EKONOMİ

“DETGİS'İN ''20. YILINDA 20 DUAYEN” ANLATIYOR

“DETGİS'İN ''20. YILINDA 20 DUAYEN” ANLATIYOR
Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği ve Denizli Metropol Haber işbirliği ile “DETGİS'in '20. Yılında 20 Duayen İş insanı” ile belgesel tadında hazırlanan programın ikinci bölümü yayınlandı. Denizli Metropol’deki programın bu haftaki konuğu Baltalı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Derya Baltalı’ydı.

Her Hafta Salı günü yayınlanan ve tekstil duayenlerinin hayatlarının anlatıldığı bu çok özel programın ikinci bölümünde Duayen İşadamı Derya Baltalı, hayatından kesitler anlattı. Mesleğe nasıl başladığından, özel hayatına kadar birçok konuda tecrübelerini aktaran İşadamı Baltalı, iş yaşamındaki başarısının sırlarını da anlattı. İzleyici rekoru kıran programda ayrıca Denizli tekstil sanayisinin dünü ve bugünü de masaya yatırıldı.

İŞTE O İLGİ ÇEKİCİ RÖPORTAJ

MUKADDES BAŞKAYA:  Sizi tanıyabilir miyiz?

DERYA BALTALI: Aydın’da 1951 yılında doğdum. İlk, orta ve lise tahsilimi Aydın’da tamamladım. 1975 yılında Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. 1980 yılında evlendim. Bir kızım, bir oğlum, iki de torunum var.

MUKADDES BAŞKAYA:  İnşaat Mühendisisiniz. Tekstil işine girmeye nasıl karar verdiniz?

DERYA BALTALI: Evlendikten sonra eşimin ihtisası dolayısıyla İstanbul’a yerleşmek zorunda kaldık. O dönemde Denizli camiasının da iyi tanıdığı Babadağ’lı iplik tüccarı ve dokumacı Rahmetli Kayınpederim Nafiz Dirlik’in maddi ve manevi destekleriyle Sultanhamam’da pamuk ipliği ticaretine başladım. Yaklaşık 10 yıl Sultanhamam’da pamuk ipliği ticareti yaptım. O dönemde benim için inşaat mühendisliğine göre pamuk ipliği ticareti yapmak daha zevkli ve daha karlıydı. 1991 yılında bir vesileyle tekrar ihracatçı olarak sanayiciliğe adım attım.



MUKADDES BAŞKAYA:
  Tekstilin yolculuğunu bize anlatabilir misiniz. Çünkü birçok anına tanık oldunuz.


DERYA BALTALI: Denizlimizin tekstil yaşamını 1980’den önce ve 1980’den sonra diye ikiye ayırmak lazım. Özellikle Özal sonrası. 1980’den önce Denizli’nin ilçelerinde; Buldan, Kızılcabölük ve Babadağ’da ham bez ve çarşaf gibi tekstil ürünleri dokunuyordu. Bunlar daha çok iç piyasaya yönelik ürünlerdi. Bunları dokuyan, alıp satan esnaf çok fazla kazanç sağlayamıyordu. Denizli’nin gelişimine, zenginleşmesine, sanayileşmesine bakacak olursak, 1980 yılından sonrasını görürüz. 1980 senesinde Türkiye’de büyük bir ekonomik kriz oldu. Özal, 24 Ocak kararlarıyla Türkiye’yi krizden çıkarabilmek, bambaşka yeni projelerle ülkeyi gelişmiş ülkeler seviyesine yükseltebilmek için bir dizi kararlar aldı. Özellikle 1983 yılında iktidara gelince Türkiye’nin dışa açılmasıyla ilgili olarak bugünkü ihracatçıların hepsini gerekirse kendi özel uçağı ile Avrupa’ya götürerek iş insanları ile tanıştırarak hepimizin özgüvenini arttırmıştır. 1983 yılında Özal’ın iktidara gelmesinden sonra alınan bir dizi kararlar içinde Organize Sanayi Bölgelerine yapılan yatırımların yüzde 40 kaynak kullanım ve destek primi ile teşvik edilmesi konusunda bir kanun çıkardı. Bu kişiler kendi imkan ve paralarıyla Organize Sanayi Bölgelerine yatırım yaparlarsa, her yüz liranın 40 lirasını devletten alacaktı. O güne kadar Denizli’de ve Türkiye’nin çeşitli illerinde parası olup yatırım yapmamış olan kişiler yüz liranın 40 lirasını geri alabilirim düşüncesiyle Organize Sanayi Bölgelerine yatırım yapmaya başladı. Böylece Türkiye’nin ilk ihracata yönelik sanayi yolculuğu da başlamış oldu. Denizli OSB’nin kurulması da bu yıllara denk geliyor. İlk fabrikalar bu yıllarda kuruldu. Daha sonra bizde Avrupa’nın istemiş olduğu ürünleri yapıp, şehrimize ihracatçı olarak döviz ve hizmet kazandırmaya, çalışma hayatına katkı yapmaya başladık.

MUKADDES BAŞKAYA: İş yaşamınızdaki en önemli yapı taşları, basamaklar ne oldu? Nasıl büyüdünüz, Büyümenize katkı sağlayacak ne gibi kararlar aldınız?

DERYA BALTALI: İş hayatımın en önemli basamakları 1980 ile 1991 yılları arasında Sultanhamam’da pamuk ipliği ticareti yapmam oldu. Sultanhamam; ticareti ve esnafı ile kendine has ticari kaideleriyle çok ciddi bir okul. Benim böyle bir okulda olma şansım eşim Dr. Nezihe Baltalı’nın ihtisası sayesinde oldu. O dönemde toptan pamuk ipliği ticaretinin bana çok fazla katkısı olduğunu düşünüyorum. Zaman içinde ticaretin bize yeterli gelmeyeceğini düşünmeye başladık. Ticaret yapanlar, sabah mağazasını açıp akşam kapatırlar. Siz işinizin başındaysanız para kazanabilirsiniz. Oysa sanayiciler gece uyurken de, tezgahları, boyahaneleri, nakışları çalışmaya devam ettiği için daha çok kazançları olur. Bizde sanayide bunu keşfettik. Denizli’de 1983 yılından sonra Organize Sanayi Bölgesi’ne yapılan fabrika yatırımları da bizi kıskandırdı. Bir vesile ile 1991 yılında ilk defa havlu ihracatı ile ilgili bir fabrikayı almakla işe başladık. Bu da hayatımızdaki yapı taşlarından önemli bir noktaydı. Daha sonra 1994 senesinde ben Denizli OSB’de bir boyahaneyi bünyemize kattım. 1997 yılında ise Avrupa’ya penye ürün; iç ve dış giysi diye adlandıracağımız ürünleri ihraç etmeye başladık. Havlu ve bornoz dışında bir çeşit getirmek üzerine yatırımlar yaptık. Bu anlattıklarım benim hayatımdaki en önemli değişim noktaları, yapı taşlarıdır diyebilirim.



MUKADDES BAŞKAYA:
  Sadece havlu bornoz üretilirken örme ve iç giyime girmeniz sizin düşünceniz miydi, yoksa müşterilerinizin böyle bir talebi mi oldu?


DERYA BALTALI: İstanbul’da Sultanhamam’da bulunduğum yıllarda örme üzerine birçok firma Avrupa’ya ihraç yapmak üzere yuvarlak örme makinaları almışlardı. Ben onlara da iplik veriyordum ve ilgimi çekiyordu. 1997 senesinde Almanya’da iş yaptığımız bir firmada havlu pazarlığı yaparken, masanın üzerinde basit bir bayan atleti gördük. Penye ile ilgilendiğim için ilgimizi çekti. Bunu nereden aldıklarını sordum. Suriye’den olduğunu söylediler. Fiyatı da 1. 85 Mark civarındaydı. Biz bunu yapamaz mıyız diye düşündük. Biz size bunu Suriye’den aldığınız fiyatın 0.5 Mark daha ucuzuna yapabiliriz dedik. Müşterimiz bunu memnuniyetle karşıladı. İlk 30 bin civarında atlet siparişi ile penye ihracatına başladık.

MUKADDES BAŞKAYA:  İş yaşamınızda başarının anahtarı diyeceğiniz kurallar var mı; bunu üç madde ile anlatabilir misiniz?

DERYA BALTALI: Başarının birinci sırrının işine dört elle sarılmak olduğunu düşünüyorum. Bu en önemli prensip. Yaptığım işte finans piyasalarını iyi takip ederim. Bu da Sultanhamam’dan kalan bir alışkanlığım. Ham madde ve diğer parametreleri iyi takip ederim. Sabahları işime erken gelirim. Mutlaka haftada bir ya da iki kez, bir fabrikaya uğrayıp yapmış olduğumuz yatırımları kontrol ederim. Bunlar benim iş hayatımın olmazsa olmazları. Yaptığımız iş; tekstil ve konfeksiyon sanayi tam kurumsallığı kabul etmez. Çünkü biz bardak üretmiyoruz. Otomasyona dayalı çalışmıyoruz. Emek yoğun sektörlerde işe daha fazla ilgi göstermek gerekli. Patron işin başındadır. Birçok birimi kontrol eder ve konulara vakıftır. Ben yıllardır bu sistemi kurmaya çalıştım.   



MUKADDES BAŞKAYA:
  Genç iş insanlara ne gibi tavsiyeleriniz olacak?


DERYA BALTALI: Bugünün gençlerinde çok süratli para kazanma, kısa zamanda yükselme eğilimi görüyorum. Ciddi bir sabırsızlık var. İyi bir yere gelmek senelere mal olabilir. Gençlerimiz başlayacakları iş için; bu iş yapılmaz, eskide kalmış, yapmak zordur demek yerine başladıkları günün tam zamanı olduğunu düşünmeliler. İşe dört elle sarılmalılar ve geleceğe akıllıca bakabilen ekiplerle çalışmak ve çalışmaktan yılmamak, sabretmek, bir gün mutlaka başarabileceklerini düşünmelerini tavsiye edebilirim. 1975 yılında iş hayatıma mühendislikle başladım. Proje mühendisliği yaptım. Daha sonra bu mesleğe girdim. Çok büyük tüccarlarla karşılaştım. O yıllardan beri ticaretin içindeyim. Düşündüğüm yere gelebildim mi? Tekstil konfeksiyon sanayinde insanlar düşündüğü yere gelemiyor. Her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Ve onunla ilgili yatırımlar yapıyoruz. Denizli iş gücüne kadın katılımı olarak yüzde 54 gibi üst düzey bir rakamla göz önündedir.  Sektörümüzün bazı sektörlere göre son zamanlarda çok fazla söz konusu edilmese de desteklenmesi gereken bir sektör olduğunu düşünüyorum.  

MUKADDES BAŞKAYA:  Krizlerden nasıl çıktınız, bu krizleri nasıl yönettiniz?

DERYA BALTALI: Bizim neslin ilk krizi 1980 senesinde oldu. Her üç beş yılda bir krizler gördük. 1980’den 2000’e kadar sekiz on kriz görmüşüzdür. Krizleri yönetmenin bir önden eğitimi yok. Krizlerde genellikle normal zamandaki kısa, orta ve uzun vadede yapılan projelerin her gün yapılması gerekir. Her gün sabah yeni kararlar alabilirsiniz. Sabah aldığınız kararı öğleden sonra değiştirebilirsiniz. Ben daha çok krizleri, krizin gidişatına göre istişare ederek ve düşünerek yönetmeye çalıştım. Krizleri sıkı takip ederek, zor günler geçirerek atlatmayı başardık.

MUKADDES BAŞKAYA:  Bu kadar yoğun bir tempo içinde bir gününüz nasıl geçiyor?

DERYA BALTALI: ihracatçı olduğumuz için bizim çalışma hayatımız mesai saati tanımıyor. Sabah erken saatte haberleri dinleyerek güne başlıyorum. İşimle ilgili unutmamam gereken konuları not alıyorum. Akşama kadar yoğun bir tempo içinde işimizle ilgili çeşitli toplantılar yaparak akşamı ediyoruz. Bizim günlük krizlerimiz vardır. Aşılması gereken engellerimiz zorluklarımız vardır. Biz bunları çözmek için akşama kadar çalışırız. Aileme elimden geldiğince vakit ayırmaya çalışıyorum.



MUKADDES BAŞKAYA:
  Yeniden dünyaya gelseniz, yine aynı işi yapar mıydınız?


DERYA BALTALI: Aynı işi yapmayı düşünmezdim. İhracatçılık çok zor bir meslek. Dövizlerin ülkemize kazandırılması, büyük toplu bir grupla çalışmak, birçok alanda yatırım yapan bir insanın günlük yaşantısını etkileyebiliyor. Daha rahat bir iş seçerdim. Özellikle konfeksiyon ihracatı; eş, dost, çocuk, arkadaş tanımıyor. Onlara vakit ayıramıyorsunuz. Onlara karşı görevinizi yerine getirememiş bir baba, bir eş, bir dost konumuna geçiyorsunuz. Daha rahat bir iş seçerdim sanırım.

MUKADDES BAŞKAYA:  Çocukluğunuza dönsek, en çok neyi özlüyorsunuz?

DERYA BALTALI: Herhangi bir şekilde kafamda başka bir şey, başka bir düşünce olmadan arkadaşlarımla sohbet etmeyi, gülmeyi, güldürmeyi ve bisiklet sürmesini çok özlüyorum.

MUKADDES BAŞKAYA:  Hayatınızla ilgili bir film yapılsa ismi ne olurdu?

DERYA BALTALI: Bir başarı öyküsü diyebilir miyiz. Bu konuda mütevazi davranayım. Bu ismi etrafımıza bırakalım. Bizi tanıyanlar versin bu kararı

BU ÇOK ÖZEL RÖPORTAJIN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…




 
HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

0 Yorum

Yorum yaz

fixed-whatsapp-icon