DOÇEV, 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle “Sokak Hayvanları Sorunu” konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve kamuoyuna seslendi.
DOÇEV Yönetim Kurulu imzalı yapılan yazılı açıklamada “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan yasa teklifinde belirli şartların sağlanamaması durumunda sokak hayvanlarının öldürülmesinin önü açılıyor. Çözüm olarak hayvanları yok etmeyi hedefleyen düşünce doğru değildir, ahlaki değildir, vicdani hiç değildir.
Taslağın gerekçesi olarak, “toplum sağlığı sorunu, besleme maliyetinin yüksek oluşu, ilgili bakanlıklar ve belediyeler arasındaki koordinasyon sorunu, barınak yetersizliği, kısırlaştırma ile sokak köpeklerinin popülasyonunun azaltılmasının yıllar alacağı, kısırlaştırılsalar bile saldırganlık sorunun çözülemeyeceği” gibi nedenler olduğu belirtiliyor.
Yasa teklifine göre belediyelerin barınaklarındaki köpeklerin fotoğrafları çekilerek, internet sitelerinde sahiplendirme ilanı yayınlanacak, 30 günde sahiplenilmeyen köpekler uyutulacak. Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara sokaklardan toplanacak yeni hayvanlar yerleştirilecek ve aynı süreçler işletilecek. “Öldürmek” sözcüğü rahatsız edici olduğu için çözüm de bulunmuş: “uyutmak”.
Peki, tüm sorunların sorumlusu sokak hayvanları mı? Elbette ki çoğalmalarında hiçbir günahı ve sorumluluğu olmayan hayvanlar değil! Sorun; yıllardır hayvanları kısırlaştırmayarak, onları sokaklara, şehir dışına, ormanlara bırakarak çoğalmalarının engellenmemesidir. Sorun; kontrolsüz üretimdir, kataloglardan, internetten kayıtsız satışlardır, heveslerini alıp bıktıktan sonra hayvanları sokağa terk etmektir ve bunlara karşı gerekli idari ve hukuki tedbirlerin alınmamasıdır. Sorun; sorunun çözümü için kamu kurumları arasında koordinasyon ve işbirliğinin sağlanamamasıdır.
Çözüm olarak hayvanları yok etmeyi hedefleyen düşünce doğru değildir, ahlaki değildir, vicdani hiç değildir. Çözüm; kısırlaştırarak hayvanların üreme potansiyelini düşürmek, yeterli ve uygun barınaklar yaparak kontrol altına yaşatmaktır. Çözüm; satış amaçlı izinsiz ve kontrolsüz hayvan üretim ve satışını yasalarla sınırlamak, kontrol altına almak ve geçici hevesle hayvan sahiplenilmesini, sonrasında sokağa bırakılmasını önlemektir. Kısacası; İlgili kurum ve kuruluşların üzerlerine düşen görev ve sorumluluklar çerçevesinde ekolojik bir yaşam için gerekli tedbirleri yerine getirmeleri en doğru yol ve yöntem olacaktır” denildi.
DOÇEV Yönetim Kurulu imzalı yapılan yazılı açıklamada “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan yasa teklifinde belirli şartların sağlanamaması durumunda sokak hayvanlarının öldürülmesinin önü açılıyor. Çözüm olarak hayvanları yok etmeyi hedefleyen düşünce doğru değildir, ahlaki değildir, vicdani hiç değildir.
Taslağın gerekçesi olarak, “toplum sağlığı sorunu, besleme maliyetinin yüksek oluşu, ilgili bakanlıklar ve belediyeler arasındaki koordinasyon sorunu, barınak yetersizliği, kısırlaştırma ile sokak köpeklerinin popülasyonunun azaltılmasının yıllar alacağı, kısırlaştırılsalar bile saldırganlık sorunun çözülemeyeceği” gibi nedenler olduğu belirtiliyor.
Yasa teklifine göre belediyelerin barınaklarındaki köpeklerin fotoğrafları çekilerek, internet sitelerinde sahiplendirme ilanı yayınlanacak, 30 günde sahiplenilmeyen köpekler uyutulacak. Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara sokaklardan toplanacak yeni hayvanlar yerleştirilecek ve aynı süreçler işletilecek. “Öldürmek” sözcüğü rahatsız edici olduğu için çözüm de bulunmuş: “uyutmak”.
Peki, tüm sorunların sorumlusu sokak hayvanları mı? Elbette ki çoğalmalarında hiçbir günahı ve sorumluluğu olmayan hayvanlar değil! Sorun; yıllardır hayvanları kısırlaştırmayarak, onları sokaklara, şehir dışına, ormanlara bırakarak çoğalmalarının engellenmemesidir. Sorun; kontrolsüz üretimdir, kataloglardan, internetten kayıtsız satışlardır, heveslerini alıp bıktıktan sonra hayvanları sokağa terk etmektir ve bunlara karşı gerekli idari ve hukuki tedbirlerin alınmamasıdır. Sorun; sorunun çözümü için kamu kurumları arasında koordinasyon ve işbirliğinin sağlanamamasıdır.
Çözüm olarak hayvanları yok etmeyi hedefleyen düşünce doğru değildir, ahlaki değildir, vicdani hiç değildir. Çözüm; kısırlaştırarak hayvanların üreme potansiyelini düşürmek, yeterli ve uygun barınaklar yaparak kontrol altına yaşatmaktır. Çözüm; satış amaçlı izinsiz ve kontrolsüz hayvan üretim ve satışını yasalarla sınırlamak, kontrol altına almak ve geçici hevesle hayvan sahiplenilmesini, sonrasında sokağa bırakılmasını önlemektir. Kısacası; İlgili kurum ve kuruluşların üzerlerine düşen görev ve sorumluluklar çerçevesinde ekolojik bir yaşam için gerekli tedbirleri yerine getirmeleri en doğru yol ve yöntem olacaktır” denildi.
0 Yorum