EKONOMİ

DEGİAD KONUŞUYOR PROGRAMINDA DEGİAD ÜYESİ NAZİFE DEMİRKAPI HEM KENDİNİ, HEM DE İŞİNİ ANLATTI

DEGİAD KONUŞUYOR PROGRAMINDA DEGİAD ÜYESİ NAZİFE DEMİRKAPI HEM KENDİNİ, HEM DE İŞİNİ ANLATTI
Denizli Genç İş İnsanları Derneği Üyeleri hem kendilerini, hem de firmalarını “DEGİAD Konuşuyor” programında anlatıyor, bu çok özel söyleşileri Denizli Metropol, Denizli ve Dünyaya aktarıyor… On üçüncü program yayınlandı. Programın konuğu DEGİAD Üyesi ve Çocuk İşi Anaokulu Kurucu Müdürü Nazife Demirkapı oldu.

ÖZEL RÖPORTAJ
DEGİAD üyelerini tanıtan, anlatan program Denizli Metropol ekranında… On üçüncü program yayınlandı. On üçüncü bölümde program sunuculuğunu DEGİAD Yönetim Kurulu Üyesi İş ve Genel Projeler Komisyon Başkanı - Basın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Üyesi Cahide Fenli Akman yaparken, programın konuğu DEGİAD Üyesi ve Çocuk İşi Anaokulu Kurucu Müdürü Nazife Demirkapı oldu. Demirkapı, programda hem kendini, hem de işini anlattı.

İŞTE O SÖYLEŞİ…

CAHİDE FENLİ AKMAN: DEGİAD ve Denizli Metropol iş birliği ile başlatmış olduğumuz DEGİAD Konuşuyor programının on üçüncü bölümündeyiz. Bugünkü konuğumuz DEGİAD Üyesi ve Çocuk İşi Anaokulu Kurucu Müdürü Nazife Demirkapı... Hoş geldiniz. Sizi tanıyarak programa başlayalım isterseniz…
 
NAZİFE DEMİRKAPI: 1985 yılında doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Denizli’de okudum. 2003 – 2007 yılları arasında Başkent Üniversitesi’nde İngilizce öğretmenliği bölümünü okudum ve bitirdim. Mezun olduktan sonra farklı sektörlerde çalıştım. İstanbul’da bir tekstil firmasında deneyim kazanmak istedim. 2 yıl orada çalıştım ve sonra Denizli’ye geri döndüm. Geri döndüğümde de Pamukkale Üniversitesi’nde iki yıl okutmanlık yaptım. Sonra özel bir kolejde İngilizce öğretmeni olarak yoluma devam ettim. O sırada ana sınıflarında tecrübe edindim. İşin çıkış noktası da burada oldu. Ana sınıfındaki öğrencilerin öğrenme anlamında en verimli dönemleri olduğunu, eğitimin en temelinin 3-6 yaşta başladığının ve bu dönemlerin en kıymetli dönemler olduğunun farkına vardım ve sevgi ve ilgiyle çocuklara nasıl dokunurum diye düşünerek, 2014 yılında Erken Başarı Montessori Anaokulu’nu kurdum.     

CAHİDE FENLİ AKMAN: Aile olarak tekstil sektöründesiniz. O sektöre yönelmişsiniz. İngilizcede var. İhracat yoğunluklu bir şehirdeyiz. Çalışma sürecinde çocuklarla olan etkileşimle bu işe yöneldin sanırım.

NAZİFE DEMİRKAPI: İngilizce var. Rahmetli babam, beraber çalışalım istedi. Bende dedim ki, bunu görüp deneyimlemem lazım. Ama ben bunu kendi firmamızda değil de başka bir firmada deneyimlersem, daha gerçekçi olur diye düşündüm. Staj dönemlerinde öğretmenliğin tadına varmıştım az da olsa. Denizli’ye döndükten sonra okutmanlıkla başlayan öğretmenlik hayatımla kendi yolumu çizmiş oldum.

CAHİDE FENLİ AKMAN: Bu kararı verdiğinizde çocuğunuz var mıydı?

NAZİFE DEMİRKAPI: Ediz 1 yaşındaydı. O da etken oldu. Öğrencilerle çalıştığım yıllarda geleneksel sistemleri deniyorduk. Fakat ben farklı yöntemler peşindeydim. Oğlum doğunca her anne gibi nasıl daha faydalı olabilirim düşüncesiyle araştırırken Montessori yöntemiyle tanıştım. Her çocuğu iyi gelen bir sistem. Bu konuda kendimi eğittim ve kendi okulumu açtım.

CAHİDE FENLİ AKMAN: Montessori eğitimi nedir?

NAZİFE DEMİRKAPI: Montessori eğitimini konuşsak saatler yetmez. Derin ve geniş bir eğitim sistemi. Bu soru bana yöneltildiğinde geleneksel sistemle kıyaslayarak cevaplıyorum. Mesela geleneksel sistemde yaş aralığına göre sınıflandırma ve bir sınıf öğretmeni var. Montessori sisteminde karma sınıflar var. 3 ile 6 yaş bir arada. Her zaman birlikteler. Bu yaş aralığı çok. Çatışma çıkmıyor mu? diye soruyorlar. Siz öğrencileri sınıflandırsanız, sınırlarsanız, belli zamanlarda bir araya getirseniz çatışma çıkar. Ancak 3 ile 6 yaş her daim bir arada olursa, bunun tadına varırsa ve aynı ortamı paylaşırsa çatışma çıkmaz. Doğal yaşam aslında. Evdeki kardeş gibi. İçgüdüsel olarak korumaya geçiyorlar. 3-6 yaş arasında Montessori sisteminde sınıf olarak değil, istasyon yöntemi ile devam etmeniz gerektiğini söylüyor. İstasyondan sorumlu bir öğretmen bulunuyor. Çocuklar çoğu işi kendisi yaparken, öğretmenler kılavuzluk yapıyor. En kolaydan en zora giden materyal silsilesi var. Herkes aynı anda matematik çalışıyor mesela.   

CAHİDE FENLİ AKMAN: Yeni kuşak çocuklar çok zeki. Üst seviyedeki çocukların aynı yaş grubu ile birlikte olması baskılıyor mu çocuğu?

NAZİFE DEMİRKAPI: Bir öğrenci 3 yaşında diyelim. O çocuk birçok alanda 3,5 - 4 yaş potansiyeli gösterebiliyor. 4-5 yaşın grup çalışmasında birlikte olduğunu ve aynı potansiyeli alabildiğinizi görebiliyorsunuz… Çocuğu yaşı ile sınırlamamak gerekiyor. İlgi ve yetenekleri doğrultusunda ilerlemesini teşvik etmek lazım.

CAHİDE FENLİ AKMAN: Pandemi dönemini nasıl yönettiniz?

NAZİFE DEMİRKAPI: Açıkçası çok fazla etkilenmedik. Az önce bahsettiğim istasyonlarda maksimum 10 öğrenci aldık. Maske takıyorlar. Bu iç disiplinden kaynaklanıyor. Bizde ödül ve ceza yoktur. Öğrenciler bir şeyi kendi için yapar ya da yapmaz. Maske takmanın bilincine vardılar. Tüm personel kurallara uyuyor. Tek kullanımlık malzemeler kullanıldı. Bu konuda çok titiz davrandık. Dışarıda giyilen kıyafetler okulda giyilmedi. Her şey sürekli dezenfekte edildi. Denizli’de bir ilki gerçekleştirerek, “okulum temiz belgesi” aldık. Tüm kurallara harfiyen uyduk, uymaya da devam ediyoruz.

CAHİDE FENLİ AKMAN: Neden isim değişikliği yaptınız?

NAZİFE DEMİRKAPI: 2014’te Erken Başarı ismiyle açıldık. Ben sonra kendi markamı kurmak istedim. Hiç kimsenin boyunduruğu altında kalmak istemedim. İstanbul velisi ile Denizli velisi çok farklı. Eğitime bakış açımızda çok farklılaştı. İsmi Çocuk işi Anaokulu oldu. Aslında bu Maria Montessori’nin bir sözü bu. “Oyun çocuğun işidir” diye bir cümlesi var. Evet dedim bunun üzerinden gittim. yaptığımız her şey çocuk işi aslında. İsim güzel oturdu.

CAHİDE FENLİ AKMAN: Montessori eğitimini belirleyen kriterler nedir?

NAZİFE DEMİRKAPI: Bizde klasik sınıf kavramı yok. Montessori sınıfı çok geniş bir alanda bölüm bölüm ayrılmıştır. Sınıflarımız var ama hepsi birer atölye gibi. Öğrenciler kendi seviyelerindeki çalışmalarını yaparak ilerliyorlar. Süreyle kısıtlamıyoruz çocuğumuzu. Öğrenci doyuma ulaşınca etkinliği bırakıyor. Biz o çalışmada çocuğumuzu bölmüyor, sınırlamıyor, süre vermiyoruz. Tam öğrenme fazla müdahale ile değil, çocuğu özgür bırakarak meydana geliyor. Bir plan program dahilinde ilerliyoruz. Her öğrenci için istasyon programları var. Ama bunu hissetmeden ilerliyorlar. Basitten zora giden bir yol çiziyoruz öğretmenlerimiz öncülüğünde.

CAHİDE FENLİ AKMAN: Montessori’den sonra klasik eğiteme geçerken bir bocalama yaşıyorlar mı öğrenciler.

NAZİFE DEMİRKAPI: Yaşamıyorlar. Bizim öğrencimiz mezun olduğunda bir Montessori karnesi oluyor. Sanat algısı, matematik gibi bilgilerin içerdiği bir karnesi var. Sınıf öğretmenleri ile buluşuyoruz ve öğrenci ile ilgili tüm bilgileri aktarıyoruz. Sene sonunda öğretmenlerimizle tekrar buluşup Montessori eğitimi alan öğrenci ile almayan öğrenci arasındaki farkları soruyorum. Şimdiye kadar olumsuz bir geri dönüş almadık. Montessori’de dışarıdan branş öğretmeni almıyoruz. Bir öğrencinin hangi alana yatkın olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Vizyon sahibi nesiller yetiştiriyoruz. 

CAHİDE FENLİ AKMAN: DEGİAD Üyesisin. DEGİAD ile ilgili neler söylersin?

NAZİFE DEMİRKAPI: Daha yeni bir üyeyim. Çalışmaları takip ediyorum. Dergiler ve sosyal medyadan. Sektörlerin birbirini tanıması anlamında daha fazla etkinliklerin yapılmasını gönülden isterim. Pandemi sürecini de iyi yönettiniz. O konuda da sizi tebrik ediyorum.

“DEGİAD KONUŞUYOR” PROGRAMINDA DEGİAD ÜYESİ NAZİFE DEMİRKAPI, HEM KENDİNİ, HEM DE İŞİNİ ANLATTI…
HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

0 Yorum

Yorum yaz

fixed-whatsapp-icon