemiz lazım. Oğullarım ve ileride torunlarım bunu sağlayacaklarına inanıyorum.

ARİF ZOR: Denizli Halkına buradan bir mesajınız var mı?

HALİL AKİ: Denizli Halkı bizim baş tacımız. Bizi bu hale getiren onlardır. Denizlili olmaktan dolayı gurur duyuyorum.

AKİ ÇELİK YÖNETİM KURULU ONURSAL BAŞKANI HALİL AKİ İLE YAPILAN BU ÇOK ÖZEL SÖYLEŞİNİN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…
HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

1 Yorum

  • HALİL aki kardeşim gençliğimizden mahalle arkadaşımdır gerçekten çok çalışkan bir memleket severdir yoksa elli metre kare dükkanla başlayıp bu gün kendi alanında nasıl ilk sıralarda yer alırdı Halil kaptana sağlıklı uzun ömürler diliyorum

Yorum yaz

fixed-whatsapp-icon