Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği ve Denizli Metropol Haber işbirliği ile “DETGİS'in '20. Yılında 20 Duayen İş insanı” ile belgesel tadında hazırlanan programın on sekizinci bölümü yayınlandı. Denizli Metropol’de konuğumuz Güvenç Tekstil Boya Yönetim Kurulu Başkanı Remziye Güvenç oldu.
ÖZEL RÖPORTAJ
Her Hafta Salı günü yayınlanan ve tekstil duayenlerinin hayatlarının anlatıldığı bu çok özel programın on sekizinci bölümünde duayen iş insanı Güvenç Tekstil Boya Yönetim Kurulu Başkanı Remziye Güvenç, iş ve özel hayatından kesitler anlattı.
DETGİS Yönetim Kurulu Başkanı Mukaddes Başkaya’ya mesleğe nasıl başladığından, bugünlere nasıl geldiğine kadar birçok konuda tecrübelerini aktaran İş insanı Güvenç, iş yaşamındaki başarısının sırlarını da Denizli Metropol ile paylaştı. İzleyici rekoru kıran programda ayrıca Denizli tekstil sanayisinin dünü ve bugünü de masaya yatırıldı.
İŞTE O RÖPORTAJ…
MUKADDES BAŞKAYA: Sizi tanıyabilir miyiz?
REMZİYE GÜVENÇ: Öncelikle bu projeyi çok güzel düşünmüşsünüz. Umarım geleceğe bizde anlattıklarımızla iz bırakırız. İnşallah gençler bundan faydalanır. Ben Göveçlik’te doğdum. 3 yaşındayken ailem Denizli’ye taşınmış. İlk orta ve lise tahsilimi Denizli’de yaptım. Nasıl bu kadim toprakların tekstil geçmişi Milattan önceye dayanıyorsa, benimde tekstil geçmişim doğuştan geliyor. Ailem tekstille uğraşıyordu el tezgahlarında. Tekstilin o tozunu yuttum. Eşim Rahmetlide aynı şekilde Babadağlıdır. O da dokumanın içinde büyümüş. Bizim hikayemiz doğar doğmaz başlamış. 2020 yılına geldik hala tekstilin içindeyiz. Bizim ana işimiz bu. Sonuna kadar böyle gidecek. Denizli olarak böyle bir memlekette yaşadığımız için şanslıyız. 70’li yıllarda eşim yurt dışında çalışıyordu. Evlendik Almanya’ya gittik. Birikim yaptık. 1976 yılında Kayınbiraderime gönderdik. Tezgahlar alındı. 1978’de tekrar yeni birikimlerimizle Bursa’dan yeni tezgahlar aldık. 1979 yılının ilk aylarında ise boyahane kurduk. O zaman çok boyahane yoktu. Bakırlı civarında herkesin beşer onar tezgahı var. Kendi şartlarında çalışıyorlardı. Boyahaneler ise ilkel şartlarda çalışıyordu. İşler iyi gidiyordu. Özel İdare’de perakende mağaza açtık. Paralı baskılar mağazada satılıyordu. 1979 sonunda Almanya’dan kesin dönüş yaptık. Kayınbiraderim işlere yetişemiyordu. Birlikte çalışmaya başladık. 80’de ihtilal oldu. Elektrikler kesik. Telefon yok. Karaborsa var. Çay, yağ, tuz yok. Her şey için kuyruğu giriyorsun. O dönem 6-7 işçimizle çalışıyoruz. Gündüz çalışılıyordu. Vardiya yoktu. Zorluk çektik ama pes etmedik. Yazın Almanya’dan arkadaşlarımız tatile geldi. Eşime “Bu eziyet çekilir mi? Senin işin Almanya’da iyiydi. Kazancın güzeldi. Gel bunlarla uğraşma geri dön Almanya’ya” dediler. Eşimle çok uğraştılar ama geri dönmedi. Yoğun şekilde çalışmaya devam etti. Hedefleri vardı. Kayınbiraderim bir dönem sonra “İşleri ayıralım” dedi. “Dokuma bende kalsın. Boyahane sizde olsun” dedi. Boyahane işinde ilk zamanlar büyük zorluklar yaşadık. 1984 yılında Gümüşler’de bin metrekarelik bir yere taşındık. 1985 Özal dönemi Denizli’de Organize Sanayi Bölgesi kuruldu. Küçük işletmeler fabrika oldu. Havlu başladı. Fabrikalarla boyahaneler birlikte paralel hareket ettik. O arada kayınbiraderimin işleri bozuldu. Eşim destek olmaya çalışırken, biz sıkıntı yaşamaya başladık. 7-8 yıl sürdü. Tekstiller kendi bünyelerinde boyahane kurmaya başladı. Çok maddi sıkıntı yaşadık. 2000’li yıllarda toparlanmaya başladık. O dönem ben işte yokum. Ev hanımıyım. 2002’de amansız hastalık geldi çattı. Eşim işe gelemez oldu. 2003’te hastalık çok ilerledi. Eşim “Benim durumum belli. İşi ihmal etme” diyordu. Ben üzülüyorum, korkuyorum. Kırılmasın diye gittim bir iki saat işte kaldım. Çok sevindi. “Her şey yolunda sen rahat ol” dedim. Söz verdirdi bana. Bende sözümü tuttum. Gidip gitmemekte karasızım. Söz de verdim. İşe gittim. Ama işletmeye giremiyorum. Ofis kısmında oyalanıyorum. Bir gün Cuma sabahı hiç unutmam. Sen niye gel git yaşıyorsun. Kararsız olma. Ya yap ya başka bir şey düşün dedim kendi kendime. 2003’te işe gittim. İşletmeye de girdim. O gün bugündür işin içindeyim. Bir öğrenci gibi herkesin yanına gidiyorum. Bu makine ne iş yapar. Boya, elektrik. Kimlerle çalışıyoruz. Müşteri ziyaretleri yapmaya, hesapları kontrol etmeye başladım. Tempo çok arttı. İkili ilişkilerim iyi olunca işletmede zorlanmadım. İç piyasa çalışıyorduk.
MUKADDES BAŞKAYA: Siz sanayide ilk iş kadınısınız. Sanayi Odasında Meclis Üyesi oldunuz. O dönemle ilgili neler söylersiniz?
REMZİYE GÜVENÇ: 2009 yılında Denizi Sanayi Odası Meclis Üyesi oldum. O dönem işimle çok meşguldüm. İlk zamanlar tek kadın olduğum için biraz zorlandım. Sanayi alanındaki konuşmalar benim ufkumu açtı. Sosyalleşmeye başladım. Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. 2008 krizinde kendi öz kaynaklarımızla krizi kolay atlattık. Elimde çekler kaldı. Vadeler uzadı. Ama çok zorlanmadan çabuk atlattık. Birkaç arazi aldık. Yeni binalar yaptık. 2011 inşaat başladı. 2012’de son aylarında bitti ve yeni binamıza geçtik. Örgü işinde çalışmış bir müdürü işe aldık. Örgü işine girmeye karar verdik. Örgü için özel makinalar aldık. İnşaat yap, makina al. Kafaya koymuştum. İnci ve zor bir işti. Yeni tesise taşınmak boyahane anlamında pek kolay olmadı. Diğer tarafta üretim devam ediyordu. Hem iş yürüyecek hem taşınacaksınız. Gece gündüz uğraştık. Bende ekibimin başındayım. Her iki taraf arasında mekik dokuyorum. Atık su konusunda sorun yaşadık ama çözdük. Çok uğraş verdik. Yeni makinaları tesise kurduk. Yeni örgü ile ilgili müdürümüzle sürekli istişare içindeyim o dönem. 2013’te yeni tesisimizde çalışmaya başladık. Havlu ve örgü hattı da çalışmaya başladı. Yoğun bir şekilde çalışıyorduk. İyi bir örgü ekibi kurdum. Kazandıkça makine alıyordum. İşi ilerlettik. 2014’te EBRD’den eğitim desteği geldi. Sonra başka eğitimcilerle çalıştık. Kalite Belgesi, Enerji Yönetim Belgemizi aldık. Organik belgelere geçmeye başladık. 2014’te Ankara’ya gittim. EBRD’de eğitimdeyim. Kendimi tanıttım. Yaptıklarımı anlattım. Bana mentörlük yapacak kadın İstanbul’da holding sahibi, yurt dışında da yatırımları var. 4 bin 500 kişi istihdam ediyor. Yemeğe geçtik. Sohbet sırasında “Ben sana mentörlük yapacaktım. Sen işi çok büyütmüşsün. Deneyim sahibisin. Ben senin mentörlüğünü yapamam. İhtiyacın yok” dedi. Tüm belgeleri edindik. Örgü yatırımları ve yenilenmeler sürüyor. Otomasyon sistemi kurduk. Her şey son sistem makinalarla çalışıyor. Uluslararası markalara çalışmak için belge almamız lazım. Testler, denemeler yapıldı. Bu belgeyi alırsan, dünyaca ünlü markalara iş yapıyorsun. Tercih edilen oluyorsun. O belgeyi de aldık. Bebek gruplarına ve hassas kumaşlara girdik. Sağlık ve çevre çok önemli. Öğrenmeye devam ediyorum. Daha verimli çalışmak için sürekli düşünüyorum ne yapabiliriz diye. Enerjiyi çok para harcadığımızı fark ettik. Elektrik, doğalgaz, buhar hattında. Enerji için ekip kurduk. Ar-Ge çalışmaları yaptık. Eğitim aldı arkadaşlarımız. Enerji maliyetleri boyahanelerde çok yüksektir. Çalışmalarımızla tüm enerji giderlerini çok çok aşağıya çektik.
MUKADDES BAŞKAYA: 90’lı yıllarda Denizli’de ilk kurulan Gümüşsu Arıtma’yı da anlatır mısınız bize. 7 rakip firma birlikte kurdunuz ve iki dönemdir yönetim kurulu başkanlığını da yürütüyorsunuz değil mi?
REMZİYE GÜVENÇ: Denizli’de eşimle birlikte Nuri Sözkesen, Mehmet Köseoğlu, Yılmaz Gürcan ve diğerleri birlikte kurdular. Kurulduğundan beri Ülkü Hanım müdürlüğünü yapıyor. Ülkü Hanım bir gün aradı. “Enerji maliyetlerinizi düşürmüşsünüz” dedi. Çalışınca emek verince oluyor. O zamanki verilerle şimdiki verilere bakıyorum arada çok büyük fark var. Tüm ekibimiz sürekli eğitim alıyor. Daha iyi nasıl hizmet veririz derdindeler. Çevreye zarar vermeden nasıl üretim yaparız onun derdindeyiz. Üretimimiz ve kalitemiz çok arttı. Zararsız bir şekilde üretim yapıyoruz. Kullandığımız atık suları nasıl dönüşüm yaparız uzun yıllardır onunla ilgili çalışmamız sürüyor. Bu proje ile ilgili Çevre ve Sağlık Bakanlığı’ndan ödül aldık. Arıtma Tesisimizde laboratuvarımızla danışmanlık hizmeti veriyoruz aynı zamanda.
MUKADDES BAŞKAYA: Örme grubu boyahanesi olarak büyük markalarla çalışıyorsunuz. Peki diğer illere de hizmet veriyor musunuz?
REMZİYE GÜVENÇ: Evet. İşi oturttuk. İzmir, Bursa başta olmak üzere birçok ilden müşterilerimiz var. Onaylı boyahane olduğumuz için bize geliyorlar. Birçok dünyaca ünlü büyük firma ve markalarla çalışıyoruz.
MUKADDES BAŞKAYA: Peki bu başarının anahtarı nedir?
REMZİYE GÜVENÇ: Çok çalışmak ve disiplinli olmak. İşini takip etmek. Kontrol etmek önemli. İyi bir ekiple çalışmak olmazsa olmaz. İşi bilen ekiple çalışmak gerekiyor. Adama göre iş değil, işe göre adam.
MUKADDES BAŞKAYA: Doğru insana yatırım yapan firmalar zaman içinde büyümüş. Sizde o firmalardan biri olmuşsunuz…
REMZİYE GÜVENÇ: Doğru insan ve doğru ekibe yatırım yapmak sizin de söylediğiniz gibi önemli. Ekip çalışması yapılmalı. Ben değil, biz demeli. Ben tek parmağımla bardağı kaldıramam, diğer parmaklarımı da kullanmam lazım.
MUKADDES BAŞKAYA: Bir duayen olarak genç iş insanlarına ne gibi tavsiyeleriniz olur?
REMZİYE GÜVENÇ: Dürüst olsunlar. Verdikleri sözü tutsunlar. Hedef ve hayalleri olsun. Piyasayı ve yaptıkları işi takip etsinler. Dar pencereden bakmasınlar. Yenilikçi olsunlar. Artık dijital dünyadayız. Her şey otomatik. Her şeye çok kolay ulaşabiliyorsunuz artık. Hayat çok hızlı. Sürekli yenilenmek gerekli. Gençlere güveniyorum. Ekibimde de gençler var. ama tabi kontrolü bırakmamak gerekiyor.
MUKADDES BAŞKAYA: Son bir yıldır pandemiden dolayı işe daha az geliyorsunuz değil mi?
REMZİYE GÜVENÇ: Evdeyim ama işi takip ediyorum. Çalışmaktan sıkılmam, usanmam. Evde de olsam işi bırakmıyorum.
MUKADDES BAŞKAYA: Çocukluğunuza dönsek, en çok neyi özlüyorsunuz?
REMZİYE GÜVENÇ: Çocukluğum çok güzel geçti. Bizim zamanımızda mahallede kapı önünde oynardık. İp atlardık. Yedi kiremit oynardık. Babaannemin yanında büyüdüm. Bahçeli bir evi vardı. Kızı yoktu. Beni kızı gibi yetiştirdi. Dışarıda oyun vardı. Evde bana iş yaptırırdı. Şimdi anlıyorum. Beni çok güzel yetiştirmiş. Çok güzel hikayeler anlatırdı. Hala çocukluk arkadaşlarımla görüşüyorum. Küçükken el çıkrıkları ile babaannem çıkrık sarıyordu. Bana “Bu zanaat bereketli zanaat. Bunun ucundan tutan aç ta kalmaz boşta kalmaz” dedi. Çok doğru bir söz. Tekstil en çok kadın istihdamı yaratan sektör. İhracatta öncü. Bu konuda Denizli çok şanslı kadınlar anlamında. Bereketli bir sektördeyiz.
MUKADDES BAŞKAYA: Tekrar dünyaya gelseniz yine aynı işimi yapardınız?
REMZİYE GÜVENÇ: Aynı işi yapardım. İşimi çok seviyorum. Severek yapıyorum. Bu işe girip tozunu yutunca bu işten çıkamazsın.
MUKADDES BAŞKAYA: Sizi iş yaşamınızda en çok heyecanlandıran olay neydi?
REMZİYE GÜVENÇ: 2013 yılında yeni tesise taşınmamız beni çok heyecanlandırmıştı. Çok güzel oldu. Ferah binalar, yemekhane ve laboratuvar. Yeni binaya geçince çok gururlandım. Çalışanlarda memnun, bizde memnunuz. 8 Mart Kadınlar Günü beni Cumhurbaşkanlığından çağırdılar. Birebir Cumhurbaşkanımızla birebir görüşmek beni çok gururlandırmıştı. Bu iki olayı söyleyebilirim.
MUKADDES BAŞKAYA: Hobileriniz var mı?
REMZİYE GÜVENÇ: Ben mutfakta vakit geçirmeyi çok seviyorum. En büyük ve zevk aldığım hobim yemek yapmak. Kendimi bildim bileli çok erken kalkarım. İyi bir kahvaltı yapar, yürüyüşün ardından işe gelirim. İş bitinceye kadar buradan ayrılmam. Hafta sonları yemek yaparım. Çok seviyorum yemek yapmayı. Misafir ağırlamayı da çok severim. Çok mutlu oluyorum. Pazar alışverişini kendim yaparım. Organik olmasına dikkat ederim. Dışarıda yemek yemeyi sevmiyorum. Belgesel izlemeyi çok seviyorum. Eski tarihi filmleri izlemeyi ihmal etmem.
MUKADDES BAŞKAYA: Sizinle ilgili bir film yapılıyor olsaydı. Filmin ismi ne olurdu?
REMZİYE GÜVENÇ: Renk ve su ile işimiz. O yüzden filmin ismi Ebruli hayatlar. Renkli hayatlar olabilirdi.
MUKADDES BAŞKAYA: İşlerinizi yürütürken, en çok neye dikkat edersiniz?
REMZİYE GÜVENÇ: İnsanlarla iyi diyaloglarım var. Çalışanlarımla çok samimiyim. Maddi manevi hep yanlarındayım. Beni hep anneleri gibi görürler. Onlara çok değer veririm. Burada tam bir aile ortamı var. Buraya giren emekli olup gider. Emekli olanda sık sık ziyaretime gelir.
MUKADDES BAŞKAYA: Eklemek istediğiniz bir cümle, mesaj var mı?
REMZİYE GÜVENÇ: Gençler çok çalışsın. Emek versin. Kadınlara da bir mesajım var. Kadınlar çalışmalı. Aile bir bütün. Eşlerde birbirine yardımcı olsun. Aile kurumuna sahip çıksınlar. Ekonomik özgürlük iyi güzel ama eş ve çocuklarını ihmal etmesinler. Boşanmalar oluyor. Çocuklar yanlış yollara giriyor. Anne ve babalar ailelerine sahip çıkmalılar. Kariyer yapmak önemli. Ama birinci öncelik çocuk ve eş olmalı. Bu çok çok önemli.
REMZİYE GÜVENÇ İLE YAPILAN BU ÇOK ÖZEL RÖPORTAJIN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…
ÖZEL RÖPORTAJ
Her Hafta Salı günü yayınlanan ve tekstil duayenlerinin hayatlarının anlatıldığı bu çok özel programın on sekizinci bölümünde duayen iş insanı Güvenç Tekstil Boya Yönetim Kurulu Başkanı Remziye Güvenç, iş ve özel hayatından kesitler anlattı.
DETGİS Yönetim Kurulu Başkanı Mukaddes Başkaya’ya mesleğe nasıl başladığından, bugünlere nasıl geldiğine kadar birçok konuda tecrübelerini aktaran İş insanı Güvenç, iş yaşamındaki başarısının sırlarını da Denizli Metropol ile paylaştı. İzleyici rekoru kıran programda ayrıca Denizli tekstil sanayisinin dünü ve bugünü de masaya yatırıldı.
İŞTE O RÖPORTAJ…
MUKADDES BAŞKAYA: Sizi tanıyabilir miyiz?
REMZİYE GÜVENÇ: Öncelikle bu projeyi çok güzel düşünmüşsünüz. Umarım geleceğe bizde anlattıklarımızla iz bırakırız. İnşallah gençler bundan faydalanır. Ben Göveçlik’te doğdum. 3 yaşındayken ailem Denizli’ye taşınmış. İlk orta ve lise tahsilimi Denizli’de yaptım. Nasıl bu kadim toprakların tekstil geçmişi Milattan önceye dayanıyorsa, benimde tekstil geçmişim doğuştan geliyor. Ailem tekstille uğraşıyordu el tezgahlarında. Tekstilin o tozunu yuttum. Eşim Rahmetlide aynı şekilde Babadağlıdır. O da dokumanın içinde büyümüş. Bizim hikayemiz doğar doğmaz başlamış. 2020 yılına geldik hala tekstilin içindeyiz. Bizim ana işimiz bu. Sonuna kadar böyle gidecek. Denizli olarak böyle bir memlekette yaşadığımız için şanslıyız. 70’li yıllarda eşim yurt dışında çalışıyordu. Evlendik Almanya’ya gittik. Birikim yaptık. 1976 yılında Kayınbiraderime gönderdik. Tezgahlar alındı. 1978’de tekrar yeni birikimlerimizle Bursa’dan yeni tezgahlar aldık. 1979 yılının ilk aylarında ise boyahane kurduk. O zaman çok boyahane yoktu. Bakırlı civarında herkesin beşer onar tezgahı var. Kendi şartlarında çalışıyorlardı. Boyahaneler ise ilkel şartlarda çalışıyordu. İşler iyi gidiyordu. Özel İdare’de perakende mağaza açtık. Paralı baskılar mağazada satılıyordu. 1979 sonunda Almanya’dan kesin dönüş yaptık. Kayınbiraderim işlere yetişemiyordu. Birlikte çalışmaya başladık. 80’de ihtilal oldu. Elektrikler kesik. Telefon yok. Karaborsa var. Çay, yağ, tuz yok. Her şey için kuyruğu giriyorsun. O dönem 6-7 işçimizle çalışıyoruz. Gündüz çalışılıyordu. Vardiya yoktu. Zorluk çektik ama pes etmedik. Yazın Almanya’dan arkadaşlarımız tatile geldi. Eşime “Bu eziyet çekilir mi? Senin işin Almanya’da iyiydi. Kazancın güzeldi. Gel bunlarla uğraşma geri dön Almanya’ya” dediler. Eşimle çok uğraştılar ama geri dönmedi. Yoğun şekilde çalışmaya devam etti. Hedefleri vardı. Kayınbiraderim bir dönem sonra “İşleri ayıralım” dedi. “Dokuma bende kalsın. Boyahane sizde olsun” dedi. Boyahane işinde ilk zamanlar büyük zorluklar yaşadık. 1984 yılında Gümüşler’de bin metrekarelik bir yere taşındık. 1985 Özal dönemi Denizli’de Organize Sanayi Bölgesi kuruldu. Küçük işletmeler fabrika oldu. Havlu başladı. Fabrikalarla boyahaneler birlikte paralel hareket ettik. O arada kayınbiraderimin işleri bozuldu. Eşim destek olmaya çalışırken, biz sıkıntı yaşamaya başladık. 7-8 yıl sürdü. Tekstiller kendi bünyelerinde boyahane kurmaya başladı. Çok maddi sıkıntı yaşadık. 2000’li yıllarda toparlanmaya başladık. O dönem ben işte yokum. Ev hanımıyım. 2002’de amansız hastalık geldi çattı. Eşim işe gelemez oldu. 2003’te hastalık çok ilerledi. Eşim “Benim durumum belli. İşi ihmal etme” diyordu. Ben üzülüyorum, korkuyorum. Kırılmasın diye gittim bir iki saat işte kaldım. Çok sevindi. “Her şey yolunda sen rahat ol” dedim. Söz verdirdi bana. Bende sözümü tuttum. Gidip gitmemekte karasızım. Söz de verdim. İşe gittim. Ama işletmeye giremiyorum. Ofis kısmında oyalanıyorum. Bir gün Cuma sabahı hiç unutmam. Sen niye gel git yaşıyorsun. Kararsız olma. Ya yap ya başka bir şey düşün dedim kendi kendime. 2003’te işe gittim. İşletmeye de girdim. O gün bugündür işin içindeyim. Bir öğrenci gibi herkesin yanına gidiyorum. Bu makine ne iş yapar. Boya, elektrik. Kimlerle çalışıyoruz. Müşteri ziyaretleri yapmaya, hesapları kontrol etmeye başladım. Tempo çok arttı. İkili ilişkilerim iyi olunca işletmede zorlanmadım. İç piyasa çalışıyorduk.
MUKADDES BAŞKAYA: Siz sanayide ilk iş kadınısınız. Sanayi Odasında Meclis Üyesi oldunuz. O dönemle ilgili neler söylersiniz?
REMZİYE GÜVENÇ: 2009 yılında Denizi Sanayi Odası Meclis Üyesi oldum. O dönem işimle çok meşguldüm. İlk zamanlar tek kadın olduğum için biraz zorlandım. Sanayi alanındaki konuşmalar benim ufkumu açtı. Sosyalleşmeye başladım. Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. 2008 krizinde kendi öz kaynaklarımızla krizi kolay atlattık. Elimde çekler kaldı. Vadeler uzadı. Ama çok zorlanmadan çabuk atlattık. Birkaç arazi aldık. Yeni binalar yaptık. 2011 inşaat başladı. 2012’de son aylarında bitti ve yeni binamıza geçtik. Örgü işinde çalışmış bir müdürü işe aldık. Örgü işine girmeye karar verdik. Örgü için özel makinalar aldık. İnşaat yap, makina al. Kafaya koymuştum. İnci ve zor bir işti. Yeni tesise taşınmak boyahane anlamında pek kolay olmadı. Diğer tarafta üretim devam ediyordu. Hem iş yürüyecek hem taşınacaksınız. Gece gündüz uğraştık. Bende ekibimin başındayım. Her iki taraf arasında mekik dokuyorum. Atık su konusunda sorun yaşadık ama çözdük. Çok uğraş verdik. Yeni makinaları tesise kurduk. Yeni örgü ile ilgili müdürümüzle sürekli istişare içindeyim o dönem. 2013’te yeni tesisimizde çalışmaya başladık. Havlu ve örgü hattı da çalışmaya başladı. Yoğun bir şekilde çalışıyorduk. İyi bir örgü ekibi kurdum. Kazandıkça makine alıyordum. İşi ilerlettik. 2014’te EBRD’den eğitim desteği geldi. Sonra başka eğitimcilerle çalıştık. Kalite Belgesi, Enerji Yönetim Belgemizi aldık. Organik belgelere geçmeye başladık. 2014’te Ankara’ya gittim. EBRD’de eğitimdeyim. Kendimi tanıttım. Yaptıklarımı anlattım. Bana mentörlük yapacak kadın İstanbul’da holding sahibi, yurt dışında da yatırımları var. 4 bin 500 kişi istihdam ediyor. Yemeğe geçtik. Sohbet sırasında “Ben sana mentörlük yapacaktım. Sen işi çok büyütmüşsün. Deneyim sahibisin. Ben senin mentörlüğünü yapamam. İhtiyacın yok” dedi. Tüm belgeleri edindik. Örgü yatırımları ve yenilenmeler sürüyor. Otomasyon sistemi kurduk. Her şey son sistem makinalarla çalışıyor. Uluslararası markalara çalışmak için belge almamız lazım. Testler, denemeler yapıldı. Bu belgeyi alırsan, dünyaca ünlü markalara iş yapıyorsun. Tercih edilen oluyorsun. O belgeyi de aldık. Bebek gruplarına ve hassas kumaşlara girdik. Sağlık ve çevre çok önemli. Öğrenmeye devam ediyorum. Daha verimli çalışmak için sürekli düşünüyorum ne yapabiliriz diye. Enerjiyi çok para harcadığımızı fark ettik. Elektrik, doğalgaz, buhar hattında. Enerji için ekip kurduk. Ar-Ge çalışmaları yaptık. Eğitim aldı arkadaşlarımız. Enerji maliyetleri boyahanelerde çok yüksektir. Çalışmalarımızla tüm enerji giderlerini çok çok aşağıya çektik.
MUKADDES BAŞKAYA: 90’lı yıllarda Denizli’de ilk kurulan Gümüşsu Arıtma’yı da anlatır mısınız bize. 7 rakip firma birlikte kurdunuz ve iki dönemdir yönetim kurulu başkanlığını da yürütüyorsunuz değil mi?
REMZİYE GÜVENÇ: Denizli’de eşimle birlikte Nuri Sözkesen, Mehmet Köseoğlu, Yılmaz Gürcan ve diğerleri birlikte kurdular. Kurulduğundan beri Ülkü Hanım müdürlüğünü yapıyor. Ülkü Hanım bir gün aradı. “Enerji maliyetlerinizi düşürmüşsünüz” dedi. Çalışınca emek verince oluyor. O zamanki verilerle şimdiki verilere bakıyorum arada çok büyük fark var. Tüm ekibimiz sürekli eğitim alıyor. Daha iyi nasıl hizmet veririz derdindeler. Çevreye zarar vermeden nasıl üretim yaparız onun derdindeyiz. Üretimimiz ve kalitemiz çok arttı. Zararsız bir şekilde üretim yapıyoruz. Kullandığımız atık suları nasıl dönüşüm yaparız uzun yıllardır onunla ilgili çalışmamız sürüyor. Bu proje ile ilgili Çevre ve Sağlık Bakanlığı’ndan ödül aldık. Arıtma Tesisimizde laboratuvarımızla danışmanlık hizmeti veriyoruz aynı zamanda.
MUKADDES BAŞKAYA: Örme grubu boyahanesi olarak büyük markalarla çalışıyorsunuz. Peki diğer illere de hizmet veriyor musunuz?
REMZİYE GÜVENÇ: Evet. İşi oturttuk. İzmir, Bursa başta olmak üzere birçok ilden müşterilerimiz var. Onaylı boyahane olduğumuz için bize geliyorlar. Birçok dünyaca ünlü büyük firma ve markalarla çalışıyoruz.
MUKADDES BAŞKAYA: Peki bu başarının anahtarı nedir?
REMZİYE GÜVENÇ: Çok çalışmak ve disiplinli olmak. İşini takip etmek. Kontrol etmek önemli. İyi bir ekiple çalışmak olmazsa olmaz. İşi bilen ekiple çalışmak gerekiyor. Adama göre iş değil, işe göre adam.
MUKADDES BAŞKAYA: Doğru insana yatırım yapan firmalar zaman içinde büyümüş. Sizde o firmalardan biri olmuşsunuz…
REMZİYE GÜVENÇ: Doğru insan ve doğru ekibe yatırım yapmak sizin de söylediğiniz gibi önemli. Ekip çalışması yapılmalı. Ben değil, biz demeli. Ben tek parmağımla bardağı kaldıramam, diğer parmaklarımı da kullanmam lazım.
MUKADDES BAŞKAYA: Bir duayen olarak genç iş insanlarına ne gibi tavsiyeleriniz olur?
REMZİYE GÜVENÇ: Dürüst olsunlar. Verdikleri sözü tutsunlar. Hedef ve hayalleri olsun. Piyasayı ve yaptıkları işi takip etsinler. Dar pencereden bakmasınlar. Yenilikçi olsunlar. Artık dijital dünyadayız. Her şey otomatik. Her şeye çok kolay ulaşabiliyorsunuz artık. Hayat çok hızlı. Sürekli yenilenmek gerekli. Gençlere güveniyorum. Ekibimde de gençler var. ama tabi kontrolü bırakmamak gerekiyor.
MUKADDES BAŞKAYA: Son bir yıldır pandemiden dolayı işe daha az geliyorsunuz değil mi?
REMZİYE GÜVENÇ: Evdeyim ama işi takip ediyorum. Çalışmaktan sıkılmam, usanmam. Evde de olsam işi bırakmıyorum.
MUKADDES BAŞKAYA: Çocukluğunuza dönsek, en çok neyi özlüyorsunuz?
REMZİYE GÜVENÇ: Çocukluğum çok güzel geçti. Bizim zamanımızda mahallede kapı önünde oynardık. İp atlardık. Yedi kiremit oynardık. Babaannemin yanında büyüdüm. Bahçeli bir evi vardı. Kızı yoktu. Beni kızı gibi yetiştirdi. Dışarıda oyun vardı. Evde bana iş yaptırırdı. Şimdi anlıyorum. Beni çok güzel yetiştirmiş. Çok güzel hikayeler anlatırdı. Hala çocukluk arkadaşlarımla görüşüyorum. Küçükken el çıkrıkları ile babaannem çıkrık sarıyordu. Bana “Bu zanaat bereketli zanaat. Bunun ucundan tutan aç ta kalmaz boşta kalmaz” dedi. Çok doğru bir söz. Tekstil en çok kadın istihdamı yaratan sektör. İhracatta öncü. Bu konuda Denizli çok şanslı kadınlar anlamında. Bereketli bir sektördeyiz.
MUKADDES BAŞKAYA: Tekrar dünyaya gelseniz yine aynı işimi yapardınız?
REMZİYE GÜVENÇ: Aynı işi yapardım. İşimi çok seviyorum. Severek yapıyorum. Bu işe girip tozunu yutunca bu işten çıkamazsın.
MUKADDES BAŞKAYA: Sizi iş yaşamınızda en çok heyecanlandıran olay neydi?
REMZİYE GÜVENÇ: 2013 yılında yeni tesise taşınmamız beni çok heyecanlandırmıştı. Çok güzel oldu. Ferah binalar, yemekhane ve laboratuvar. Yeni binaya geçince çok gururlandım. Çalışanlarda memnun, bizde memnunuz. 8 Mart Kadınlar Günü beni Cumhurbaşkanlığından çağırdılar. Birebir Cumhurbaşkanımızla birebir görüşmek beni çok gururlandırmıştı. Bu iki olayı söyleyebilirim.
MUKADDES BAŞKAYA: Hobileriniz var mı?
REMZİYE GÜVENÇ: Ben mutfakta vakit geçirmeyi çok seviyorum. En büyük ve zevk aldığım hobim yemek yapmak. Kendimi bildim bileli çok erken kalkarım. İyi bir kahvaltı yapar, yürüyüşün ardından işe gelirim. İş bitinceye kadar buradan ayrılmam. Hafta sonları yemek yaparım. Çok seviyorum yemek yapmayı. Misafir ağırlamayı da çok severim. Çok mutlu oluyorum. Pazar alışverişini kendim yaparım. Organik olmasına dikkat ederim. Dışarıda yemek yemeyi sevmiyorum. Belgesel izlemeyi çok seviyorum. Eski tarihi filmleri izlemeyi ihmal etmem.
MUKADDES BAŞKAYA: Sizinle ilgili bir film yapılıyor olsaydı. Filmin ismi ne olurdu?
REMZİYE GÜVENÇ: Renk ve su ile işimiz. O yüzden filmin ismi Ebruli hayatlar. Renkli hayatlar olabilirdi.
MUKADDES BAŞKAYA: İşlerinizi yürütürken, en çok neye dikkat edersiniz?
REMZİYE GÜVENÇ: İnsanlarla iyi diyaloglarım var. Çalışanlarımla çok samimiyim. Maddi manevi hep yanlarındayım. Beni hep anneleri gibi görürler. Onlara çok değer veririm. Burada tam bir aile ortamı var. Buraya giren emekli olup gider. Emekli olanda sık sık ziyaretime gelir.
MUKADDES BAŞKAYA: Eklemek istediğiniz bir cümle, mesaj var mı?
REMZİYE GÜVENÇ: Gençler çok çalışsın. Emek versin. Kadınlara da bir mesajım var. Kadınlar çalışmalı. Aile bir bütün. Eşlerde birbirine yardımcı olsun. Aile kurumuna sahip çıksınlar. Ekonomik özgürlük iyi güzel ama eş ve çocuklarını ihmal etmesinler. Boşanmalar oluyor. Çocuklar yanlış yollara giriyor. Anne ve babalar ailelerine sahip çıkmalılar. Kariyer yapmak önemli. Ama birinci öncelik çocuk ve eş olmalı. Bu çok çok önemli.
REMZİYE GÜVENÇ İLE YAPILAN BU ÇOK ÖZEL RÖPORTAJIN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ…
1 Yorum
kıymetli meslektaşımız REMZİYE hanım kıymetli eşi Ali beyi kaybettikten sonra işlerinin başına geçerek çok çok başarılı olarak işlerini hem büyütmüş hem modernleştirerek bütün bayan girişimcilere örnek olmuştur başarılarının devamını yüce rabbimden diliyoruz ÇİÇEK TEKSTİL AŞ Mehmet Köseoğlu